Hayır, yaptığımı telafi etmek için bir şey yapmam lazım gibi hissediyorum. | Open Subtitles | يجب ان افعل شئ للتعويض عن هذا اسمع , انت شرطى جيد |
4 yıl süren savaş sonrası umutsuzca yıkımı telafi etmek için Rusya topraklarında gerekli yatırımı yaptı. | Open Subtitles | الاقتصاد السوفياتي أيضا كان في حاجة ماسة للإستثمار للتعويض عن ويلات أربع سنوات من الحرب على الاراضي الروسية |
Bence bu günahını telafi etmek için ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ تعرفين ما عليكِ فعله للتكفير عن تلك الخطيئة |
Ama bunu telafi etmek için elimde vücudumun gerçekten çok gizli köşelerinin fotokopisi var. | Open Subtitles | ولكن لدي بعض الصور المثيرة حقا لبعض أجزاء جسدي المثيرة لأعوضك. |
Ama bunu telafi etmek için, geri kalan yaşamımızı seninle geçireceğiz. | Open Subtitles | لَكنَّنا نَنْوى قضاء بقيّة حياتِنا لتعويضك عن ذالك |
Ve şimdi kendime soruyorum, telafi etmek için ne yapabilirim? | Open Subtitles | والان اسأل نفسى عن الذى يمكننى تقديمه لكى اعوضك. |
Hatalarımı telafi etmek için teslim olduğuma inanmakta güçlük çektiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنّك تجد من الصّعوبة إلى إعتقد أنا أدور نفسي في للتعويض عن أخطائي. |
Biliyoruz ki geçit ağı düzenli olarak bağdaşık güncellemeler geçiriyor gezegen kaymalarını telafi etmek için. | Open Subtitles | نحن نعرف أن شبكة البوابة تخضع التحديثات المتلازمة الدوريه للتعويض عن التطور الكوني |
Berbat saç tıraşlarını ve yazla kışı aynı yerde geçirmek zorunda olmalarını telafi etmek için. | Open Subtitles | للتعويض عن حلاقة شعرهم دون المستوى والحقيقة التي هم يجب أن شتاء وصيف في نفس المكان. |
Şimdi de, kaybettiğimiz zamanı telafi etmek için, personelimi pazar günü bile çalıştırıyorum. | Open Subtitles | الآن، جعلت طاقم عملي يعملون يوم الأحد للتعويض عن الوقت الذي خسرناه |
Bu yaptıklarımı telafi etmek için yapabileceğim bir şey varsa seve seve yaparım. | Open Subtitles | والآن لو كان هناك أي شيء أفعله للتكفير عن ذاك الذي فعلت سأسعد جداَ بفعله |
Bir iki ırkçı bakan tarafından saklanmış olan hayatının projesi bu beş para etmez rejimin günahlarını telafi etmek için hazır! | Open Subtitles | عمل حياتك مخبأ من قبل مجموعة من الوزراء العنصريين الآن على استعداد للتكفير عن خطايا هذا النظام الخسيس |
Günahlarını telafi etmek için güzel bir şekilde korkmadan ölmek istiyor. | Open Subtitles | أنه يريد أن يموت بدون خوف. للتكفير عن خطاياه. |
telafi etmek için kahvaltı ya da başka bir şey için dışarı çıkalım mı? | Open Subtitles | أن أصحبك لتناول الفطور أو أي شيء لأعوضك عن الأمر؟ |
Eğer bunu telafi etmek için yapmamı istediğin bir şey varsa... | Open Subtitles | ..إن كان هناك ما يمكنني فعله لتعويضك |
Evet, doğumda karışmayı telafi etmek için, ...yemek arabası almak. | Open Subtitles | نعم، حسنا، اليكم هذا النخب لكوننا تبادلنا عندالولادة، ولحصولي على شاحنة الغذاء كتعويض عن الأضرار. |
Kocan seni ihmal ettiğini fark etmiyorsa ki sen de, bakıma ihtiyaç duyan bir hanımsın bunu telafi etmek için başka yollar araman çok doğal ve adil. | Open Subtitles | إذا لم يدرك زوجك أنه يُهملك وأنّك تحتاجين إلي رعاية فإن لك الحق أن تجدي طرقا أخري لتعويض ذلك |
Bir de sürekli diyor ki telafi etmek için yapabileceğiniz bir şey varmış. | Open Subtitles | أنهُ يستمر بتكرار أن هناك أمراً يمكنك القيام به للتعويض عما فات. أجل؟ |
Bunu telafi etmek için ne yapabilirim? | Open Subtitles | ما الذي يمكنني أنّ أفعله لأعوض لك هذا الامر؟ |
Ben bebeğiniz ile telafi etmek için çalışıyordu bu yüzden sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو السبب لمحاولتي التعويض عن الأمر بهذا الطفل |