Hayır, efendim. Tek mantıklı açıklaması, onun bir gemi olması. | Open Subtitles | كلا يا سيدي، التفسير المنطقي الوحيد أن هذه سفينة فضائية |
Hayatımın dönüştüğü bu mantıksız duruma, verdiğim Tek mantıklı yanıt oldu bu. | Open Subtitles | لقد كان الرد المنطقي الوحيد للموقف الغير المنطقي الذي اصبحت حياتي عليه |
Tek mantıklı açıklama uzun süre bağlı kalmış olması. | Open Subtitles | التفسير المنطقي الوحيد هو العبودية طويلة الأجل |
...ve Maya takviminin 21 Aralık 2012'de bittiğini düşünürsek buradan çıkarılacak Tek mantıklı sonuç dünyanın sona erecek olmasıdır. | Open Subtitles | عندما تنظر الى حقيقة بأن تقويم شعب المايا ينتهي في 21 ديسمبر 2012 التفسير الوحيد المنطقي الذي تتوصل اليه هو |
Ama bir şeyler gördüm, duydum. Tek mantıklı açıklaması da bu. | Open Subtitles | ولكن رأيت الأشياء, أسمع الأشياء, ذلك هو التفسير العقلاني الوحيد, |
Bunun Tek mantıklı açıklaması benim bir şekilde zamanda geriye doğru gitmiş olmam. | Open Subtitles | التفسير المنطقى الوحيد أنى عدت بطريقه ما عبر الزمن |
Bu dünyada hayatta kalmanın Tek mantıklı yolu kural tanımamaktır. | Open Subtitles | الطريقة المنطقية الوحيدة للعيش في هذ العالم هي بدون قوانين |
Tek mantıklı açıklaması; ciddi bir hastalık için hastaneye yatmadan tedavi görüyor. | Open Subtitles | التفسير المنطقي الوحيد... هو أنّه يتلقى العلاج كمريض خارجي لمشكلة صحية خطيرة |
Yaşayacak çok yıllarım var. Tek mantıklı seçenek benim. | Open Subtitles | لدي سنوات عديدة أخرى لأحياها وأنا الخيار المنطقي الوحيد |
- Yörüngede değil gezegende de yok.Bunun Tek mantıklı açıklaması ona kim saldırdıysa,.. | Open Subtitles | إنه ليس في المدار، وليس على سطح الكوكب لذلك فإن الاحتمال المنطقي الوحيد هو أن من هاجمه |
Bunun Tek mantıklı açıklaması buraya bulunması için bırakılmasıdır. | Open Subtitles | الدافع المنطقي الوحيد لتركها هو أنه قُصِد لها أن تُكتشف |
Bu sebeple Tek mantıklı açıklama benim büyülü bir varlık oluşum. | Open Subtitles | لذا , هذا التفسير المنطقي الوحيد بأنني ساحر |
Fakat benimle konuşmuyor olmanın Tek mantıklı sebebi korkuyor olman. | Open Subtitles | لكن السبب المنطقي الوحيد لتفسير عدم تحدّثكِ معي هو أنّك خائفة |
Çılgınca geldiğini biliyorum, ama evet Tek mantıklı açıklama bu. | Open Subtitles | اعلم ان هذا يبدو جنونيا ,لكن, اجل, لكنه التفسير المنطقي الوحيد |
Yapmayı düşünebildiğim Tek mantıklı şey söylediklerimi savunmak için bedenimi, sağlığımı özgürlüğümü ve ya hayatımı kullanmak. | Open Subtitles | الشيء المنطقي الوحيد الذي يمكن أن أعمله أَنْ ياستعملَ جسمَي أَو صحتي .. ... حريتيأَوحياتي... |
Tek mantıklı açıklama bu. | Open Subtitles | إنه.. إنه التفسير المنطقي الوحيد |
Bu Tek mantıklı açıklama, Albay. | Open Subtitles | هذا هو التفسير المنطقي الوحيد ، كولونيل |
Keserken bileklerini çeviremiyor. Tek mantıklı olan bu. | Open Subtitles | إنّه غير قادر على تدوير معصمه عندما يقوم بالشق، إنّه الأمر الوحيد المنطقي. |
Muhteşem. Bunun Tek mantıklı açıklaması rüya görüyor olmam. | Open Subtitles | -رائع، التفسير الوحيد المنطقي أن هذا حلم |
Yapılabilecek Tek mantıklı şey bu. | Open Subtitles | أنه الشئ العقلاني الوحيد لنفعله |
Davranışlarının Tek mantıklı açıklaması bu. | Open Subtitles | إنه التفسير العقلاني الوحيد لتصرفه |
Yani, bu Tek mantıklı bir açıklama. | Open Subtitles | انه التفسير المنطقى الوحيد |
Aklıma gelen Tek mantıklı açıklama bu. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة المنطقية الوحيدة لتفسير ما حصل |