Bu sesleri duyan tek kişinin ben olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف إذا كنتُ الوحيد الذي يسمع هذه الأصوات |
Onlara karşı cesurca direnip mücadele eden tek kişinin sen olduğunu söyledi Debbie. | Open Subtitles | وديبي هنا أخبرتني بأنك كنت الوحيد الذي يملك الجرأة على والقوف ضده والتصدي. |
Bu dünyada bana sırtını dönmemiş tek kişinin yüzünü görmek-- | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي لم يدير ظهره لي في هذا العالم |
- O zaman bu da doğru değil. Bunu yıkayabilecek tek kişinin LaTour olduğu doğru değil mi? | Open Subtitles | أليس صحيحا ان الشخص الوحيد الذى كان فى امكانه غسل الكأس, هو لاتور ؟ |
Bunu bilen tek kişinin ben olması beni özel hissettiriyor. Tamam. | Open Subtitles | لكن كوني الوحيدة التي تعرف يجعلني أشعر أنني مميزة , حسناً |
Avcı bile olsa tek kişinin bizi koruyabileceğini hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أرى كيف أن شخص واحد حتى المبيدة يمكنها حمايتنا |
Enfekte olan tek kişinin Teğmen Scott olduğundan emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكده أن ملازم سكوت الوحيد الذى إصيب بالعدوى |
Bunu anlayan tek kişinin sen olmadığını bilmelisin. Sen 3 kişiden birisin. | Open Subtitles | لقد تغيّر العالم، يجب أن تعلم أنّك لست الوحيد الذي اكتشف ذلك. |
Ve o öldüğünde ve bilen tek kişinin ben olduğumu fark ettiğimde, şey, o da çok iyi bir işti. | Open Subtitles | وحين مات وأدركت أنني بقيت الوحيد الذي يعلم كان هذا عمل جيد جداً |
Çalışmak zorunda olduğun tek kişinin o olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | ما رأيك؟ هل هو الوحيد الذي عليه أن يعمل؟ |
- Beni eğitebilecek tek kişinin sen olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تايلور , قال لي أنك الوحيد الذي يمكنه أن يعلمني اياه |
Sonra, hayatının geri kalanı boyunca öpeceğin tek kişinin o olduğunu anlarsın. | Open Subtitles | وأنت تدرك أن ذلك الشخص هو الشخص الوحيد من المفترض أن تكون تلك القبلة لبقية حياتك |
Olay yerini bilen tek kişinin her tarafı kumdur. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي يعرف أين مسرح الجرمية كان فمه مليئاً بالرمال |
Evliliğimin iş anlaşması olduğunu mu, beni mutlu eden tek kişinin yarı yaşımdaki bir dansçı olduğunu mu? | Open Subtitles | بأن زواجي لم يكن سوى صفقة عمل ؟ وأن الشخص الوحيد الذي جعلني سعيداً هي راقصة بنصف عمري ؟ |
Gerçekten bu karşılaşmadan cevap alan tek kişinin siz olduğunu mu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | أنتِ فعلاً تعتقدين بأنكِ الوحيدة التي ستحصل على إجابات من هذه المقابلة؟ |
Aramızda engel olan tek kişinin o olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وتقول أنه العقبة الوحيدة التي تحول بيننا |
Oğlumu korkularından kurtaracak tek kişinin o olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | أحس أنها الوحيدة التي ستخرج ابني من مخاوفي |
Ama ayrıca tek kişinin her şeyi değiştirebileceğini de biliyorum. | Open Subtitles | لكنّي أعرف أيضًا أن بوسع شخص واحد تغيير كلّ شيء. |
Şu dünyada beni seven tek kişinin o olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | وعرفت أنها الأنسانة الوحيده التي تحبني |
Boston'dan bir kalp cerrahı, Kongre Üyesine oğlunu kurtaracak tek kişinin Yüzbaşı John McIntyre olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | على ما يبدو فان جرّاح قلبٍ مهمٍّ في بوسطن اخبر عضو الكونغرس ان الوحيد القادر على معالجة ابنه هو النقيب جون ماكنتاير |
Sorun büyüyü yapabilecek tek kişinin o olması. | Open Subtitles | المشكلة هي أنها الوحيدة القادرة على إلقاء التعويذة |
Bu civarda yaptığını bilen tek kişinin o olduğunu düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | أتعلم, بدأت أعتقد انه هو الوحيد هنا |