Anlamıyorsun, politikacılar kanımızı istiyorlar, üniforma içindeki bir pisliğin sikip bıraktıklarını unutturmak için, başka bir Raciti istiyorlar. | Open Subtitles | أنت لا تفهم ما يجرى السياسيون يريدون أن يسفكوا دمنا يريدون ضحية مثل راشيتى ليجعلوا الناس ينسون غلطة ذاك الشرطى الأخرق |
Kaçırılmayı unutturmak için gerçek anıların üzerine ekiliyor. | Open Subtitles | الذكريات تم زرّعها، ذكريات حقيقية لتجعل المختطفين ينسون |
İtiraf etmeliyim ki kaçıp gitmek ve herkese Bak adını unutturmak istedim. | Open Subtitles | أعترف أنني أردت أن أهرب وأترك الجميع "ينسون اسم "باك |
Çocuğum hakkında her şeyi unutturmak üzere onu etki altına almam konusunda anlaşmaya vardık. | Open Subtitles | وافق على السماح لي بإذهانه لنسيان ما يعلمه عن طفلتي |
Geçen geceki buluşmamızı unutturmak için etki altına aldım ama işe yaramadı. | Open Subtitles | أذهنتها لنسيان مواعدتنا ليلتئذٍ، ولم تتأثّر. |
İtiraf etmeliyim ki kaçıp gitmek ve herkese Bak adını unutturmak istedim. | Open Subtitles | أعترف أنني أردت أن أهرب وأترك الجميع "ينسون اسم "باك |
Sizin işiniz onlara bildiklerini unutturmak. | Open Subtitles | عملك هو جعلهم ينسون الأمر |
Duydugum kadariyla, Nevada'da Howard gibi insanlara problemlerini unutturmak için dizayn edilmis bir sehir varmis. | Open Subtitles | أتعلم؟ وصل لعلمي أن هناك مدينة كاملة "في " نيفادا "مصممة خصيصا لأشخاص مثل "هاورد لنسيان مشاكلهم |
Bu gece sözde bunu unutturmak içindi. | Open Subtitles | يفترض أن تكون الليلة وسيلة لنسيان ذلك |
Böylece seni Elena ile vampir olduğumuzu unutturmak için etki altına alabileceğim. | Open Subtitles | حتّى يمكنني إذهانك لنسيان أنّي و(إيلينا) مصّاصتا دماء. |