Siz emrime amadeyken kendimi tehlikeye atmak için bir sebep yok. | Open Subtitles | لا أرى سبباً يجعلني أعرض حياتي للخطر بينما تتواجد أنت لخدمتي |
Görev yerini terk etmek, koşuşturmaya teşvik etmek, kemirgenleri tehlikeye atmak... | Open Subtitles | ترك واجبكِ، التحريض على الفوضى تعريض حياة القوراض للخطر بشكل متهور |
Adamlarının hayatını kayıtsızca tehlikeye atmak.. | Open Subtitles | تَعْرِيض حياةِ رجالِكَ للخطر بسبب التهوّر ِو شَربَ الخمر أثناء العمل |
Sanırım demek istediği bu işte hayatımızı tehlikeye atmak istediğimizden emin değiliz. | Open Subtitles | لسنا متأكدين إذا كنا نريد المخاطرة بحياتنا من أجل شيء مثل هذا |
Şiddetli bir tipiydi, sizi tehlikeye atmak istemedim. | Open Subtitles | العاصفة الثلجية كانت شديدة جداً لم أستطع المخاطرة بالذهاب إلى هناك |
Gerçekten bu gezegenin insanları için hayatını tehlikeye atmak istiyor musun, Binbaşı? | Open Subtitles | تريد حقا أن تخاطر بحياتك لناس هذا العالم، أيها الرائد؟ |
Cumhurbaşkanı De Gaulle'ün hayatını tehlikeye atmak için... teröristlerin tasarlamış olduğu... en tehlikeli plandır. | Open Subtitles | المفهوم الأكثر خطورة الذي يمكن ان يبتكرة الإرهابيون لتعريض حياة الرئيس ديجول للخطر. |
Bense, bir hata yaparak geleceğimi tehlikeye atmak istemiyorum! | Open Subtitles | لكن انا مش عايز أغلط غلطة تعرض مستقبلي للخطر |
Birkaç adam hasta diye bizi açık denizde tehlikeye atmak mı? | Open Subtitles | يعرضنا للخطر وسط البحر والسبب احدهم مريض ؟ |
Çünkü normal bir yaşam şansımı tehlikeye atmak istemiyorum. | Open Subtitles | لانني لا أريد ان اعرض فرصتي للعيش حياة طبيعية للخطر. |
Ekibimi oraya göndermek insanları tehlikeye atmak olmasaydı düşünmezdim bile. | Open Subtitles | ممكن لو بعت فريقه نعرض حياة الرهاين للخطر انا مش هاعبره |
Aptalca bir hata yapıp bütün bunları tehlikeye atmak istemezsin, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تُريدَين التَعْرض للخطر هذا السخيفِ اخطأ في الحكمِ... أليس كذلك؟ |
Burgund'un iki prensini de aynı anda tehlikeye atmak hiç de zekice değil. | Open Subtitles | ليس من الحكمة تعريض أميرين لبورغيند للخطر بالوقت نفسه |
Çünkü saldırıyı tehlikeye atmak istemiyorlar. | Open Subtitles | لأنهم لا يريدون المخاطرة بألا تجري الهجمة كما يريدون |
Berbat saatler, ...kötü maaş, ...nankör işverenler için hayatını tehlikeye atmak? | Open Subtitles | عمل خطر و أجر سئ المخاطرة بحياة المرء من أجل صاحب عمل جحود ؟ |
Hayatını köle maaşı için tehlikeye atmak istiyorsan buyur. | Open Subtitles | تريدين المخاطرة بحياتكِ مقابل أجرٍ زهيد، افعلي |
Mermilerden kaçıp tetiğe basarak hayatını tehlikeye atmak. | Open Subtitles | أن تخاطر بحياتك , تتفادى الرصاص وتجذب الزناد |
Kariyerini tehlikeye atmak istiyor musun? | Open Subtitles | أتريد أن تخاطر بمشوارك بأكمله؟ |
Kazandıklarını tehlikeye atmak pahasına mı? | Open Subtitles | و تخاطر بكل شيء حصلت عليه؟ |
Çünkü olanlardan sonra seni ve diğer Kütüphanecileri daha büyük bir tehlikeye atmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا أرفض وضعك وبقية أمناء المكتبة في قبالة الخطر |
Asla seni tehlikeye atmak istemedim... kaybetme riskine atmak istemedim. | Open Subtitles | أنا ما عنيت لوضعك في خطر... للمخاطرة بفقدك أيضا. |