Eğer yüzey ağımız kapasitesini doldurmuşsa, o zaman trafiği bir üst seviyeye taşıyalım. | TED | في حال كانت الشبكة السطحية مشبعة، فلنقم إذا برفع حركة المرور عن السطح. |
Yerel Polis Sepulveda merkezindeki ve La Tijera bulvarında trafiği tekrar açmaya çalışıyorlar-- | Open Subtitles | شرطة لوس أنجلوس يعيدون توجية حركة المرور المحلية أمام سيبولفيدا في شارع القرن |
Takip ekibi, beş dakika sonra trafiği kontrol altına alıyoruz. | Open Subtitles | فريق المراقبة، انتظروا 5 دقائق ثم ابدأوا بمراقبــة حركــة المرور |
trafiği duyarsınız. Bütün duyular iş başındadır. | TED | قد تسمع أصوات زحام الطرق .كل الحواس معنية. |
Bir şerif yardımcısı, trafiği fark ediyor ve federalleri çağırıyor. | Open Subtitles | وبعض نواب الشرطة لاحظوا كل هذا هذا الزحام اتصلوا بالفيدراليين |
Eğer kısmen bile trafiği azaltabilirseniz, o zaman tıkanıklık düşündüğünüzden çok daha hızlı azalır. | TED | حينما تتمكن من خفض حركة المرور، بالتالي ينخفض الازدحام بشكل سريع غير متوقع. |
Sizce Madison Caddesi'ndeki iş çıkış saatindeki trafiği durdurmak için kaç kişi gerekir? | TED | كم تتوقعون عدد الأشخاص المطلوبين لإيقاف حركة المرور في جادة ماديسون خلال ساعة الذروة في مدينة نيويورك؟ |
O halde neden ben balık tutmak isterken insanlar benim trafiği yönetmemi istiyor? | TED | لكن لماذا الناس تريدني أن أتحكم في المرور , عندما أفضل أن أذهب للصيد ؟ |
Eğer bilgi trafiğiniz İsveç'ten geçiyorsa, ülkenin istihbarat teşkilatının bu trafiği engellemek için yasal izni var. | TED | عندما تمر بياناتك عبر السويد وكالة مخابراتها لديه الحق القانوني لاعتراض أن حركة المرور |
(Video: Hava trafik kontrolörü trafiği yönlendirir) Bu bizim hava trafik kontrolörümüz Kigali Uluslar Arası Hava Alanına çağrı yapıyor. | TED | وحدة تحكم الحركة الجوية توجه حركة المرور هذه هي وحدة تحكم حركة الطيران لدينا تدعوها إلى مطار كيغالي الدولي |
Arabadan indim de trafiği kaç dakika meşgul ettim, sorarım size... | Open Subtitles | كم من الوقت سأنتظر المرور فقط لأخرج من هنا؟ |
Yardım toplama fonu bunun için zaten, akşam trafiği yüzünden oluyor. | Open Subtitles | ، لهذا تم إنشاء صندوق التبرعات . إنها حركة المرور |
Bizim görevimiz trafiği tehlikeli bölgeden uzağa yönlendirmek... ve umumi malları korumak. | Open Subtitles | عملنا تحويل المرور بعيداً عن منطقة المشكلة ولحماية الملكية العامة |
Ben Derek, Şişko Çocuğun trafiği engellediği sokaktayım. | Open Subtitles | أنا ديريك، وأنا في الشارع حيثالطفل السمين يمنع المرور. |
- California trafiği | Open Subtitles | التي تناولتها للتو ..زحام حركة المرور في كاليفورنيا |
Köprü yok, karayolları trafiği, kasabadan uzak. | Open Subtitles | بدون وجود جسر، الطرق السريعة توجه كلّ الزحام بعيدًا عن المدينة |
Üstü açılabilen ve koltukların üzerinde dikilip trafiği yönetebilecekleri bir araca ihtiyaçları var. | Open Subtitles | هم بحاجة لسيارة حيث يمكنك أن تزيل السقف لذلك يمكنك الوقوف على المقاعد في الازدحام في حالات الطواريء |
Hız limitine uyuyor, ışıklar ve trafiği de düşünürsek... 15 kilometreyi aşmaz. | Open Subtitles | الى هذا التقاطع انه يقود في حدود السرعة القانونية و بإعتبار الاشارات الحمراء و زحمة منتصف اليوم |
Hayır hayır, sanırım, yola koyulsak iyi olacak. trafiği atlatalım. | Open Subtitles | لا، لا، أعتقد علينا الرحيل قبل إزدحام المرور |
Ve akıllı informasyon teknolojilerini kullanarak trafiği serbestçe akar hale getirebiliriz. | TED | و يمكننا استخدام التكنولوجيا الذكية لجعل حركة السير خالية من الإزدحام. |
Bu şehrin trafiği beni öldürecek. | Open Subtitles | الزحمة في هذه المدينة .ستكون سببا لوفاتي |
Hava trafiği kendi kendine işlemez. | Open Subtitles | تلك الملاحة الجوّيةِ لَنْ يُسيطرَ على نفسه. |
Onu polise memurlarına karşı koyma, trafiği ihlal ve çömleğe zarar vermekle suçlayabilirim! | Open Subtitles | هو متهم بمقاومة السلطات، مخالفة الأحكام المرورية و أيضاً الدخول إلى البيوت لسرقتها لوبين، أنت مقبوضٌ عليك |
- Öğlen trafiği işte. Ne yaparsın. | Open Subtitles | إنّه ازدحام منتصف اليوم، ما الذي يمكنك فعله |
Uyuşturucu trafiği için kullanıldığını bile bile bu telefonları satıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تبيعون هواتف تعلمون أنها تُستعمل لتجارة المخدّرات |
Lanet olası turistler, hep 5. Cadde'deki trafiği kilitliyorlar. | Open Subtitles | السيّاح الملاعين في الجادّة الخامسة يُعطلون الحركة المروريّة دوماً. |
Buranın ıssız bir ormana göre oldukça yoğun bir insan trafiği var. | Open Subtitles | لغابة منعزلة، هذا المكان بالتأكيد الكثير من السير على الاقدام. |