Bir şeyler kesinlikle ters gidiyor, bu insanları tanımıyoruz. | Open Subtitles | أمر خاطيء جداً إننا لا نعرف هؤلاء الأشخاص |
- Her şey kusursuz olsun diye çok çabaladım ama her şey ters gidiyor. | Open Subtitles | لجعل كل شيء مثالي ولكنه كله خاطيء |
Ama eğer bir anda olduysa, bir şeyler ters gidiyor demektir. | Open Subtitles | لكن عندما تحدث فجأة, فهناك أمر خاطيء |
Shah Rukh Khan: Değerini bilmediğimiz bu havada bir şeyler ters gidiyor. | TED | شاروخان: هناك خطبٌ ما في الهواء الذي نعتبر وجوده من المُسَلَّمات. |
O cümleyi her söylediğinde bir şeyler ters gidiyor. | Open Subtitles | كل مرة تقول هذا الكلام يحصل معنا خطبٌ ما |
Hastanın kan basıncı çok düşük. Bir şeyler ters gidiyor. | Open Subtitles | ضغط دمّ المريض منخفض جداً ثمّة خطبٌ ما |
Bir şeyler ters gidiyor. | Open Subtitles | هناك أمرٌ خاطيء |
Cidden bir şeyler ters gidiyor. | Open Subtitles | هناك أمر خاطيء بشكل خطر |
Düzgün gitsin istiyorum ama her şey ters gidiyor. | Open Subtitles | {\pos(189,237)} رغبت بأن يكون الأمر صحيحاً وكان كله خاطيء |
Bir şeyler ters gidiyor. | Open Subtitles | شيء ما خاطيء |
Fakat bir şeyler ters gidiyor. | Open Subtitles | أعرف أنّ هناكَ خطبٌ ما |
Davada bir şeyler ters gidiyor. | Open Subtitles | هنالك خطبٌ ما، حدث في قضيتها |
Bir şeyler ters gidiyor gibi. | Open Subtitles | يبدو وكأنّه هناك خطبٌ ما. |
Ah, Nate, birşeyler ters gidiyor. | Open Subtitles | (نيت)، هناك خطبٌ ما. |