Ve bu bir uyarıydı -- başka insanların işine karışma, ya da onların işinde sıkışır kalırsın. | TED | وكان هذا تحذير,لا تتدخل في شئون الناس والا ستتعلق بها. |
Bu bir başlangıçtı. Bir uyarıydı. Bir püskürmenin ilk noktası gibi. | Open Subtitles | انها افتتاحيه,تحذير, مثل البقعه الاولى للطفح الجلدى |
Numaralar sadece bir uyarıydı, ama ne sadece bana ne de başka bir gruba gönderilmişti, numaralar herkesi uyarıyordu. | Open Subtitles | و لكن ليس فقط لي أو أي شخص آخر إنها تحذير للجميع |
Kahin'in sözleri bir uyarıydı. | Open Subtitles | كلمات الكهنة كانت تحذيراً ونبوءة ، أن أسبرطة سوف تسقط، ومعها كل اليونان. |
Bir uyarıydı. Yapacakları şeyi biliyordu. | Open Subtitles | لقدْ كان تحذيراً, فقد كان يعرف ما سيفعلوه |
İlki uyarıydı, hanımım. - Centilmenlik gereği... | Open Subtitles | الأوّل كان إنذاراً سيّدتي كبادرة شهامة و ما شابه |
İmparatorluk bayrağı sana yapılan son uyarıydı oğlum. | Open Subtitles | العَلم الإمبراطوري كان تحذير اخير لكي |
Şu gelen telefon, uyarıydı. | Open Subtitles | تلك المكالمة الهاتفية.. إنها تحذير |
Bu sadece bir uyarıydı. | Open Subtitles | كان هذا مجرد تحذير. |
Sadece arkadaşça bir uyarıydı. Benim evliliğim size örnek olsun. | Open Subtitles | مجرد تحذير ودود هذه هديتي لك |
Bu bir uyarıydı, Efendim. | Open Subtitles | هذا تحذير يا صاحبة السمو |
Saçın sadece bir uyarıydı. | Open Subtitles | . شعرك كان تحذير |
Bu sadece bir uyarıydı. | Open Subtitles | تلك كانت طلقة تحذير |
Bu uyarıydı. | Open Subtitles | كان هذا تحذير لكم. |
Bu düzelmek için bir uyarıydı. | Open Subtitles | ذلك كان تحذيراً لي حتى أعود لرشدي |
Bu ilk uyarıydı. | Open Subtitles | اعتبريه تحذيراً لكِ، ولا تنسي هذا. |
Evet ve eğer birinin işlerini gammazlıyorsa o zaman belki bomba bir uyarıydı. | Open Subtitles | أجل, و إن كانت قد سرقت من منطقة عصابة ما, فربما حينها... فإن قنبلة السيارة كانت تحذيراً |
Hayır o bir uyarıydı. İkinci filmde geri gelecekler. | Open Subtitles | لا، كان تحذيراً سنعود للفلم القادم |
Bir uyarıydı. Canavar'ın söylediği bir şey. | Open Subtitles | لقد كان تحذيراً شيئاً قاله الوحش |
Bomba bir uyarıydı. | Open Subtitles | لإخافتكم, القنبلة كانت إنذاراً |
Temel olarak çan odası, savaş zamanı, hava saldırısı sırasında bir uyarıydı. | Open Subtitles | بُنيت حجرة الجرس أساساً على نوعية الإنذار الخلفي للغارات الجوية في الحرب. |
Bu bir tehdit değildi, Acosta... Bu bir uyarıydı. | Open Subtitles | لم يكن هذا تهديدًا يا أكوستا، بل كان تحذيرًا. |