Bunun için uygun bir zaman yok. Karın için çok üzüldüm. | Open Subtitles | لن يكون هناك وقت مناسب انظر , أنا آسفة بخصوص زوجتك |
Hoş değil demiyorum ama şuan uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | إنه ليس بدون سحره و لكن هذا ليس وقت مناسب |
Bana ziyaretini haber vermeliydin. Pek uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | كان يجب أن تخبريني قبل حضورك هذا ليس وقتاً مناسباً |
Sadece bebek için uygun bir zaman mı? | Open Subtitles | هل تعتقدين حقا ان الوقت مناسب لـ أمتلاك طفل؟ |
Ben de şuna karar verdim. Şu an bunun için uygun bir zaman. | Open Subtitles | حسناً ، لقد قررت ، أعنى هذا وقت جيد مثل كل الأوقات |
Dipnot, kız kıza espriler yapmak için hiç de uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | ..ملحوظة ليس بالوقت المناسب لإدراج دعابة |
Bunu iyi karşıladı. Zam istemek için şu an uygun bir zaman mı? | Open Subtitles | إنه جيد فى ذلك.هل ذلك وقت مناسب للتحدث عن العلاوة؟ |
NATO güvenlik konferansı için uygun bir zaman. | Open Subtitles | إنه وقت مناسب لحضور المؤتمر الأمني لحلف شمال الأطلسي. |
Dinle Brian, şu an söylemek için uygun bir zaman olabilir. | Open Subtitles | اسمع يا براين ربما أنه وقت مناسب لأقول لك |
Şu anda konuşmak için pek uygun bir zaman değil, tamam mı? | Open Subtitles | ليس هذا وقتاً مناسباً للحديث، حسناً؟ ماذا؟ |
Özür dilerim, fikrimi değiştirdim, fakat evi satmak için hiç uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | و عهود التنفيذ آسف ثانيةً على التراجع لكنه ليس وقتاً مناسباً لبيع المنزل |
Sadece şu an uygun bir zaman değil. Pekâlâ. | Open Subtitles | أعرف ما قلت، إنه فقط ليس الآن ليس وقتاً مناسباً |
Bir mola için uygun bir zaman olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا الوقت مناسب لنأخذ راحة |
İzin verir misiniz? uygun bir zaman mı? | Open Subtitles | ممكن سيدى ,هل الوقت مناسب? |
- İşte ondan, Annabeth ona söylemek için uygun bir zaman olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لذا آنابيث لا تعتقد بأن هذا سَيَكُون وقت جيد لإخبارها |
Bunu sormak için uygun bir zaman olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | و أعرف أنه ليس بالوقت المناسب لأسأل. |
Tanıya bakılınca belki de evlenmek için pek uygun bir zaman değil gibi. | Open Subtitles | لذا، وفقاًللتشخيص.. ربما ليس الوقت مناسباً للزواج |
Sana, Oliver ile ilgili neler olduğunu sormak için uygun bir zaman mı? | Open Subtitles | السيد كونكلين، هل هذا هو الوقت المناسب أن أسألك ماذا يجري مع أوليفر؟ |
Biliyor musun, aslında şimdi hiçte uygun bir zaman değil, Larry. | Open Subtitles | نعم تعرف "لاري" ؟ هذا في الحقيقة ليس وقتا جيدا |
uygun bir zaman mı bilmiyorum ama burada sizi görmek isteyen birileri var. | Open Subtitles | لا أعلم اذا كان هذا وقتا مناسبا ولكن لدي شخص ما هنا ليراك |
Açıklaması zor. Ayrılmam için uygun bir zaman olduğunu bilin yeter. | Open Subtitles | يصعب التفسير، لنقل أنه الوقت المناسب لرحيلي |
Şu an, uygun bir zaman mı? | Open Subtitles | يبدو أن الآن ميعاد مناسب. |
Anne şu an kendinde olman için uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | اضطراريا ؟ -أمي ! ليس هذا الوقت المناسب لإظهار شخصيتكِ الحقيقية |
Sabah... işlerimize gitmeden önceki sükunet de... bu tarz bir sohbet için uygun bir zaman. | Open Subtitles | في الصباح، قبل أن نبدأ بالقيام بالعمل سيكون أيضاً وقتاً ملائماً للتواصل |
Şu an acı dolu anıları deşmek için uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | الآن ليس وقتًا مناسبًا لنكإ الذكريات الأليمة. |
- Hiç uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | الان ليس وقت جيداً للحديث |