Hiç olmazsa, iyi tasarlanmış bir uzay gemisinde kan kaybından öleceğim! | Open Subtitles | على الأقل سأنزف على أرضية سفينة فضاء ذات تصميم جيد حقًا |
Çoğu sınav, sizi ezmek için tasarlanmış zihinsel ve fiziksel görevlerden oluşur. | Open Subtitles | معظم التعهدات تتألف من الكراهية المطلقة و التخلف العقلي اللتي صممت لتكسركم |
Her şeyden önce, bu sistem 500 yıldan daha eski bir bilgi teknolojisi için tasarlanmış. | TED | أولًا، تم تصميمه من أجل تكنولوجيا المعلومات التي تعود لأكثر من 500 سنة |
Felç ayrıca bedenin bizi canlı saklamak için tasarlanmış iç sistemlerine müdahele ediyor. | TED | إنّ الشلل يتعارض مع أنظمة الجسم الداخليّة، والتي صُممت لتُبقينا على قيد الحياة. |
Orlando, Florida'da Epcot Center'daki bu su altı klavyesi insanların ve yunusların su altında birlikte çalışmaları ve bilgi alışverişi yapmaları için tasarlanmış olan en gelişmiş iki yönlü arayüzdür. | TED | هذه لوحة مفاتيح تحت الماء في أورلاندو بفلوريدا في مركز إبكوت، والذي كان بالواقع أكثر واجهات التصميم ذات الاتجاهين تطوُّراً حيث تسمح للبشر والدلافين بالعمل سويَّةً تحت الماء وبتبادل المعلومات |
Galiba Morty'nin robotu, hafta sonu kaçamaklarından daha fazlası için tasarlanmış. | Open Subtitles | أظن أن آلة مورتي مُصممة للقيام بأكثر من توفير اللذة الفطرية. |
Aynen amcamın tek kişi için tasarlanmış telefonu kullanış şekli gibi. | TED | إنها تماما الطريقة التي يستخدم بها عمي الهاتف المصمم لشخص واحد. |
Nadiren değil de sıklıkla kullanılmak üzere tasarlanmış şeyler isteriz. | TED | وامتلاك الأمتعة المصممة لاستخدامها معظم الوقت لا في مناسبات محددة فقط |
Görünüşe göre güvenlik duvarını aşmak için tasarlanmış. | Open Subtitles | يبدو هذا كأنّه صُمّم لإختراق الجدار الناري. |
Yani bu, önceden tasarlanmış yapacağım şeyin halihazırda zihnimde bulunduğu bir koreografi değil. Şimdi bu koreografiyi onlara öğreteceğim ve dans konusunda boş bir kutuya benzeyen bu öğrenciler onu öğrenecekler. | TED | إذا هذا ليس النوع من تصميم الرقص عندما يكون لدي فكرة عن الذي سأقوم بعمله، عندما أقوم بتحديد الروتين في ذهني وأقوم فقط بتعليمها لهم، وهؤلاء مايسمون بالأوعية الفارغة، سيتعلمونها فقط. |
Poloya'daki bu gazeteyi yeniden tasarladıktan hemen sonra Dünyanın En İyi tasarlanmış Gazetesi adını aldı. | TED | فقط بعد سنة من إعادة تصميم هذه الصحيفة في بولندا قاموا بتسميتها أفضل صحيفة تصميماً في العالم |
Çok güzel tasarlanmış bir bina daha duvardaki bilindik bir elektrik düğmesinin sesiyle mahvoldu. | TED | ها هو مبنى ذا تصميم جميل معابٌ بصوت المفتاح الكهربائي الشائع |
Tayfaların kaskları. Onlar suyun altında yüzebilmek için tasarlanmış, değil mi? | Open Subtitles | خوذات القوات , صممت لتحسين الرؤية تحت الماء , صحيح ؟ |
Numara bir kadın için tasarlanmış, aletin takılır dediler ama nasıl yapılacağını buldum. | Open Subtitles | لأن هذه الحيلة صممت لتفعلها النساء لأن أعضائك ستتشابك لكنني اكتشفت كيفية حلها |
Biri doğa için tasarlanmış, diğeri ise doğa tarafından. | TED | أحدهما تم تصميمه للطبيعة، والآخر مصمم من قبلها. |
Bu şey her türlü metal veya sentetik dedektörden geçmesi için tasarlanmış. | Open Subtitles | .هذا الشيء تم تصميمه ليتخطّى أي نوع من كاشفات المعادن |
Bir kâhin tarafından 500 yıl önce tasarlanmış bir makine. | Open Subtitles | تلك الآلة التي صُممت منذ 500 عام بواسطة نبيّ ؟ |
ve keyif vermek. Çok az şey bana çok iyi tasarlanmış bir bayraktan daha fazla keyif verebilir. | TED | و أشياء يسيطة تعطيني متعة أكبر كما الحال في علم جيد التصميم. |
Galiba Morty'nin robotu hafta sonu kaçamaklarından daha fazlası için tasarlanmış. | Open Subtitles | أظن أن آلة مورتي مُصممة للقيام بأكثر من توفير اللذة الفطرية. |
Profosyonel madenciler, bulmacaları hızlıca çözmeleri için tasarlanmış, özel donanımlı bilgisayar sistemleri kullanıyorlar. | TED | إن عاملي المناجم، عاملي المناجم المهنيين، يستخدمون أجهزة خاصة المصمم لحل الأحجية بسرعة شديدة. |
Ve öğrendikleri şey, böyle küçük şeyler, doğru yapıldıgında, fark yaratır ve bu iyi tasarlanmış dakikalar markaları yaratabilir. | TED | وما تعلموه ان تلك الاشياء الصغيرة اذا عملت بشكل متقن فان لها تأثير, واللحظات المصممة بشكل جيد تصنع علامة تجارية |
Görünüşe göre güvenlik duvarını aşmak için tasarlanmış. | Open Subtitles | يبدو هذا كأنّه صُمّم لإختراق الجدار الناري. |
şeklindeydi. Bu statükoyu korumak üzerine tasarlanmış bir sistemdir, büyük ve müdahaleci bir hükümet statükosunu. | TED | وهذا هو نظام الذي صُمم لإنقاذ الوضع الراهن، بما في ذلك الوضع الحالي لحكومة ضخمة و جائحة. |
Özellikle erkekler için tasarlanmış giysilerinin içine giyebilecekleri bir şeyden bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدّث عن حمّالة تحتية، مصمّمة خصيصاً للرجال. |
Virüs veya kimyasal büyük özenle tasarlanmış. | Open Subtitles | أمّا كيميائي أَو فيروسي وعلى الارجح انه احد الذي تم هندسته |
Çünkü gitmesi gereken yere gitmesi için tasarlanmış. Amacı bu. | Open Subtitles | لأنه مصمّم ليفعل ما جُبل لعدم فعله هذا هو المهم |
Anayasa gelişen, sinsice ve zarifçe tasarlanmış bir kurum; imkan olduğunda, partiler arası anlaşmazlığı nasıl kontrol edeceğimizi öğretme gibi özel bir amacı olan ve mümkünse anlaşmazlığı çözmek için yöntemler gösteren bir kurum. | TED | وهو كيانٌ مُصمم متطور، وفعّال ومرن لديه هدف محدد ليعلّمنا كيف نتعامل مع الخلافات التعصبية وأين يمكننا القيام بذلك، ويعطينا آليات للتغلب على هذا الخلاف عندما يكون ذلك ممكنًا. |
Düşman bilgisayar ağını çökertmek için tasarlanmış virüsler, solucanlar ve askeri sınıf kötü amaçlı yazılımlar var. | Open Subtitles | فيروسات، ديدان، برامج حربيّة ضارّة مُصمّمة لتُصيب وتُدمّر شبكات حاسوب العدوّ. |