Bunda kimin daha popüler olduğunu tartışan tavukların gıdaklamalarından düşüncelerini bile duyamadığını yazmış. | Open Subtitles | في هذه، لا تستطيع التفكير حول الدجاج تقوقئ وتقرق حول من الأكثر شعبيّة. |
Ama Joel larvaları büyük, sulu ve lezzetli haline gelene kadar bekletiyor çünkü bunlar tavukların favori protein kaynağı aynı zamanda. | TED | لكنه انتظر لتكون يرقات كبيرة ولذيذة يقدر المستطاع لأنه بروتين الدجاج المفضل |
Masumlar kendilerini suçlu hissettiler ve tavukların isyanı kısa sürdü. | Open Subtitles | وعانى الابرياء مع المذنبين وثورة الدجاج لم تدم طويلا |
Bankacılar, tavukların şahinlere karşı olduğu gibi hırsızlığa karşı hazırlıklı olmalıdır. | Open Subtitles | يجب أن يتوقع موظفى البنك عمليات السطو بنفس الطريقة التى يتوقع بها الدجاج الصقور |
Bu tavukların ikisini de yemeni istiyorum. | Open Subtitles | أتوقع أنك ستتناول كل هذا الدجاج الاثنتين معاً |
Burada kalıp, tavukların kümesini temizlemeye yardım edebilirsin. | Open Subtitles | لا ، يمكنك البقاء هنا معي تساعدني في تنظيف خم الدجاج |
Beyaz tavukların çok başarılı bir kuluçka dönemi vardır, bilir misin? | Open Subtitles | هَلْ عَرفتَ بأنّ الدجاج الابيض سلالة نجاحة من الهجائنِ؟ |
Sadece tavukların kafalarını ısırarak koparacak ve selam vereceksiniz. | Open Subtitles | تأكلان الدجاج حتى رؤوسها، وتقومان بالانحناء |
tavukların nereye gittiğini hiç bilmiyordum. Ama umarım Bronx'a gitmemişlerdir ve umarım mutludurlar. | Open Subtitles | لم تكن لدي أي فكره عن أين ذهبوا الدجاج ولكني كنت آمل انهم لم يذهبوا إلى برونكس |
Hadi, sizi tavuklar şu ipleri yakalayın! tavukların iplerle arası iyidir. | Open Subtitles | هيا.أيها الدجاجه.أمسكوا هذه الحبال لكن الدجاج ليس جيد في الحبال |
Bunlar, artık yumurta vermeyen eski tavukların büyük göğüslerinin kullanılmasıyla yapılıyorlar. | Open Subtitles | أصلاً هذه القطع من الدجاج الكبير في السن أو المقطوعة رجله فهو من لحم الدجاج في الأساس |
Garaja kapanıp tavukların kafalarını ısırmadığına şükretmelisin. | Open Subtitles | إنّه ليس بالمرآب على الأقل يقضم رؤوس الدجاج |
tavukların kafalarını kesip organıma mı geçirmemi söylüyorsun? | Open Subtitles | أتقول لى أن أقطع رءوس ذاك الدجاج و ألصق نفسى فيهم |
18 yaşındayken tavukların kafalarını ısırarak kopardığı için tutuklanmış. | Open Subtitles | عندما كان في عمر 18,إعتقل لأجل, عض رؤوس الدجاج. |
O zaman bile hep onu beklerdim. tavukların arasında saatlerce otururdu. | Open Subtitles | و حتى لو ذهبت الى هناك كانت ستمضي ساعات عديدة بين الدجاج |
tavukların nereden geldiğini sanıyorsunuz? | Open Subtitles | من اين باعتقادك ياتي الدجاج ، ايها الشريف ؟ |
Buradaki tavukların çoğu, birkaç adım atar sonra yere düşer. | Open Subtitles | كثير من الدجاج لايمكن ان يخطوا بضع خطوات وبعدها يتساقطون لانهم لا يستطيعون |
tavukların hastalanması önemsenmiyor. | Open Subtitles | لايهمهم اذا كان الدجاج سيمرض من تعامل قليلي الخبرة |
Hepsi tüccarlar tarafından ihtal edilen tavukların depolanması için kullanılıyor. | Open Subtitles | يستخدمه التجّار المحليون لتخزين الدجاج المستورد |
- Bir de senin lanet olası tavukların. - Evet. Lanet olası bahçemizde yetiştirdiğimiz sebzeleri yeriz. | Open Subtitles | أحضر دجاجاتك اللعينات نعم , نحن نأكل الخضروات من الحديقة اللعينة |
Yedikleri tavukların isimlerini bilmek isteyen ve kendi elektrikli araçlarını süren bu heriflerin oluşturduğu büyük bir servet var. | Open Subtitles | قد تُصنع ثروة هائلة بواسطة هؤلاء الرجال الذين يقودون سياراتهم الكهربائية و يريدون أن يعرفوا أسماء الدواجن التي يأكلونها |