Kısacası, çevresel geleceğimize kör olarak uçuyoruz. | TED | نحن، باختصار، نطير كالعميان في مستقبل بيئتنا. |
Bak yakıtımız var,yağ basıncı falan. ve uçuyoruz işte.. | Open Subtitles | انظر لدينا الوقود,الزيت الضغط, نحن نطير اليس كذلك؟ |
Trene binmiyoruz, uçuyoruz. Bütün gün uçmadın mı sen? | Open Subtitles | لن نأخذ القطار، سوف نطير ألم تطيري طوال اليوم؟ |
Amanda ve ben bu akşam uçuyoruz, sen de ertesi gün bize katılıyorsun. | Open Subtitles | انا واماندا سنطير الليله وانت ستلحق بنا بعد عدة ايام |
Yani rotasızca denizin üstünde bu hurda yığınıyla mı uçuyoruz? | Open Subtitles | انت تقول اننا نحلق بلا هدف, فوق البحر بهذه الخردة؟ |
Evet, Bayan. Rich, mekanın üstünden uçuyoruz. Neredeyse varmak üzereyiz. | Open Subtitles | نعم, سيد ريتشي, نحن نطير فوق ممتلكاتك الآن ستصل في وقت قريب |
Varsayalım ben, sen ve Kramer And Dağlarının üzerinden uçuyoruz. | Open Subtitles | لنفرض أني وأنت وكرايمر نطير فوق جبال الـ أنديز. |
Varsayalım ben, sen ve Kramer And Dağlarının üzerinden uçuyoruz. | Open Subtitles | لنفرض أني وأنت وكرايمر نطير فوق جبال الـ أنديز. |
Kız ve erkek kardeşlerim, tanrılarımızla buluşmak için uçuyoruz. | Open Subtitles | نحن نطير يا أخوانى وأخواتى نطير لمقابلة الآلهة |
Şu anda Kuzey Hollywood'un bir kaç LAPD ünitesinin bulunduğu yerin üzerinde uçuyoruz... | Open Subtitles | نطير على شمال هوليود الآن، حيث هناك عدة وحدات من شرطة لوس انجلوس... |
Tek sebep, Albay, biz uzun zamandır beraber uçuyoruz ve bu iyiydi. Ayrıca dört uğursuz bir sayıdır. | Open Subtitles | أولاً نحن نطير مع بعضنا منذ مدة طويلة والرقم أربعة رقم مشؤوم |
IFF imzalı bir uçakla, ticari hava sahasında uçuyoruz evlat. | Open Subtitles | نحن نطير فى مجال تجارى يابنى ب اعلانات تجارية |
Unutmayın, bu görevde hepimiz yalnız uçuyoruz. | Open Subtitles | تذكروا, نحن نطير على إنفراد بهذه المُهمة |
19 saattir uçuyoruz. | Open Subtitles | نحن نطير منذ 19 ساعة إضافية. كم تبعد اّيرلاندا؟ |
Gemiden iner inmez uçuyoruz, bu yılın plağı ödülünü kazanmayı umuyorum. | Open Subtitles | سنطير إلى هناك بعد الرحلة البحرية آملاً الحصول على جائزة أفضل تسجيل غنائي للعام |
Gece yarısı uçuyoruz. Jetimi hazırlayın. | Open Subtitles | سنطير فى منتصف الليل إملئوا طائرتى بالوقود |
Yerinde incelemek için yarın gece oraya uçuyoruz. | Open Subtitles | نحن سنطير غداً في الظهيرة إليهم للتحقق من الموقع و أحتاج إلى عالم إحاثة |
Oysa bunlar bizim bu küçük galaksiye koyabileceğimiz şeyler. Şimdi bu kara delik gibi görünen yere uçuyoruz. | TED | هذه هي الأشياء التي يمكننا وضعها في هذه المجرة الصغيرة. نحلق هنا إلى ما يشبه الثقب الأسود. |
Bir haftadır ormanın üzerinde uçuyoruz. | Open Subtitles | سيادة العقيد، منذ أسبوع و نحن نحلق فوق هذه الغابـة |
Biliyorsunuz bugün Pam'le Oyster Bay'e uçuyoruz. | Open Subtitles | تعرف اننى و"بام" سنسافر الى "اويستر بام" اليوم. |
3 aydır beraber uçuyoruz ve sizin hakkınızda hiç böyle düşünmedim. | Open Subtitles | في الشهور الثلاثة منذ.. أن طرنا سوية. لم أفكر فيك أبدا... |
Ne güzel işte. Ya İrlanda'ya uçuyoruz, ya da sen eve gidiyorsun. Yeteri kadar iyi değil. | Open Subtitles | سنحلق إلى اّيرلاند لأنك ستذهب للبيت اليوم. |
Yani devasa bir tümörün içinde uçuyoruz. | Open Subtitles | إذن , نحن نُحلق بالمنطقة ومعنا ورم عملاق |
165 derecede uçuyoruz, kuyruk numarası 12, kuzeyden yaklaşıyoruz. | Open Subtitles | "نحلّق على علوّ 165 درجة" "إلى المنصّة رقم 12، إننا نقترب من الشمال" |
Sa-sa-sanırım çok alçak uçuyoruz. | Open Subtitles | أعتقد أننا نطيّر على إرتفاع منخفض جداً |