ويكيبيديا

    "teşkil" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يشكل
        
    • تشكل
        
    • يشكلون
        
    • عبره
        
    • يحتذى
        
    • لاتشكل
        
    Sovyetler Birliği bu dünyadaki özgürlüğe ciddi bir tehlike teşkil ediyor. Open Subtitles بأن الاتحاد السوفيتي يشكل تهديدًا حقيقيًا للحرية في هذا العالم وفي أوروبا، وفي
    Ama bu suç teşkil etmiyor. Open Subtitles أنتما محقين لكن ذلك لا يشكل جريمة جنائية
    Bu, bir delil teşkil etmiyor. Buna izin veremem. Open Subtitles القائمة لا تشكل دليلا لا مصدر لها , لن ادع
    Burda yapmaya çalıştığım şey ülke güvenliği için tehlike teşkil etmediğinizi göstermek. Open Subtitles ما أريد عمله هنا هو أن أتثبت من أنك لا تشكل تهديداً على أمن هذا البلد
    Ve şimdi bize kamu güvenliği için hangi insanların risk teşkil ettiğini söyleyecekler. Open Subtitles والأن ، يمكنهم إخبارنا أي الناس يشكلون خطر لأمان العامة.
    O cinayetler bir örnek teşkil etsin diye oldu. Open Subtitles جرائم القتل كانت تهدف لان تكون عبره
    Ve bu şimdi, bazı İslamî hareketler ya da Arap dünyasındaki bazı ülkeler için ilham veren bir emsal teşkil etmektedir. TED وهذا النجاح قد بات اليوم مثالٌ يحتذى به لبعض الحركات الاسلامية في البعض الدول العربية
    Benim burada olmam bir sorun teşkil ediyorsa o zaman gitmeliyim sanırım. Open Subtitles إذا كان حضوري هنا يشكل عائقاً اعتقد حينها أنه يتوجب على المغادرة سأغادر
    Onu artık tehlike teşkil etmeyeceği bir yere götürmek istiyoruz. Open Subtitles نحن لا نريد أذيته، نريد فقط إحضاره لمكان حيث لن يشكل خطر لأحد
    Seni temin ederim ki o raporda sorun teşkil edecek bir şey bulamassın. Open Subtitles ليس هنالك شيئٌ بذلك التقرير .قد يشكل أية مشاكل
    Kilitli bölmedeki eroin, çocuğa zarar teşkil etmiyor. Open Subtitles الهيروين فى صندوق مغلق لا يشكل خطر للطفل
    Onun hepimiz için daha büyük bir tehlike teşkil ettiğini düşünüyorum sadece. Open Subtitles أنا فقط أعتقد أنه يشكل خطرا على كل واحد منا.
    Soruşturmamın güvenliğine karşı risk teşkil ediyor. Open Subtitles إنه يشكل خطراَ أمنياَ على تحقيقاتي
    Bu Pasifik Adaları'nı çevreleyen resifler Mercan Üçgeni'nin kalbini teşkil ederler. Open Subtitles الشعاب المرجانية التى تحيط هذه الجزر بالمحيط الهادى تشكل قلب المثلث المرجانى
    Tehdit teşkil etmeyen ve tamamen vatanperver duygularını ifade etmek için başka şeyler çağrıştıran bir metafor kullandın demek. Open Subtitles يالها من استعارةٍ مثيرة تسخدمينها لوصف مشاعرك الوطنية التي لا تشكل أي تهديد يو ..
    Bu ifadede söyleyeceğin hikâye davamızın kaynağını teşkil edecek. Open Subtitles القصة التي تقوليها في هذه الشهادة تشكل قاعدة الأساس لهذه القضية
    Kırmızı bir pelerin giysin ya da giymesinler bu ülke için, özgürlüğümüz ve hayatlarımız için tehdit teşkil ediyorlar. Open Subtitles سواء كانوا يرتدون الزي الاحمر ام لا إنهم يشكلون تهديدا لهذا البلد حريتنا، وحياتنا
    İngiltere İmparatorluğu ve Birleşik Devletler haricinde, komünizmin başlangıç aşamasında olduğu yerlerde, komünist partiler ve beşinci kollar Hristiyan uygarlığına karşı artan bir gözdağı ve tehlike teşkil etmektedir. Open Subtitles فيما عدا دول الكومنولث البريطانية، والولايات المتحدة، حيث مازالت الشيوعية في مهدها فإن الأحزاب الشيوعية أو من يمثلون الطابور الخامس يشكلون تحديا متزايدا خطرًا على الحضارة المسيحية
    Bir örnek teşkil edilmeli. Open Subtitles يجب أن يكون عبره
    Bu dava ile emsal teşkil etmek istiyorlar. Open Subtitles هذه المحكمه يجب ان تكون عبره
    Sorumluluğunuzla örnek teşkil etmeniz gerekir. Open Subtitles يجب أن تكون على استعداد لتكون مثالا يحتذى به من المسؤلية.
    Federal sağlık yetkilileri bu olayın tatilciler için bir tehlike teşkil etmediğini söylüyorlar. Open Subtitles نائبو وزارة الصحة يعلنون ان ظاهرة المد الأحمر لاتشكل اية خطورة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد