Farklı bir evrene çekildim. Çünkü her bir evren tehlike içinde. | Open Subtitles | لقد كنت أسحب من كون لآخر لأن جميع الأكوان في خطر |
Dünyadaki diğer ekosistemlerin çoğu da ciddi, çok ciddi bir tehlike içinde. | TED | والعديد من الأنظمة البيئية على وجه الأرض بالفعل في خطر شديد. |
Peki sana hastalarının, rüyalarında gerçek fiziksel tehlike içinde olduklarını söyleseydim ne yapardın? | Open Subtitles | ماذا لو أخبرتك أن مرضاك في خطر طبيعي حقيقي من أحلامهم |
Ve eğer bir hata yaptıysanız şerif olarak bu bölgedeki konumunuz büyük bir tehlike içinde demektir. | Open Subtitles | وإن كنت قد أرتكبت خطأ منصبك كشرطى فى هذة البلدة سيكون فى خطر حقيقى |
tehlike içinde değilim ama acele ediyorum. | Open Subtitles | لست في محنة لكني مستعجلة |
Ben... Farklı bir evren tarafından çekildim çünkü her bir evren tehlike içinde. | Open Subtitles | لقد تم سحبي من كون لآخر لأن جميع الأكوان في خطر |
Elise'i hâlâ görüyor musun? Elise hâlâ görüşümüz dahilinde ama bu Amerikalı muhtemel bir tehlike içinde. | Open Subtitles | مازلنا نرى إليز وارد، ولكن الأمريكي في خطر داهم. |
Fakat konu sadece kızınız hakkında değil, torununuzda tehlike içinde. | Open Subtitles | لكن هذا ليس فقط حول إبنتك. حفيدتك في خطر. |
İri yapılı, kel bir adamla konuşuyordu. Justin'i tehlike içinde olduğu için uyarmak zorundaydım. | Open Subtitles | كان يتحدّث لهذا الرجل الكبير الأصلع، وكان عليّ تحذيره، وإخباره أنّه في خطر. |
Ölümcül bir tehlike içinde olmasam, neden böyle bir şey yapayım? | Open Subtitles | ولماذا أفعل ذلك إن لم أكن في خطر مميت؟ |
Bayan Saxon, çok büyük bir tehlike içinde olduğunuza inanmak için nedenlerim var. | Open Subtitles | السيدة ساكسون، لدي مايدفعنيللاعتقاد... بأنكِ في خطر محقق |
Senin yerinde olsaydım, bu adam ciddi bir fiziksel tehlike içinde olurdu. | Open Subtitles | لو كنت انا لكان الرجل في خطر جسدي |
Yazışmalarım engellendi, odam defalarca arandı, tüm çalışmalarıma polis tarafından el konuldu ve ben bu arada saklanıyorum, çünkü hayatım olması muhtemel bir tehlike içinde. | Open Subtitles | مراسلاتي تم اعتراضها فتّشتوا غرفتي مراتٌ عديدة قامت الشرطة بمصادرة اعمالي وفي هذه اللحظة انا مختفي عن الأنظار فـ حياتي في خطر وشيك. |
Beni sıkıştırmanız ciddi bir tehlike içinde olduğunuzu gösteriyor. | Open Subtitles | رغبتك الملحة تشير أنك في خطر شديد |
Ama hepimizin ölümcül bir tehlike içinde olmamızdan korkuyorum. | Open Subtitles | لكني أخشى أننا كلنا في خطر محدق |
Köyümüz tehlike içinde ve bizim terketme zamanımız geldi. | Open Subtitles | القرية في خطر والوقت قد حان للرحيل |
Sizin düşündüğünüz gibi değil. Aslında, o büyük bir tehlike içinde. | Open Subtitles | حقيقه , هى فى خطر ماحق ولهذا اريد استعمال تليفونك |
Silver Streak'te bir adam öldürüldü ... ve büyük tehlike içinde olan bir kız var. - Treni durdurmalıyız. | Open Subtitles | وتوجد فتاه فى خطر داهم ينبغى علينا ايقاف القطار |
Küçük kızımı kaçırdılar. Eşiniz ciddi bir tehlike içinde. Bir dakika. | Open Subtitles | لقد إختطفوا ابنتى زوجتك فى خطر داهم دقيقة من فضلك |
Seni büyük tehlike içinde buldum. | Open Subtitles | لكني وجدتك تتعرض لخطر كبير هنا |