| Benimle uğraşma pislik. Beni boş yere tutukladın! | Open Subtitles | لا تعبث معي ، أيّها الحقير قبضت عليّ بدون سبب |
| Boğa ile uğraşma delikanlı, yoksa payına boynuzları düşer. | Open Subtitles | لا تعبث مع الثور أيها الشاب . سيؤذيك بقرونه |
| Bunlarla uğraşma, yoksa hiç rahat edemezsin. | Open Subtitles | حالما تعبث بهذه الأشياء لن تشعر بالراحة أبدا |
| Bak, eğer oraya gidersen, bu madde ile uğraşma. | Open Subtitles | لذا انظري لو ستذهبين لهناك لا تعبثي بهذه الاغراض |
| Bunun için uğraşma! Boşanmam gerekirse boşanırım! | Open Subtitles | لا تحاولي هذا، إن اضطررت للحصول على الطلاق فسأفعل |
| - İnsanları rahatsız etmeyi bırak, tilki. - Benimle uğraşma. | Open Subtitles | كفى ازعاجاً للناس ، يا مؤخرة الحكيم لا تعبث معي يا تانتــــــو |
| Ama bir gecede olacak iş değil. O yüzden benimle uğraşma. | Open Subtitles | لكن هذا لن يحدث بين ليلة و ضحاها، لذا لا تعبث معي. |
| Belki de çocuk sandığın kadar akıllı değildir. Benimle uğraşma! | Open Subtitles | ربما الصبي ليس ذكي كما توقعته لا تعبث معي |
| -Şu anda benimle uğraşma. -Haydi, görelim! | Open Subtitles | لا تعبث معي الان هيا ارني ما لديك |
| - Şimdi sonunu merak edip duracağım. - Benimle uğraşma Ed. | Open Subtitles | لن أعرف أبداً نهايته - (لا تعبث معي يا (إد - |
| Dinle. Bu adamlarla uğraşma. Pişman olursun. | Open Subtitles | اسمع، لا تعبث مع هؤلاء الرفاق، سوف تندم |
| Daha tecrübeliyim, daha zekiyim. Sakın benle uğraşma. | Open Subtitles | أنا الأكبر , أنا الأعقل , لا تعبث معي |
| Dinle, acelem var. Benimle uğraşma. | Open Subtitles | اسمع انا على عجلة , لا تعبث معي |
| Sakın benimle uğraşma, ben sağlığa iyi gelmem. | Open Subtitles | لا تعبث معي. أنا مضر بالصحة. |
| Duruşma bitene kadar onunla uğraşma. | Open Subtitles | لا تعبث معه حتى تنتهي المحاكمة. |
| Gel bakalım tatlı şey, onlarla uğraşma. | Open Subtitles | هيّا يا عزيزتي، لا تعبثي معهم. |
| Esha'yla buluşmak için bir daha asla uğraşma tabi seni tekrar mahkemeye çağırmamı istemiyorsan. | Open Subtitles | لا تحاولي أبدا مقابلة عيشة إلا إذا كنتي تريدين أن آخذك إلي المحكمة ثانية |
| Bu defa da bulacağım! O yüzden benimle uğraşma! | Open Subtitles | وساجد هذه المرة لذا لا تتلاعب معي |
| Tabii, bize bir tane almaya uğraşma. | Open Subtitles | نعم ,لا تزعج نفسك بالحصول على واحدٍ لنا. |
| Sana Dışişleri'nde kolay gelsin. Rusya ile fazla uğraşma. -Görüşürüz. | Open Subtitles | حظاً موفقاً في وزراة الخارجية حاولي أن لا تزعجي "روسيا" |
| Hiç uğraşma sadece beni New Mexico'a giden ilk uçağa bindir. | Open Subtitles | لا تتعبي نفسك,فقط ضعيني على أول طائره لـ ألباكركي انتهيت |
| Hiç uğraşma. Senin gibileri bilirim. | Open Subtitles | لا تزعجني اعرف الكثير من الرجال امثالك |
| Bunu yazmakla uğraşma. Ben hallederim. Hoşuma bile gidebilir. | Open Subtitles | لا تتعب نفسك بكتابة هذا انا ساتولي الامر و ربما استمتع به |
| Ailemle uğraşma diye uyarmıştım. | Open Subtitles | لقد حذرتكِ سابقًا من العبث مع أسرتي |
| Boşa uğraşma bebeğim. Bizi merdivende görmüş. | Open Subtitles | وفري ذلك يا عروستي لقد رآنا على السلم |
| Baba, lütfen. uğraşma. | Open Subtitles | أبيّ, أرجوك, فقط دع الامر, حسناً؟ |
| Bu akşam bana yemek yapmakla uğraşma. | Open Subtitles | لذا لا تتعبي نفسكِ لتعدي لي عشاءاً اليوم |
| Geçmeye çalışmaya uğraşma. Daireyi büyüledim. İçinde hapsoldun. | Open Subtitles | لا تزعجِ نفسكِ بمحاولة الإجتياز لقدّ عوّذتُ الحلقة، إنّكِ محصورة |