| O insanların ne düşündüğünü umursamıyor ama korkarım ki ben umursuyorum. | Open Subtitles | إنها لا تهتم أبدًا بما يفكر به الناس، ولكن أنا أهتم |
| Peki, spor kıyafetlerimi yıkarım çünkü davranışlarımın diğer insanları nasıl etkilediğini umursuyorum. | Open Subtitles | حسناً, سأقوم بغسيل ملابس التدريب لأنني أهتم بمدى تأثير أفعالي على الناس |
| Ayrıca ben de yapmasını istemediğimi söyleyemem. Çünkü seni umursuyorum. | Open Subtitles | ولا يمكنني القول أنني لا أريد ذلك لأنني أهتم بأمركِ |
| - Seni de umursuyorum. - Midemi bulandırma. | Open Subtitles | انا حتى اهتم لامرك لا تجعلني ابدأ بالالقاء |
| Kendimi sürtüklerin kucağına senden izin almadan atmayacak kadar umursuyorum seni de ondan. | Open Subtitles | فقط لأني أهتمّ بك كثيراً للمضاجعه بدون موافقتك |
| Tamam, ben umursuyorum, ama bu konuda ne yapmamız beklenebilir ki? | Open Subtitles | حسناً, أنا أهتم, ولكن ماذا تقترح علينا فعله؟ |
| umursuyorum ama mektup sana geldi bana değil. | Open Subtitles | أنا أهتم , و لكنكِ أنتِ من تلقيتِ الرسالة و ليس أنا |
| Elbette umursuyorum, baba. Ve eğer bana kalsaydı, hiç ölmemiş olurdun. | Open Subtitles | بالطبع أهتم يا أبي ، وإن كان الأمر بيدي فلن تموت أبداً |
| -Kimse ne düşündüğünü umursamıyor bile. -Ama ben umursuyorum. | Open Subtitles | لا أحد حتي يهتم بما تعتقده بعد الأن,حسناً, أنا أهتم |
| Beni umursadığını söylemedim, Ama ben onu umursuyorum. | Open Subtitles | لم أقل أنه يهتم لأمري.. لكنني أهتم لأمره |
| Bir şeylerin parçası oldum. Bunu gerçekten umursuyorum. | Open Subtitles | فقد أصبحت جزءاً من شئ ، و هذا الشئ أهتم لأمره كثيراً |
| Eğer sana sırrımı anlatırsam, her şeyi tekrar kaybedebilirim ve şimdi umursuyorum. | Open Subtitles | .. و لكن إن أخبرتك بسرّي الآن قد أخسر كل شيء مرة أخرى و في هذه المرة أنا أهتم |
| Buraya kadar sadece seni göreyim diye geldim. seni umursuyorum. | Open Subtitles | كذبت لأدخل هنا فقط لأراك، أنا أهتم لأمرك |
| -O umursamıyor. -Evet, umursuyorum. Birinci ben gireceğim. | Open Subtitles | انها لا تهتم بل اهتم, اريد ان اذهب في المقدمة |
| Bak, İçeri gidip, Kendall ve Dunbar'la konuşacağım, ve neler olduğunu anlamaya çalışacağım çünkü neler olduğunu umursuyorum ve senin de umursadığını biliyorum. | Open Subtitles | اسمع سأدخل الى هناك وسأتكلم مع كاندال ودنبار وسأحاول ان اكتشف كل شىء لأننى اهتم بماذا حدث هناك واعتقد انك كذلك ايضا |
| Tabi ki umursuyorum ama aynı zamanda en çok şeyi en kısa sürede öğrenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | ,طبعاً اهتم وايضاً احاول ان اتعلم بقدر ما استطيع بأقصي سرعة |
| Çok anlamlı değil ve bunu kabul etmekte utanç duyuyorum, ama aslında umursuyorum. | Open Subtitles | ,ليس منطقيّاً، ولكنّي محرج من أن أعترف ولكنّي أهتمّ حقاً |
| Seni umursuyorum ve delirmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا مهتمّةٌ بك، ولن أجنّ، ولن أقتل نفسي |
| Şunu umursuyorum uçaklar hakkında hiçbir şey yapamayan insanların yada barış ödülü verenlerin sebepsiz yere öldürülmesini. | Open Subtitles | ما أكترث له هو توقيف القتل الذي لا معنى له لناس ربما ليس لهم علاقة في إتخاذ قرارات تتعلق بالطائرات بدون طيار |
| Senin ne düşündüğünü umursuyorum. | Open Subtitles | .أنا لا أبالي بهم أنا أبالي فيما تفكر أنت |
| Akıllıyım, televizyona uygunum ve bu şehri ve banliyölerini umursuyorum. | Open Subtitles | أنا ذكية، جذابة لمشاهدي التلفاز، وأهتم كثيرا بهذه المدينة و ضواحيها. |
| Bana ne yaptırdığını umursuyorum, çünkü yalancı şahitlik yapacak değilim. | Open Subtitles | ما يهمني هو ما تجعلني أقوم به لأنّني لن أحرّض على شهادة الزور |
| Ama umursuyorum. Bazısı çiçek getirir, bazısı kart gönderir, bazısı insanı teselli eder. | Open Subtitles | انا اكترث حقاً , بعض الناس يرسلون زهوراً او بطاقات |
| Sadece bana vereceği şeyi umursuyorum. | Open Subtitles | أنا أحفل فقط حول ما يمكنه أن يمنحني |
| Çevreyi umursamadığımı sanıyorsun ama umursuyorum | Open Subtitles | أنت لا تُفكّرُ بأنّني أَهتمُّ به البيئة، لَكنِّي أعْمَلُ. |
| Bekle, başına gelenleri sandığından daha çok umursuyorum. | Open Subtitles | إنتظري, أنا أهتمُ لما حدثَ لكِ أكثر مما تعلمين |