Bir başka deyişle, devlet tekeli şiddet kullanımını kontrol altında tutmaktadır. | TED | بعبارة أخرى , احتكار السلطة التي تملك حق استخدام العنف يسر على نحو مضبوط بصورة جيدة |
Rusya'nın Doğu Avrupa'daki doğal gaz tekeli | Open Subtitles | هو احتكار روسيا على سوق الغاز الطبيعي الأوروبي الشرقية. |
Amerika'nın nükleer güç tekeli sona ermişti. | Open Subtitles | انتهى احتكار أمريكا للسلاح النووي |
Amerika'nın nükleer bomba tekeli sona ermişti. | Open Subtitles | انتهى الاحتكار الأمريكي النووي |
Ve bu tekeli... tabiki kötüye kullanacaklardı. | Open Subtitles | وعندئذ ستستخدم هذا الاحتكار في افساد |
Ve polisin araştırma görevinde tekeli yok | Open Subtitles | والقسم ليس عليه إحتكار أعمال التحري والتحقيق |
Dolayısıyla güvenle gönderildiklerine emin olmak için Nootka ve Çin arasında çaya karşılık su samuru ticaretinde kullanılacak bir tekeli imzalamanızı tevazu ile rica ediyoruz. | Open Subtitles | لذا، لضمان إيصالهم بأمان نفترح بكل تواضع أن تعطي الشركة إحتكار تجارة الشاي |
"Tohum işine girecekler, tüm mahsulün tohum işini yapacaklar, böylece tohum tekeli haline geleceğiz, çiftçiler tohum almak için her zaman bize gelmek zorunda kalacak." | Open Subtitles | "وسوف ندخل في الأعمال البذور. وسيفعلون الأعمال التجارية من بذور جميع انواع المحاصيل، حتى يكون لدينا احتكار البذور، |
Tuz yapımında kraliyet tekeli var. | Open Subtitles | هناك احتكار ملكي لصناعة الملح |
Eğer ticaret anlaşması imzalanırsa, Chan'ın iş tekeli sona erer. | Open Subtitles | لو انضمت الصين الي هذه المعاهده (سينتهي احتكار (تشان |
Ki Linux'un tekeli yok. | Open Subtitles | بانه عندهم احتكار |
Tarihin en büyük tekeli olacak. | Open Subtitles | وسيكون الاحتكار الأكبر في التاريخ |
Delaney aynı tekeli ona teklif ederlerse Nootka'yı Amerikalılara kolayca satar. | Open Subtitles | (ديلاني) سيبيع (نوتكا) بكل سهولة إلى الأمريكيين إذا عرضوا عليه حق الاحتكار نفسه |
Bay Pratt, Illinois Kane İlçesinde tohum dağıtımında tekeli sizin elinizde mi? | Open Subtitles | (سيد (برات هل تملك عقد إحتكار على توزيع البذور "في مقاطعة (كاين) في ولاية "إيلينوي؟ |