ويكيبيديا

    "umursadığı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يهتم
        
    • يهمه
        
    • يهتمّ
        
    • همّه
        
    • يحفل له
        
    • مايهتم
        
    • اهتم به
        
    Daireye aldırmıyor. Onun umursadığı sensin. Ve sen ona sırtını döndün. Open Subtitles هو لا يفعل ذلك، بل يهتم بك انت وانت قمت بتجاهله
    Daha iyi olabilirdi, tamam mı? Kimsenin tasarıyı umursadığı yok, bilirsin. Open Subtitles من الممكن أن تكون جميله جدا ولكن لا أحد يهتم بالتصميم
    Hiçbir şeyi umursamadığını söylüyor ama umursadığı bir şeyler vardır. Open Subtitles هو يقول بأنه لا يهتم لأمر شيء, لكنه يهتم لشيء لكن لا يمكن أن تعرف ماسيكون هذا الشيء
    Tüm umursadığı bu. Sadece bunun için çalışıyor, onun için gerisi önemsiz. Open Subtitles هذا هو كل ما يهمه نفس العمل ، لا مزيد من التفكير
    Hastalarını önemseyen birisin ama tek umursadığı şey oyunlar olan biri için çalışıyorsun. Open Subtitles وأنتِ تهتمين بالمرضى وتعملين لدى رجلٍ يهتمّ باللعب
    Tek umursadığı şey oğlunuzun tabutta güzel görünmesi. Open Subtitles جلّ همّه هو أن يبدو ولدك جميلاً في كفنه
    Dünya üzerinde Oscar'ın umursadığı.. Open Subtitles بوزي .. انت لست الشخص الوحيد على هذه الارض الذي يهتم به اوسكار
    Yanılıyorsun. "Bu insanların" umursadığı tek şey paradır. Open Subtitles انت على خطأ ، المال هو الشىء الوحيد الذى يهتم به هؤلاء الرجال
    İşi kimsenin umursadığı yok, halbuki bu sınıfın işi bu. Open Subtitles لا احد يهتم لبذل الجهد ومع ذلك هذه هي الوسيلة لهذا الصف
    Tek umursadığı, kendisi ve güzel yeni karısı. Open Subtitles يهتم فقط بأن يجد لنفسه زوجة جميلة جديدة.
    Tek umursadığı kabul törenleri, partiler, ödül kazanmalar. Open Subtitles كل يهتم به هو الإعتراف والذهاب إلى الحفلات والفوز بالجوائز
    Sam beni Fort Salak'a umursadığı için yollamadı. Open Subtitles هذا هراء سام لم يضعني هنا لأنها يهتم لأمري
    Ne anlaşması? Gördüğüm kadarıyla, seni umursadığı falan yok. Open Subtitles بقدر ما يمكنني القول فهو لا يهتم بك بطريقةٍ أو باَخرى
    Tüm bu yıl berbat oldu ve kimsenin umursadığı yok! Open Subtitles هذا العام بأكمله كان مريعاً وليس هناك من يهتم حتّى!
    Kim basit bi egzersizi alıp umursadığı herkesi korkutan bi kabusa dönüştürür ki? Open Subtitles من أيضا يمكن أن يأخذ تمرين بسيط ويحوله إلى كابوس الذي يرهب كل شخص يهتم به ؟
    Ve çoğu alfa erkeği gibi, günün birinde onun yerine geçmek için can atan yeni yetmeleri çok da fazla umursadığı söylenemez. Open Subtitles وكأي ذكرٍ آخر لا يهتم أبداً بالمبتدئين الذين يرغبون بتولي مكانه يوماً ما
    Bu kısa sürede bir şeyler değişmiş olmalı çünkü onu gördüğümüzde tek umursadığı şey o kutuydu. Open Subtitles لابدَّ أنَّ هنالك ما غيَّره بسرعة لأننا عندما رأيناه كل ماكان يهمه هو العلبة
    Sadece parayı al. Tek umursadığı o. Open Subtitles فقط لنأخذ النقود ذلك كل ما يهمه
    - Ölüp ölmemelerini umursadığı falan yok istediği tek şey kendi kıçını kollamak. Open Subtitles - ،لا يهمه إذا كانوا موتى أو أحياء - كلّ ما يهمه هو حماية نفسه
    Kendi yağımda kavrulmaya çalışıyordum ama onun tek umursadığı kızıydı! Open Subtitles كنتُ أحاول أن أصنع شيئاً بحياتي، وكانت هي جلّ ما كان يهتمّ به
    Tek umursadığı şey oğlu. Open Subtitles غلامه جُلّ همّه
    Çünkü tek umursadığı şey seni yok etmek seni ifşa etmek ve öldürmek. Open Subtitles هذا لأنّ كلّ ما يحفل له هو تدميرك، فضحك، وقتلك
    - Bir türlü geçinemezsin. - Tek umursadığı şey kendisi. Open Subtitles ـ أنتِ لم تتفقي معه نهائياً ـ كل مايهتم به نفسه
    Brian acılar içindeydi ama tek umursadığı ablasına zarar vermemekti. Open Subtitles (براين) كان في ألم شديد وكل ما اهتم به هو عدم إيذاء أخته الكبيرة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد