İnsanın dertlerini unutması için iyi bir uğraştır. | Open Subtitles | إنها طريقة رائعة لنسيان متاعب الحياة |
Cezbetmedim. Her şeyi unutması için etki altına falan da almadım. | Open Subtitles | لم أغويه، ولم أذهنه لنسيان كلّ شيء. |
Az önce son kişiyi evine gönderdim... tabi bugünün mutsuz zamanın unutması için etkiledim. | Open Subtitles | أرسلت توًا الرجل الأخير لمنزله... بعدما أذهنته لنسيان ساعة اليوم غير السعيدة جدصا. |
Aditi'nin babasının Jai'ye, Aditi'yi unutması için çek verdiği gün. | Open Subtitles | حيث يعرض والد اديتي شيكا بمبلغ مليون دولار على جاي لكي ينسى اديتي |
Onu unutması için büyülemelisin. | Open Subtitles | يجب أن تلقي عليه تعويذة الذاكرة لكي ينسى. |
Gördüklerini unutması için görgü tanığına ödeme yaptılar. | Open Subtitles | لقد رشوا الشاهد الوحيد لينسى ما رآه |
Evet, Tyler da haklıymış. Nadia onu bazı şeyleri unutması için etki altına alıyormuş. | Open Subtitles | أجل، و(تايلر) كان محقًّا، (ناديا) كانت تذهنه لينسى أمورًا. |
Neden ki? Meğer Nadia onu bazı şeyleri unutması için etki altına alıyormuş da ondan. | Open Subtitles | لأنّه اتّضح أن (ناديا) تذهنه لنسيان أمور. |
Bunu neden anlattığını anlayamıyorum. Tatia'yı gördüğü şeyi unutması için etki altına aldım, unuttu da. | Open Subtitles | لا أدرك مغزاك، أذهنت (تاتيا) لنسيان ما رأته، وقد نسيت. |
Tüm kötü düşünceleri unutması için etki altına aldı. | Open Subtitles | وقام بإسحاره لكي ينسى كل الأمور المريعة... |
Stefan Zach amcayı, kızı ve bebeği unutması için etki altına aldı. | Open Subtitles | (ستيفان) أذهن العم (زاك) لينسى خليلته والجنين. |