Hepiniz hemen benim çok kötü olduğuma inandı. Hiç kimse yapıp yamadığımı umursamadı. Fakat ben yapmadım. | Open Subtitles | ،الكل يسيء فيني الظن على الفور لا أحد يهتم إذا كنت لم أفعلها ، لكن لم أفعلها |
Konuşmak istiyordu ve yaşımı umursamadı. | Open Subtitles | كان يريد التحدث مع أحد، والجميل أنه لم يهتم لسِنـِّي. بل على العكس. |
Mükemmel.O o...ç... beni hayatı boyunca umursamadı zaten. | Open Subtitles | مثالي ، فقط مثالي. ذلك الوغد لم يهتم بي أبداً. |
Ama böyle olmadı. Aslında, hiçbiriniz bunu umursamadı, çünkü hamileyim. | Open Subtitles | لكن هذا لم يحدث في الحقيقة لم يكترث أي منكم |
Onu seven bir ailesi olup olmamasını umursamadı. | Open Subtitles | لم يهتمّ إن حظى هذا الطفل بعائلةً أحبّته. |
Bunu umursamadı. Rahatsız gibiydi. | Open Subtitles | وقالت أنها لم تكترث للأمر ،وحصل نوع من التوقف |
Biliyordum, Duduley'i de, senin sevgilin de biliyordu .ama umursamadı. | Open Subtitles | لقد علمتُ ذلك , ودادلي حبيبكِ المتزوج علمه ايضا ولم يأبه |
Baş başa konuşabileceğimizi söyledim. Orada olmasını umursamadı bile. | Open Subtitles | أخبرته أن بإمكاننا التحدث على انفراد و لم يهتم بوجودها |
o umursamadı bile | Open Subtitles | أعني , أريد أن أجعله سعيداً لكنه لا يهتم |
Kızmışsın; çünkü ilişkin bitince bu durumu sen dahil kimse umursamadı. | Open Subtitles | أنتَ فقط منزعج لأنه عندما انتهت علاقتك لم يهتم بها أحد بما في ذلك أنت |
Kaçınız bu okula her gün geldi ama kimse umursamadı ? | Open Subtitles | كم منكم دخل المدرسة كل يوم ويتسائل إن كان أحد يهتم له ؟ |
Hiç kimse beni umursamadı ve eğer kimliğimi değiştirirsem benimle gerçekten ilgilenecekleri bir yere koyulma ödülünü bilmek... | Open Subtitles | لا أحد يهتم بشأني ولمعرفة ذلك اذا غيرت هويتي المكافئة في نهاية الأمر ان توضع في مكان |
Kendisinden başkasının ne durumda olduğunu pek umursamadı. | Open Subtitles | لم يكن يهتم كثيراً بشأن رغبات أي شخص , عداه |
Joseph Kony 20 yıldır suç işlemesine rağmen, kimse umursamadı. | Open Subtitles | جوزيف كوني قام بالعديد من الجرائم خلال 20 سنة ولم يهتم أحد |
Ama takımı düşündüğü için hiç umursamadı. | Open Subtitles | ولكنه لم يهتم بكل هذا من أجل اهتمامه بالفريق. |
Eşim duruşma olmadan Martinique'de hapishanede tutuluyor fakat kimse hikâyemi dinlemeyi umursamadı. | Open Subtitles | لقد سُجنت زوجتي في سجن مارتينيك بدون محاكمة. و لكن، لا أحد كان يهتم لسماع قصتي. |
Hiç olmadığı kadar asil ruhluydu, fakat insanlar bunu umursamadı. | Open Subtitles | كانت أكثر وعياً من أى وقت مضى لكن الشعب لم يكترث |
Parker'ın ona sarıldığı sırada Christine üzerine tükürdü ama pek umursamadı. | Open Subtitles | لقد عانقها (باركر) وبصقت عليه، لكن لمْ يكن يبدو أنّه يهتمّ. |
Hiç de umursamadı çünkü kız buna alışkındı | Open Subtitles | ♪ لكن الزنجية لم تكترث لأنها مجرد مدخّنة شرهة ♪ |
Tabela koyduk, ama kimse umursamadı. | Open Subtitles | وضعنا لهم علامات تحذير، و لكن لم يأبه أحد |
Ama umursamadı. Birbirlerine aşık olduklarını söyledi. | Open Subtitles | ، لكنّها لم تهتمّ . لقد قالت أنّهما يحبّان بعضهما |
Bana ne umursamadı. Sadece oğlum istedi. | Open Subtitles | لم أهتم لما حصل بي أردت إبني فقط |
Annem beni hiç umursamadı! | Open Subtitles | إنَّهُا ابداً لم تهتم بأمري |
Banyonun kapısını kapatmayı ya unuttu ya da bunu umursamadı. | Open Subtitles | انها اما نست اغلاق باب الحمام او لم تأبه بأغلاقه |
umursamadı. | Open Subtitles | هي لَمْ تُردْ. |
Yaptığım hiçbir şeyi umursamadı. | Open Subtitles | وهو لم يمانع أي شيء فعلته. |