Yakaladığın her fırsatta bu toplantılara katılıp kıçının üzerinde oturman lazım. | Open Subtitles | تحتاج الي ان تكون في هذه الاجتماعات وكل فرصة تحصل عليها |
Gitmem istenen toplantılara gittim. | TED | ذهبت الى الاجتماعات التي طلب مني أن أذهب إليها. |
Yoksa biz oturup bu saçma toplantılara devam edecek miyiz? | Open Subtitles | ، هل التمويل المصرفي في موضعه الصحيح أم سنحظى بمزيد من الإجتماعات المضحكة؟ |
O toplantılara bir katıl, göreceksin ki yarısı bilgi veren kişiler. | Open Subtitles | انت تذهب لتلك الإجتماعات نصف الناس هناك مخبرون |
Katie'nin babası, biz evlendikten sonra birkaç yıl o toplantılara gitti. | Open Subtitles | والد كيتي ذهب لمثل هذه اللقاءات بعد عدة سنوات من زواجنا |
Yaklaşık on yıl önce, hani şu seks bağımlılarının katıldığı toplantılara gtimeye başladım. | Open Subtitles | أترون , قبل عشر سنوات بدأت على ادمان الجنس من خلال اجتماعات خفية |
Biraz içti ama o günden beri elini sürmüyor, her gün toplantılara gidiyor. | Open Subtitles | ولكن عاد لإقلاعه عن الشرب منذ ذلك الوقت, وهو يذهب للإجتماعات يومياً |
Benimle birlikte farklı toplantılara gelmesi için cesaretlendirdim | TED | كنت أشجعها أن تذهب معي إلى العديد من الاجتماعات. |
Ama gittikçe yayıldı, ve çok geçmeden, düzenlediği toplantılara 20 kişi, 30 kişi geliyordu. | TED | لكن الخبر انتشر وبدأ 20 شخصاً، 30 شخصاً بحضور هذه الاجتماعات الشهرية التي نظمتها تيريزا. |
Tamam, dedi. toplantılara başlayalım. | TED | قال، حسنا، سنبدأ في عقد هذه الاجتماعات. |
Hayatınızda bazı uzun, sıkıcı toplantılara katıldığınızı düşünebilirsiniz ve eminim öyledir. | TED | يمكن أن تشعر أنك حضرت بعض الاجتماعات الطويلة والمملة في حياتك، أنا وأثق أنك خضت ذلك. |
(Kahkaha) Kafalarını toplantılara bu şekilde götürürler. | TED | إنها طريقة لإيصال رؤوسهم إلى الاجتماعات. |
Üniversitedeyken o toplantılara katıldığını söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون بأنك كنت تحضر تلك الإجتماعات بالكلية حينما كنت طالبا بها |
Artık toplantılara da gitmeyeceğim. | Open Subtitles | وإننى لن أذهب إلى هذه الإجتماعات مره أخرى |
Beni neden böyle toplantılara çağırdıklarını bilmiyorum çünkü hiç de politik bir komedyen değilimdir. | Open Subtitles | أنا لا أدري لماذا يختارونني في مثل هذا النوع من اللقاءات لأنني في الأساس أنا لست إطلاقا كوميديا سياسيا |
Kendini biraz sev, kardeşim. Ve ara sıra o toplantılara katıl. | Open Subtitles | عليك أن تحب ذاتك واذهب للمشاركة ببعض اللقاءات |
toplantılara katılmazsan haberin olmaz tabii. | Open Subtitles | ذاك ما تناله من جرّاء غيابك عن اجتماعات الطاقم، أيها الطبيب. |
- Genelde eve yakın toplantılara gidiyorum. | Open Subtitles | . فى الواقع كنت أذهب للإجتماعات القريبه من المنزل |
Çünkü böyle şeylerden anlıyorsan toplantılara gidebilirsin. | Open Subtitles | لانك فقط تذهب للاجتماعات عندما تكون فاهماً للأمور |
Sert alarmlarımız, mutlu toplantılara, ve ölümcül yürüyüşlerimiz, neşe dolu ölçülere ve sınırlara döndü. | Open Subtitles | تَغيّرتْ أجراس إنذارنا الصارمة إلى إجتماعات مرحة مواكبنا المُخيفة إلى مسيرات مبهجة |
O yüzden bundan sonra sadece düzenli toplantılara katılacağım. Teşekkürler. | Open Subtitles | لذا من الآن و صاعداً سأحضر . الأجتماعات العادية فقط ، شكراً |
Ayrıca kendi derslerini verip toplantılara katılarak Güney Amerika boyunca seyahat etti. | TED | حيث سافر إلى جنوب أمريكا لحضور التجمعات السياسية لالقاء الخطابات الخاصة به. |
Seni evden atıp ona değişeceğini toplantılara gideceğini söz verdirip bu sözleri tutmanı sağlamadan önce çık git oradan. | Open Subtitles | قبل أن تطردك تجعلك تعود لها ، وقلبك في قبعتك تعدها بأمور ، وأن تذهب لإجتماعات التعافي |
Hiç kolay değildi, fakat, uzun yıllar, en az haftada bir kez toplantılara gittikten sonra, | Open Subtitles | , لم يكن سهلا ولكن بعد عدة سنوات من الذهاب للاجتماع مرة واحده اسبوعيا على الاقل |
Lütfen. Artık içmeyeceğim. Her gün toplantılara gideceğim. | Open Subtitles | أرجوكِ، سأتوقف عن كل شئ سأذهب لاجتماعات يومياً |
Sana, toplantılara gelme demekle kendimi suçlu hissettim. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَشْعرُ بالذنب بشأنه يُخبرُك أَنْ لا تَجيءَ إلى الإجتماعاتِ. |
Sürekli toplantılara geleceğiz! | Open Subtitles | ! واظبوا على الحضور |