| Bu insanların çoğu sıradan insanlar. İncelik, cesaret, namus ve onur ile yaşadıkları hayatlarıyla ilgili konuşuyorlar ve bu hikayeleri duyduğunuzda bazen kutsal topraklarda yürüyor gibi hissediyorsunuz. | TED | لهذا الكثير من هذه القصص لأناس عاديين يتحدثون عن حيوات عاشوها بطيبة وشجاعة، بعفة وكرامة، وحين تسمع قصصا كهذه يخامرك شعورٌ ما بأنك تخطو فوق أرض مقدسة. |
| Hangi topraklarda insanlar ruhunuzu, arzusuyla doyurarak konuşur? | Open Subtitles | في أي أرض يتحدثون بلسان يملئ روحك بالشوق؟ |
| Savaşta tecrübe edilmemiş kılıç ustalığı kuru topraklarda yüzme sanatını icra etmeye benzer. | Open Subtitles | لم تُختبر المبارزة فى المعركة كفن السباحة المتقتنة على أرض جافة |
| İspanyollara ait topraklarda kölelik yoktur. | Open Subtitles | في الأراضي التى ُغطت من قبل إسبانيا فليس هناك عبودية |
| Evet, bunlar Reich'ta yapıldı. İşgal edilmiş topraklarda değil. | Open Subtitles | نعم، كان هذا فقط للرايخ نفسه، ليس الأراضي المحتلة. |
| Görevi halkını savunmaktı, yabancı topraklarda savaşmak için onları terk etmek değil. | Open Subtitles | مهمته كانت للدفاع عن شعبه لا لهجرهم للقتال في بلاد أخرى ماذا؟ |
| Doğru söylüyorsun, oğlum kutsal topraklarda ruhları çok daha huzurlu olacaktır. | Open Subtitles | أنت على حق يا بنيّ سترقد أرواحهم بسلام في أرضٍ مقدسة |
| Düşman savaşçının kazığa geçirilmiş kafası onlara Amazon denen bu topraklarda, saygı getirir. | Open Subtitles | رئيس قطعت من محارب المنافس يضمن لهم الاحترام في أرض تعرف باسم منطقة الأمازون. |
| Saklı topraklarda yaşayan ruhlar bunu başarırsa kırık kalpler ile korku yüklü çığlıklar, ruhun gücünün muazzam biçimde arttırmasına fırsat yaratır. | Open Subtitles | وعند تسخير هذه الأرواح في أرض الصرخات، الصاخبة والقلوب المفطورة هذه |
| Ve Pelagia için bir ev inşa edeceğim babama ait olan topraklarda. | Open Subtitles | و سأبني بيتا لـبيلجي على أرض التي عادت إلى أبي |
| Çoğu hala ülkelerinin onları yabancı topraklarda ölüme terketmiş olduğu düşüncesinden sıyrılamamıştı. | Open Subtitles | الكثير كانوا غير قادرين على هز الإعتقاد بأن بلادهم تركتهم تتركهم للموت في أرض أجنبية |
| Efsanenin ve büyünün var olduğu topraklarda büyük bir krallığın kaderi bir genç çocuğun omuzlarındaydı. | Open Subtitles | في أرض الأساطير و زمن السحر مصير مملكة عظيمة يعتمد على شاب صغير. |
| Efsanenin ve büyünün var olduğu topraklarda büyük bir krallığın kaderi, bir genç çocuğun omuzlarındaydı. | Open Subtitles | فى أرض السحر مصير مملكة عظيمة يقع على عاتق شاب صغير |
| Evvel zaman içinde, zengin bir aile bu topraklarda yaşarmış. | Open Subtitles | فيما مضى، عائلة غنية عاشت في هذه الأراضي |
| Denizin öte tarafında insan eli değmemiş topraklarda hadsiz sayıda prens olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك الكثير من الأمراء في الأراضي المجهولة على الجانب الآخر من البحر |
| - Denizciler, Müslüman topraklarda kaç sivili öldürdü? | Open Subtitles | كم من مدني قتلهم جنود البحرية على الأراضي الإسلامية؟ |
| 81 yaşındaki Maliya Suo hala bu soğuk topraklarda göçebe hayatı yaşayan 30 kadar Ewenki'den biri. | Open Subtitles | بعمر واحد ثمانون واحد من 30 من شعب اونكي ما زال يعيش حياة البداوة في هذه الأراضي الشمالية الباردة. |
| Yabancı topraklarda bir varlık edinmek için karşınızdakinin gözünü boyadıktan sonraki dakikalar hep gerilim altında geçer. | Open Subtitles | دائماً مايسود التوتر بعد أن تقدم عرضاً لتجنيد شخص في بلاد أجنبية |
| Doğru söylüyorsun, oğlum kutsal topraklarda ruhları çok daha huzurlu olacaktır. | Open Subtitles | أنت على حق يا بنيّ سترقد أرواحهم بسلام في أرضٍ مقدسة |
| İki tanesi, mineral bakımından zengin topraklarda mavi renkli çiçek üretimi için yeterli kaliteye sahip değildir. | Open Subtitles | اثنتان منها لا تتشارك فى نفس الجودة .. فى انتاج الزهور الزرقاء .. فى التربة المخصبة معدنياً |
| Bu düşman topraklarda bize rehberlik etmeye devam ettiğin için. | Open Subtitles | نحننشكرك لانك وجهتنا نحو هذه الأرضِ الخصبه. |
| Çok uzun zaman önce... başka topraklarda... sadece güce aşık bir adam tarafından. | Open Subtitles | منذ زمن بعيد وفي أراضي أخرى من الرجل الذي أحَبَّ القوَّةَ |
| Yediği otlar, çimenler ve çiçekler de... bir zamanlar kuru topraklarda yetişiyordu. | Open Subtitles | وَ النبات وَ الأزهار وَ الحشائش التي يأكلها ذات مرّة، ترعرع على اليابسة أيضاً |
| Efsanenin ve büyünün var olduğu topraklarda büyük bir krallığın kaderi genç bir çocuğun omuzlarındaydı. | Open Subtitles | في احدى اراضي الاساطير وفي احدى فترات السحر قدر مملكة كبيرة يقع اعلى اكتاف شاب صغير |
| Gözlerimi kapayıp... yıldızlara bakarken, bu topraklarda son nefesimi vermek isterdim. | Open Subtitles | :فيما سبق كان لدي حلم واحد إعتدت أن أغلق عيني و أتخيل أنني أتنفس آخر نفس لي في هذه الحياة |
| Tanrının unuttuğu topraklarda bir gün belki bir şeyler yetiştirebilirsin diye mi? | Open Subtitles | عولاً على أنّكَ يوماً ما قد تنجح بزراعة شيءٍ بهذا المكان الموحش؟ |
| Bu, Afrikalı Amerikalıların o zamanlar oldukları o topraklarda üç yüzyıldır yaşanmamıştı. | TED | لم يحدث هذا في الثلاثة قرون التي تواجد فيها الأفارقة الأمريكيون على تلك الأرض في ذلك الوقت. |