Stratosfere orada ne olduğunu görmek ve mikroplar toplamak için hava balonları gönderebilirsiniz. | TED | يمكنك إرسال بالونات الطقس إلى طبقة الستراتوسفير، جمع الميكروبات، ومعرفة ما يحصل هناك. |
Milyonlarca yıl boyunca, Afrika'nın yaylalarında, Kadınlar sebze toplamak için işe gidip geldi. | TED | فمنذ ملايين السنين و فى مروج أفريقيا أُوعز للنساء العمل فى جمع خضرواتهم |
Tüm o kadınları bir yerde toplamak yetenek ister. Yetenek budur işte. | Open Subtitles | يتطلب الأمر الموهبة لجمع كل هؤلاء الفتيات في مكان واحد، تلك موهبة |
Bazı çok eski sürüngenler, ısı toplamak için özel adaptasyonlar geliştirmişti. | Open Subtitles | بعض الـزواحـف القديمه كان لديها تكيف معين لمساعدتهم فى تجميع الحراره |
Ve kış gelene kadar yeterli meşe palamudu toplamak zorunda. | Open Subtitles | يقوم بجمع ما هو كافي من الجوز ليواجه الشتاء القادم |
Eşyalarımı toplamak ve yarım kalan işlerimi halletmek için birkaç saat verin sadece. | Open Subtitles | أعطني بعض الوقت ﻷحزم أمتعتي و أجمع معداتي و أنهي بعض الأشغال العالقة |
2,300 yıl önce İskenderiye yöneticileri insanlığın en cesur amaçlarından biriyle yola çıktılar; dünyadaki bütün bilgileri bir çatı altında toplamak. | TED | قبل 2300 عام، قرر حكام الإسكندرية تحقيق واحدٍ من أكثر الأهداف الإنسانية جرأة: جمع كل المعارف في العالم تحت سقفٍ واحد. |
General müsaade buyurursa, tüfekleri toplamak için zaman harcamak daha iyi olur. | Open Subtitles | مع تصريح الجنرال , هذا هو الوقت الأنسب لتقضيه في جمع البنادق |
Bilgi toplamak için aylar harcanan bir soruşturma nasıl iki gün aktif olabilir? | Open Subtitles | كيف يكون هناك استجواب نشط ليومان فقط عندما يستغرق جمع المعلومات اشهر ؟ |
Saldırı hakkında bilgi toplamak için senden daha iyi konumda olan kimse yok. | Open Subtitles | لا أحد في موقع أفضل منك يمكَّنه من جمع المعلومات حول هذا الهجوم |
Her salak dosya odasından, her salak dosyayı toplamak ve komiteye göndermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد جمع كل ملف غبي من كل غرفة ملفات غبية وإرسالهم إلى اللجنة |
Aslında bu ismi meçhul yöneticinin işi fikir toplamak, önerileri tartışmaya açmak ve yapılanlar hakkında bilgi aktarmaktı. | TED | كان دور الأدمن المجهول هو جمع الأفكار ومساعدة الأعضاء على التصويت وإعلان نتائج التصويت |
Sağ ol Tom, şu an birçok Quahoglu ailenin küçük Paul Lewis için yardım parası toplamak amacıyla araba yıkadığı Spooner sokağındayım. | Open Subtitles | أنا هنا في شارع سبونر حيث تقوم عدة عائلات من كوهوج بغسل السيارات لجمع المال لأجل عملية زرع عضو للشاب بول لويس |
İnsanları bir fikir altında toplamak için bolca baskı yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | استغرق الامر الكثير من لي الاذرعة , من جهتي لجمع الاشخاص للمجيء |
Ve bunun veri toplamak için tek şansı olduğu manasına geldiğini biliyordu. | TED | وذلك يعني أنها علمت بأنه لديها فرصة واحدة فقط لجمع البيانات. |
benim işim her çocuğun en iyi fikrini toplamak ve çalışacağını umduğum şeylerle birleştirmek. | TED | وتكمن مهمتي في تجميع أحسن الأفكار التي يأتي بها الأطفال ومحاولة دمجها للخروج بشيء يمكن أن ينجح. |
Bunu yapmak çok büyük bir emek gerektirdi, verileri toplamak, algoritmaları geliştirmek, bütün bu yazılımı yapmak. | TED | لقد قاموا بمجهود كبير جداً بجمع المعلومات .. وتطوير الخوارزميات وكتابة البرامج |
Şu su işine para toplamak için okulları geziyorum. | Open Subtitles | أتجول عبر المدارس أجمع النقود لأجل بناء آبار للفقراء |
Şimdi l ruhlar l've iddia da başarılı olamadı toplamak için fazla mesai çalışmak zorunda, size Büyük Tasarım yapmış hasar geri almak için. | Open Subtitles | الآن يجب أن أضاعف عملي لأجمع الأرواح التي لم أكن قادراً على حصدها لأبطّل العطل الذي سببتيه للتوازن الكوني |
Bu yüzden bir eyalete gidip programı denemek ve bilgi toplamak için bağışları kullanacağız. | TED | لذلك سنتخدم أولاً التبرعات لوضع البرنامج في مرحلة التجريب و لتجميع البيانات. |
İlk oyun benden diğer böceklerden kaçarken kovanlarda biriktirmem için polen toplamak amacıyla arıyı yukarı aşağı uçurmamı istiyor. | TED | تطلب اللعبة الأولى مني تطيير نحلة إلى الأعلى والأسفل كي تجمع اللقاح وتضعه في خلاياها، بينما تبتعد عن الحشرات الأخرى. |
Hakkınız olanı geri almanız için enerjimizi bir araya toplamak ihtiyatlı olmaz mı? | Open Subtitles | لذا أليس من الحكمه بأن نجمع طاقاتنا حتى تعيدي ما هو حقاً لكِ؟ |
Hey, dinle. Eğer iş arama konusunda ciddiysen, elma toplamak o kadar da sıkıcı değil. | Open Subtitles | أنظر إذا كنت جاد بخصوص الحصول على وظيفة قطف التفاح ليس بذلك الملل |
Mesela, niye onları maç sonrasında stadyumdaki çöpleri toplamak için eğitmeyelim ki? | TED | على سبيل المثال، لماذا لا ندربهم على إلتقاط المهملات بعد حدث في ملعب رياضي؟ |
Pamuğu zamanında toplamak için kaç kişi gerek? | Open Subtitles | كم نحتاج من العمال لقطف القطن في الوقت المحدد؟ |
Sonra geriye sadece sersemlemis yaralilari toplamak kalir. | Open Subtitles | و هكذا، يصبح الأمر مجرد التقاط للأسماك المصابة. |
Şimdi de incinmiş haldesin ve ben de senin parçalarını bir sonraki felaket ilişkin için toplamak zorundayım. | Open Subtitles | والان على ان اجمع شتاتك من بعد علاقة كارثية |
Bunları toplamak çok zaman almış olmalı. | Open Subtitles | لا بدَ أنَك إستغرفت فترة طويلة لتجمع هذا كلَه |