Hatırlasana, babasını kaybetmiş ve astronot hastası ufak bir çocuk vardı. | Open Subtitles | تذكر، كان هناك طفل صغير فقد والده وكان هاوي رائد فضاء. |
Arada, iyi güreşçinin aşık olduğu biri veya koruması gereken ufak bir çocuk olur. | Open Subtitles | فيما بين ذلك، يخوض المصارع الصالح علاقة غرامية، أو طفل صغير يحميه. |
Çünkü düne kadar evim ufak bir çocuk büyüklüğündeydi. | Open Subtitles | هذا لأنه، حتى يوم أمس عشت في شقّة بحجم طفل صغير |
O daha ufak bir çocuk herhalde 9 yaşında falan olması lazım. | Open Subtitles | إنه طفل صغير أعتقد أن 9 قد تكون مناسبة |
ufak bir çocuk gördünüz mü? | Open Subtitles | هل رأيت طفل صغير مثل يايا عالي؟ |
ufak bir çocuk bile hesaplar bunu. | Open Subtitles | أيّ طفل صغير يُمْكِنُ أَنْ يخَمّنَ ذلك. |
ufak bir çocuk dizime tükürdü. | Open Subtitles | طفل صغير بصق على ركبتي |
Bilmiyorum ama sadece ufak bir çocuk. | Open Subtitles | لا أعرف، لكنه طفل صغير |
Küçük çocuğu takip ettim. Etrafta koşturan ufak bir çocuk vardı. | Open Subtitles | اطارد طفل صغير كان يجرى هناك |
Ben hala senin ufak bir çocuk olduğunu düşünüyordum. O yüzden de | Open Subtitles | انا كنت اظنك مازلت طفل صغير |
Biri dev gibi bir adam, ve diğeri de ufak bir çocuk. | Open Subtitles | أحدهما ضخم, و الأخر طفل صغير |
- Hayır, öğrenci aslında. - ufak bir çocuk. | Open Subtitles | بل طالب طفل صغير |
Hadi ama, ufak bir çocuk sadece. | Open Subtitles | هيا، انها مجرد طفل صغير. |
John Wayne taklidi yapan ufak bir çocuk Eddie. | Open Subtitles | إن (إيدي) طفل صغير يدعي أنه (جون واين) |