Bu yayın yasağının kasti olarak ihlali ve savcılığın müvekkilime teklif ettiği anlaşmanın kasti bozulmasıdır. | Open Subtitles | إنه إنتهاك صارخ لأمر منع النشر ومحاولة متعمدة لتخريب إتفاق الإقرار بالذنب الذي عرضه المُدعي العام على موكلي |
Bana ve sana teklif ettiği her şeyi istedim. | Open Subtitles | أرت ذلك بكل التفاصيل التي عرضها وما عرضه عليك ولكن |
Bir milyon dolar Vince'den bir milyon dolar bana teklif ettiği kasetten. | Open Subtitles | مليون دولار من (فينس) و مليون دولار لنفس الشريط الذي عرضه عليَّ |
Başkan'ın sana teklif ettiği şeyi anlıyabiliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف ما الذي تعرضه عليك الرئيسة؟ |
Ama asıl kötülük, acentanın teklif ettiği şey değil. | Open Subtitles | ولكن الشر لا يكمن فيما تعرضه الوكالة |
Lakin bu iyi bir şey çünkü güzel bir kadının bana içki içmeyi teklif ettiği anı hatırlamak isterim. | Open Subtitles | لكن ذلك جيّد، لأنني أريد تذكر اللحظة التي دعتني فيها إمرأة جميلة لتناول شراب معها. |
Bu resim, size evlenme teklif ettiği zaman üzerinde çalıştığınız resimdi. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر هذه كانت واحدة من اقتراحه لك, آنستي |
Hala Remy'nin teklif ettiği rakama yaklaşamadık. | Open Subtitles | لا زال ما لدي بعيدٌ عما عرضه ريمي عليّ. |
Olan biteni düşünüyordum. Keeler'ın sana teklif ettiği şey neydi, nasıl razı oldun? Masa başında bir koltuk mu? | Open Subtitles | (مرحباً يا (ديفيد كنت أفكر فى الأمور ما عرضه عليكِ (كيلر), ماذا كان؟ |
teklif ettiği para, beni çok uzun zaman idare ederdi. | Open Subtitles | المال الذي عرضه عليه |
Bak, Tony. Yardımına ihtiyacım yok. Sana teklif ettiği miktar şu. | Open Subtitles | ـ (توني) اسمع ، انا لا اريد مساعدتك ـ هاك ما عرضه عليك |
En büyük pişmanlığım Chris'in bana teklif ettiği şeyi kabul etmememdi. | Open Subtitles | أكبر ندم بحياتي لا يقارن (بما عرضه عليّ (كريس |
Ama Canning'in teklif ettiği maaş her neyse onu geçmeye azimliyim. | Open Subtitles | على أي راتب عرضه كانينغ عليكم |
teklif ettiği geleneksel bir evlilik değil. | Open Subtitles | ما تعرضه عليك ليس زواجاً تقليدياً. |
Bırakman için Süreç'in sana teklif ettiği para | Open Subtitles | ما تعرضه عليك منظمة "العملية" من مال لكي تنسحبي |
Big Bear'de çalıştığım doktorun sürekli teklif ettiği bir kulübe var. | Open Subtitles | ثمّة كوخ في مدينة (بيج بير) تعرضه عليّ طبيبة أعمل معها باستمرار |
Lakin bu iyi bir şey çünkü güzel bir kadının bana içki içmeyi teklif ettiği anı hatırlamak isterim. | Open Subtitles | لكن ذلك جيّد، لأنني أريد تذكر اللحظة التي دعتني فيها إمرأة جميلة لتناول شراب معها. |
Bilhassa Antonius'u tebrik etmek istiyorum savaş alanında bir hamam inşa etmemizi teklif ettiği için. | Open Subtitles | .. قبل كل شيء (أريد أن أشيد بـ (أنتونيوس على اقتراحه على إنشاء الحمّات في أرض المعركة |