| Aileler çocuklarına bu tarz şeyleri anlatırlar ya. | Open Subtitles | يخبر الأباء أطفالهم ذلك النوع من الأشياء |
| O tarz şeyleri eve getiremezsin. | Open Subtitles | حسنا، لا يمكنك إحضار هذا النوع من الأشياء معك للبيت |
| Bu tarz şeyleri her zaman görürüz. | Open Subtitles | حسناً, نحن نرى هذا النوع من الأشياء كل الوقت |
| Bu tarz şeyleri sevmediğini duymuştum. | Open Subtitles | 'لأنني سمعت بأنك لا تحب القيام بهذا النوع من الأشياء |
| Bak, bu tarz şeyleri karına ya da kız arkadaşına alabilirsin. | Open Subtitles | اسمع، تستطيع منح ذلك النوع من الأشياء لزوجتك أو صديقتك. |
| Buralarda bu tarz şeyleri fark etmezler işte. | Open Subtitles | - لأنهم لا يلاحظون هذا النوع من الأشياء هنا |
| O tarz şeyleri sevmediğimi bilmiyor musun? | Open Subtitles | ! ألا تعلم أني لا أحب أن أشرب هذا النوع من الأشياء ؟ |
| "Sun-Times" kültür birimi o tarz şeyleri sever. | Open Subtitles | "القسم الثقافي في صحيفة "السن تايمز يحب هذا النوع من الأشياء |
| Beklentileriniz bu tarz sunumlar, şekiller, renkler ve böylesi bir çok yöntem ile taciz edilebilir. Ve bu düşünmek üzerine gayet güzel bir soru: Neden bu tarz şeyleri eğlenceli buluruz? Bunlar bizi neden eğlendirir? İşte Lionel’in bir süre önce yaptığı bir çalışma. Bu tarz küçük şeylere bayılıyorum. | TED | نستطيع أن ننتهك توقعاتك بطرق شاملة و متعددة في عرضنا من خلال الشكل و اللون و هكذا و هو أمر أساسي و هو سؤال شيق ممكن التفكر فيه .لماذا نجد هذه الأشياء ممتعة لماذا نجدها ممتعة ؟ إليك بعض هذه الأشياء التي قمنا بها من فترة . أنا أحب هذا النوع من الأشياء الصغيرة على هذه الشاكلة |
| O tarz şeyleri sever. Geri getirebilirim. | Open Subtitles | انها تحب هذا النوع من الأشياء |
| Sanırım ben sadece Vincent'ın bu tarz şeyleri yapmasına çok alışmışım. | Open Subtitles | أخمّن أنّي فحسب... اعتدت كثيرًا الاعتماد على (فينست) لفعل هذا النوع من الأشياء |