Uzun bir çalışma gününden sonra eve geldiğimde, Tek düşündüğüm şey bebeğim olur. | Open Subtitles | , عندما أعود لمنزلي ليلاً بعد يوم عمل طويل كل ما أفكر به هو العودة إلى ابني |
Son zamanlarda Tek düşündüğüm şey sonuçlar. | Open Subtitles | كل ما أفكر به مؤخرا هو العواقب |
Tek düşündüğüm şey bu. | Open Subtitles | هذا كل ما أفكر به |
Şimdi bir mimar olarak, parçadan bütüne ilişkisi şu an için Tek düşündüğüm şey, fakat ürün dizaynı açısından, şirketler için daha büyük sorun haline geliyor. | TED | كمهندس معماري ، علاقات الجزء بالكل -- هي كل ما أفكر فيه ، ولكن من حيث تصميم المنتجات أصبحت هذه العلاقات مشكلة متزايدة للشركات. |
Tek düşündüğüm şey ayak hakimiyetim. | Open Subtitles | كل ما أفكر فيه هو عملى |
Son geri çekiliş operasyonunu yaparken burada olmana gerek yok demiştin yatakta uzanıyordum, şimdi Tek düşündüğüm şey eve gitmek. | Open Subtitles | -نعم عندما كُلفت بعمليه صعبه و قلت أنك تكره الذهاب؟ كنت بفراشي و أدركت أن ما أريده هو العوده للوطن |
Son geri çekiliş operasyonunu yaparken burada olmana gerek yok demiştin yatakta uzanıyordum, şimdi Tek düşündüğüm şey eve gitmek. | Open Subtitles | عندما كُلفت بعمليه صعبه و قلت أنك تكره الذهاب؟ كنت بفراشي و أدركت أن ما أريده هو العوده للوطن |
Yine de Tek düşündüğüm şey bu. | Open Subtitles | مع أن هذا كل ما أفكر به |
Tek düşündüğüm şey o ve çocuklar. | Open Subtitles | هي والأولاد كل ما أفكر به |
Tek düşündüğüm şey sensin. | Open Subtitles | أنت كل ما أفكر فيه |
Tek düşündüğüm şey bu. | Open Subtitles | بل هو فعلاً كل ما أفكر فيه. |