| Ayrıca aslında ticarette ve keşif yapmakta ve yeni insanlarla buluşmakta da iyiyiz. | TED | نحنُ أيضًا جيدون في التجارة والإكتشافات ومقابلة ناس جدد. |
| ticarette İsa'nın parasal değerinden... ..bahsedebilirim. | Open Subtitles | يمكن أن أتحدث جيدا، بقوة عن عملية الدولار وقيمة السنت المسيح في التجارة |
| Evet, ama sen ticarette ve devlet yardımlarında doğru yaptın. Bu yüzden onu konuşmuyoruz. | Open Subtitles | أجل , لكنك عدلت الامر في التجارة , و الاعانات المالية |
| Antlaşmanın yüksek ihtimalle olacağı lafının duyulmasından sonra ticarette kesinlikle bir azalma oldu. | Open Subtitles | على العكس، فى الواقع كان هناك بالتأكيد زيادة طفيفة في التداول منذ أن أعُلن عن خبر ان المعاهدة محتمل ان تتم |
| Bu bize ticarette bir üstünlük sağlıyor. | Open Subtitles | لذا هو يعطينا ميزة في التداول |
| Şunu unutmayın ticarette kimseye nezaketi için para ödemezler. | Open Subtitles | ولكن لا ننسى في مجال الأعمال التجارية... ... لا أحد يدفع لالمداراة. |
| Tüm bu para borçtan yaratıldığından , ve rastgele ticarette dolaştığından beri, insanlar kendi orijinal borçlarından uzaklaştılar. | Open Subtitles | و بإعتبار أن هذا المال خلق من الدين, و يتم تداوله بحرية عبر التجارة, يصبح الناس منفصلين عن دينهم الأصلي. |
| Senatör, dış ticarette uzman olduğunuzu duymuştum. | Open Subtitles | سيناتور، وصلني أنك خبير في التجارة الدولية |
| Connavers birkaç yıl önce borcumu ödemek için beni ticarette kazandı. | Open Subtitles | فاز كونافرز لي في التجارة لدين قبل بضع سنوات. |
| ABC ağı, ticarette T&A ağı olarak sıcakkanlılıkla bilinen -- çok fazla jargon kullanmıyorum değil mi? | TED | شبكة ABC ، المعروفة بمودة في التجارة مثل شبكة T&A، صحيح -- تلك ليست لهجة كثيرة، أليس كذلك؟ |
| ticarette buna, "Ben Franklin Yaklaşımı" denir kalemi birisine imzalaması için bu şekilde bırakırsın. | Open Subtitles | في علم التجارة يُدعى هذا "قبضة بن فرانكلين" وضع القلم على سطر الذي تريد أن يوقّعه أحدهم |
| ticarette ,büyük atış Arzan Contractor... Bu ülke özgür ama... | Open Subtitles | ...طلقة التجارة الكبيرةِ آرزان المقاول ...إنّ البلد حرة لكن |
| Pazar yerindeydim, ticarette. | Open Subtitles | لقد كُنا في السوق نقوم ببعض التجارة. |
| Tahminleme perspektifinden, eğer ticarette değişiklik bekliyorsak, mesela Afrika Büyüme ve Fırsatlar kanunu nedeniyle, veya ticareti teşvik eden diğer politikalar nedeniyle, hangi bölgelerde yoğun olarak HIV enfeksiyonu görülebileceğini biliriz. | TED | من وجهة نظر تنبوئية, إذا علمنا أين من الممكن أن تتغير التجارة على سبيل المثال, بسبب النمو في أفريقيا و قانون الفرص أو السياسات الأخرى التي تشجع التجارة يمكننا في الواقع التفكير في المناطق التي من المحتمل أن تصاب بالإيدز بشكلٍ كبير |
| Gelecek ticarette. | Open Subtitles | التجارة لها مستقبل |
| - ticarette rekabetin... | Open Subtitles | ـ مُنافسة على التجارة |
| Buna karşılık olarak, Bretton Woods kuruluşları, yani IMF ve Dünya Bankası, yardım yerine serbest ticarette ısrar etti. Fakat tarihte, serbest ticaretin ekonomik büyüme sağladığını gösteren çok az ampirik kanıt var. | TED | وردًا على ذلك، فإن مؤسسات بريتون وودز - صندوق النقد الدولي والبنك الدولي - شجعت التجارة الحرة وليس المساعدات، ويبين السجل التاريخي بقليل من الأدلة التجريبية أن التجارة الحرة هي التي تؤدي إلى النمو الاقتصادي. |
| Avukatımız hata yapmış. Bazen ticarette böyle şeyler olur. | Open Subtitles | أخطأ محامينا، يحدث هذا في مجال الأعمال |