Olmuş-molmuş bil, işte kahven. Şimdi, bunun yanına tost yapmaya gidiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، إليك بعض القهوة والآن سأذهب لأعدّ شرائح الخبز المحمص |
Ve bol sosisli ve bir bir dağ kadar tost ekmeği üzerine çilek reçeli dökülmüş olsun. | Open Subtitles | وجبل من الخبز المحمص الأبيض مع مربى الفراولة |
Kahvaltıda tost yapsam olur mu? | Open Subtitles | إذا كَانَ اخذت توست للفطورِ، هَلْ سيكُونَ جيد؟ |
Ben gerçekten acıktım, Evangeline. Bana gizlice biraz reçel ile tost getirebilir misin? | Open Subtitles | أنا جائع إيفانجلين , أيمكنك أن تحضري لي خبز محمص سري و مربى؟ |
Golf oynarken herkesin giydiği bir şey bu. tost yapabilir miyim Will? | Open Subtitles | ,هذا ما يلبسه الجميع للغولف هل يمكنني أن أعمل بعض التوست, ويل؟ |
Omlet, hindi sosisi, fırında patates, tost ve kahve lütfen. | Open Subtitles | سكرامبلد، البيضات، اهبل سجق، برونش التجزئة، نخب والقهوة، من فضلك. |
tost ekmeklerini düşünün. İkili paketler halinde gelirler | TED | فكروا في الحلويات المحمصة. إنها تأتي في حزم من اثنين، |
- Biliyorsun tost üç çeşit olur. | Open Subtitles | أراهن أنك لا تعرف أن الخبز المحمص وجاء في ثلاث نكهات. |
Oh, tabi çünkü senin geldiğin yerde tost fikir ve çalışmanın sonucudur. | Open Subtitles | لأن من حيث أتيت الخبز المحمص هو نتيجة تفكير و دراسة |
Evrenimizi bir tost dilimi olarak düşünün. | Open Subtitles | تخيَّل أن عالمنا مثل شريحة الخبز المحمص هذه. |
Ona tost denmez, hepsini yakmışsın. | Open Subtitles | لقد صنعت توست أنها ليست محمصه , لأنك احرقتها |
Bugün seni Los Angeles'a götüren nedir tost? | Open Subtitles | ما الذي أتى بك الى لوس أنجلوس اليوم , يا توست ؟ |
Yumurta, fasulye, kızarmış patates, sosis, domuz pastırması, 2 tost, bir bardak çay. | Open Subtitles | بيض, فاصوليا, رقائق بطاطا, نقانق, لحم مقدد, 2 خبز محمص و كأس شاي. |
Ve, "Merhaba, bir tost makinesi yapmaya çalışıyorum. | TED | وقلت لهم .. أهلا انا احاول ان اصنع محمصة خبز كهربائية |
Tıpkı yanık bir tost gibi. | Open Subtitles | لنقل مثل إذا قام شخص بإحراق قطعه من التوست |
tost için kusura bakma hayatım. Fırında yapmam gerekti. | Open Subtitles | اسفه على التوست يا عزيزي لقد جهزته في الفرن |
Dinle, hepimiz bir bardak kaldıralım. Ve harika bir yaz başlangıcı tost. | Open Subtitles | حسنًا، أسمعوا، دعونا نرفع الكؤوس ونقرع نخب بداية فصل صيف رائع آخر. |
Bunlar aynı tost gibi Bay Giacinto Sağlığıma ve bayan Iside'ye. | Open Subtitles | إذا احبو ذلك، نخب السيد جياسينتو لصحتى والى السيدة ايزيس |
Yani bir kutu tost ekmeği birleşmiş birimlerin birleşmiş halidir ve bir dilim pizzayı kestiğimde, bölünmüş bir birimi tekrar bölmüş olurum. | TED | إذن فعلبة من الحلويات المحمصة تتألف من وحدات مؤلفة، وعندما أقسّم شريحة من البيتزا، أنا اقسم وحدة مقسّمة. |
Egzersiz 3 kısımdan oluşuyor ve hepimizin bildiği bir şeyle başlıyor, bu da nasıl tost yapıldığıdır. | TED | ينقسم التمرين إلى ثلاثة أجزاء ويبدأ بشيء نعلم جميعًا كيفية القيام به، وهو كيفية تحميص الخبز. |
Efendi Sebastian'a biraz tost götürebilir miyim diye soracaktım. | Open Subtitles | كنت اتساءل إن كان بإمكاني أن أمرر لسيد سباستيان خبزاً محمصاً. |
Oh, Tanrım. Kızı öldürecek. Bu adam tost yapmayı bile beceremez. | Open Subtitles | أوه، يا الهي، سوف يقتلها هذا الرجل لا يعرف كيف يعد شطيرة |
Yapan olursa tost yemek isterim. | Open Subtitles | أود الحصول على بعض الخبز المحمّص إذا كُنت تصنع البعض منه |
Her şeyin tost makinasıyla ilgili olduğunu düşünüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انت تدرك ان كامل الوضع عن محمص الخبز ، صحيح؟ |
Yada tost yapan bir alet. Onunlayken asla bilemezsin. | Open Subtitles | أَو إنها تصنع نخباً بها، لن تعلم أبداً |
tost makinelerini dağıtma zamanı geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لاصطياد بعض هؤلاء الأوغاد المعدنيون |