Neyse ki, basın şu aşamada kendi hikayesini uyduruyor. | Open Subtitles | لحسن الحظ أن الصحافة تختلق قصصها الخاصة بشأن هذا الموضوع |
Annem uyduruyor, Louise'de arsızlaşıyor. | Open Subtitles | مـامـي تختلق الأشياء و لويز أصبحت متغطرسه. |
İhbarlarının yarısında yardımcı oluyor diğer yarısında ise yüksek bir ödeme almayı umarak peri masalları uyduruyor. | Open Subtitles | في بعض الأحيان يكون مفيد، وفي أوقات أخرى يختلق روايات خيالية، آملا في الحصول على أموال ضخمة |
Hayır aslında uyduruyor olsaydı kızardım ama atlatırdım. | Open Subtitles | لا, في الواقع, اذا كان يختلق هذه الاشياء تعلمين, سأغضب ,لكن سأتخطاه. |
Hadi oradan! Bu boku sadece kıçını kurtarmak için uyduruyor! | Open Subtitles | اوه , هيا , لقد اختلق ذلك الهراء لينقذ نفسه |
Bütün bunları uyduruyor olmamı isterdin, biliyorum. | Open Subtitles | على أي حال، أعلم أنك تتمنين لو أنني أختلق كل هذا |
Ayrıca, o sürtük 4 yaşından beri, hikâyeler uyduruyor. | Open Subtitles | بالإضافة هذه اللعينة كانت تختلق القصص منذ أن كانت في الرابعة |
Hepimizin bildiği gibi, kendisini temize çıkarmak için bu deli saçması hikâyeleri uyduruyor. | Open Subtitles | كل ما نعرفه هو أنها تختلق قصص في محاولة لجعل الجنون عصا النجاة أو شيء من هذا القبيل |
Bunları uyduruyor, çünkü yakaladım onu? | Open Subtitles | إنها تختلق هذا لأنني كشفتها، حسنا؟ |
- uyduruyor, uyduruyor! | Open Subtitles | إنها تختلق الأمر، إنها تختلق الأمر. |
İnanın bana, bunları uyduruyor. | Open Subtitles | ثقي بي، إنها تختلق هذه الأمور. |
Yani kovulmaktan kurtulmak için... kaçırıldığı hikayesini mi uyduruyor? | Open Subtitles | إذاً، أهو يختلق قصة بشأن اختطافه كي يتجنب الطرد ؟ |
Şu çocuklar ne tuhaf. Hemen bir şey uyduruyor. | Open Subtitles | الأطفاء غريبين إنه يختلق الأمر |
Büyükbabam yine masal uyduruyor. | Open Subtitles | جدّي يختلق قصصاً مجنونة من جديد. |
Oh, evet, götü çilli. Şimdi de uyduruyor. | Open Subtitles | النمش الملتصق إنه يختلق الأكاذيب |
Bence çoğunu uyduruyor. | Open Subtitles | أظن أنه يختلق نصف هذه الحكايات |
Hadi oradan! Bu boku sadece kıçını kurtarmak için uyduruyor! | Open Subtitles | اوه , هيا , لقد اختلق ذلك الهراء لينقذ نفسه |
Çocuk kesinlikle bir şey uyduruyor. | Open Subtitles | وربما يكون الفتى قد أختلق هذه القصة |
O kadar yalnız kalıp, kendimi eğlendirmek için hikâyeler mi uyduruyor muşum? | Open Subtitles | ،هل كنت وحيدة جدا بدأت بإختلاق القصص لأسلّي نفسي؟ |
Keşke bunları uyduruyor olsam. Bu kadarını uyduramam. | Open Subtitles | اتمنى ان اكون اصطنع هذا لا استطيع ان اقوم بتأليف هذا |
Sürekli fazladan sahneler uyduruyor | Open Subtitles | إنه يخترع تلك المشاهد الزائدة طوال الوقت أتمنيلوكنتعلمتبهذا .. |
Bazı aileler, bir açıklama bulabilmek için hikâyeler uyduruyor. | Open Subtitles | بعض الأُسر يختلقون القصص ليجعلوا من بعضها منطقي |
Her hafta oraya gidiyor, sıraya giriyor, görüşmeler yapıyor ve iş aradığı ile ilgili bir sürü yalan uyduruyor. | Open Subtitles | هو يذهب إلى هناك كل إسبوع ينتظر في الطوابير ويجري المقابلات... ويختلق كل الأكاذيب... عن أنه يبحث عن وظائف |