Stern, uyuşturucu kaçakçısı Tino Zappati'yi hapse göndermek yerine, şartlı tahliye verdi. | Open Subtitles | لقد حكم ستيرن علي تينو زباتي تاجر مخدرات بوضعه تحت المراقبة بدلا من ان يضعه في السجن |
Kızıma, babası için uyuşturucu kaçakçısı diyorlar. | Open Subtitles | في المدرسة يقولون لأبنتي ان اباها تاجر مخدرات |
Sivil koruma generali, uyuşturucu kaçakçısı ve İtalyan mafyasının üyesi. | Open Subtitles | لواء من الحرس الوطني، مهرب مخدرات وعضو من المافيا اﻹيطالية |
O yerel bir balıkçı ,bir uyuşturucu kaçakçısı yada herhangibiri olabilir. | Open Subtitles | يمكن إن يكون صيّاد محلي أو مهرب مخدرات,أو أي شخص |
Saçmalama. Bu civarda yaşayan tek uyuşturucu kaçakçısı biz değiliz. | Open Subtitles | بالله عليك , لسنا تجار المخدرات الوحيدون فى المنطقة |
Ben senin uyuşturucu kaçakçısı ya da The View programında seyirci işinde olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | تخيلتك تعمل كا مروج للمخدرات أو شخصاً ليملئ مقعداً في برنامج "ذا فيو" |
Bir terörist, uyuşturucu kaçakçısı, katil, ona her istediğini veren minnettar bir ulusa teslim oluyor. | Open Subtitles | إرهابي , تاجر مخدرات وَ قاتل يستسلم لدولة يدين لها بالجميل التي أعطته كل شيء طلبه |
Kocamın kim olduğunu düşündüğünüzü bilmiyorum... ama bir uyuşturucu kaçakçısı değildi. | Open Subtitles | أنا لا اعلم , ما تعتقدينه عن زوجى . ولكنه كان تاجر مخدرات |
Anladım, hala uyuşturucu kaçakçısı değilmiş gibi yapıyor demek. | Open Subtitles | لا يزال إذن يحاول التظاهر بأنه ليس تاجر مخدرات ؟ |
20 yıl önce Pedro Hernandez adındaki bir uyuşturucu kaçakçısı bir kafeden çıkıyor. | Open Subtitles | أنه منذ 20 عام، "تاجر مخدرات". تاجر مخدرات يدعي (بيدرو هيرناندز)، غادر المقهى، |
Zengin ve güçlü Kolombiyalı uyuşturucu kaçakçısı. | Open Subtitles | تاجر مخدرات كولومبي ثري وقوي |
uyuşturucu kaçakçısı. | Open Subtitles | أو ربما تاجر مخدرات |
Muhtemelen ülkenin en büyük uyuşturucu kaçakçısı. | Open Subtitles | ربما إنه أكبر مهرب مخدرات .في البلاد كلها |
Alman soyundan gelme, İngiltere'de büyümüş aile adamı, ama en iyi uyuşturucu kaçakçısı ve katil değil. | Open Subtitles | انه رجل اعمال, تربى في انجلترا وولد في ألمانيا رجلٌ ذو عائلة, محب للخير, مهرب مخدرات, وقاتل |
uyuşturucu kaçakçısı. Sovyet ulusunun bir düşmanı. | Open Subtitles | إنه مهرب مخدرات عدو الشعب السوفييتي |
Morg sahibi olan bir uyuşturucu kaçakçısı tarafından tüm cesetlerin içi boşaltılmış. | Open Subtitles | من مهرب مخدرات الذي صادف أنه يملك مشرحة |
uyuşturucu kaçakçısı bir Rus olan Anton Masovich onlara ödeme yapıyor. | Open Subtitles | يتقاضيان رشوة من مهرب مخدرات روسي يدعى "أنتون ماسوفيتش". |
Saçmalama. Bu civarda yaşayan tek uyuşturucu kaçakçısı biz değiliz. | Open Subtitles | بالله عليك , لسنا تجار المخدرات الوحيدون فى المنطقة |
Sanıyordum ki, sadece siyahlar uyuşturucu kaçakçısı olurlar. | Open Subtitles | اعتقدت أن تجار المخدرات هم فقط من السود. |
Ancak teknedeysem, gününe göre, hayallerimde, ya DEA den kaçan bir uyuşturucu kaçakçısı, ya da uyuşturucu kaçakçılarının peşinde bir DEA ajanı oluyorum. | Open Subtitles | - ف"، ولكن عندما أصعد عليها، هذا يعتمد على اليوم، أتخيل حينها بأنني مروج للمخدرات وأراوغ وكالة مُكافحة المخدرات، أو أصبح أنا عميل وكالة المخدرات الذي يطارد مروج المخدرات. |
Küçük bir uyuşturucu kaçakçısı. | Open Subtitles | أربع وعشرون. مروّج مخدّرات بسيط |
O bir uyuşturucu kaçakçısı! Ona nasıl inanabilirsin? | Open Subtitles | لقد أُدين بتهريب المخدرات, كيف تصدقين ما يقول؟ |