Bütün gece uyanık kalıp, birisini uyurken izlemekten daha uyarıcı bir şey olamaz. | Open Subtitles | هناك دائماً حافز هنا أكثر من البقاء بأعلى وهو مراقبة شخص وهو نائم |
Buna göre 3 kişinin Sanderson kanepede uyurken yanından geçip gitmesi lazım. | Open Subtitles | نعم , لكن ذلك يعني ان ثلاث اشخاص تخطوا ساندرسن وهو نائم |
Ve seni uyurken falan ele geçirmediler çünkü sen hiç uyumuyordun. | Open Subtitles | أنت لم يتملكّ أحد بينما كنت نائماً لأنّك لم تنم مطلقاً |
Sen insanların kanepelerinde yatıp, uyurken rüyasında tavşan gören köpek gibi seğiren birisin. | Open Subtitles | و أنت تنام على أرائك الناس و ترتعش في نومك ككلب يحلم بأرنب |
Ve onları uyurken seyretmekten bile zevk alırdım. | TED | وأحصل على المتعة بمجرد مشاهدتهم نائمون. |
Siz uyurken sürekli bir şekilde beyin dalgalarınızı takip ediyor. | TED | انها تقوم بمراقبة الموجات الصادرة عن الدماغ بصور متواصلة، عندم تكونون نائمين. |
uyurken nefes almam da gerek. O konuda normal insanlar gibiyim. | Open Subtitles | يجب أيضاً أن أتنفس و أنا نائم مثل باقي الناس الطبيعيين |
uyurken yatağın altından açılıp beni yutabilir miydi? | TED | هل يمكن أن ينفتح أسفل سريري وأن يبتلعني بينما أنا نائم |
Sen uyurken beyninde olup bitenler hafızamızın çalışma şekli için önemli olan yeniden yapılanmanın yoğun bir aktif sürecidir. | TED | وما يحصل في دماغك وأنت نائم هي فترة حادة النشاط من إعادة الهيكلة الضرورية لعمل الذاكرة. |
Karanlıkta sinsi sinsi yürür, uyurken seni gözetlerler. | Open Subtitles | يتسللن دائماً فى الظلام, يتجسسن وأنت نائم. |
Lordum, bunu ispatlayabilirim, gece yarısı tamamen savunmasız bir şekilde papağan uyurken bu maymun satır büyüklüğünde bir bıçakla papağanı öldürmeye teşebbüs etti. | Open Subtitles | سأثبت لك سيدي أنه في منتصف الليل وحينما كان الببغاء نائماً لا يقدر الدفاع عن نفسه جاء هذا القرد ومعه سكين بحجم ساطور |
Sen uyurken, bu kadın beni ayıptır söylemesi, memnun etti. | Open Subtitles | أخي , بينما كنت نائماً فقد منحتني هذه المرأة متعة لا يمكن وصفها |
Herhalde ben uyurken odamdan geçip gitmiş. | Open Subtitles | لابد وأنه مر من خلال غرفتي بينما كنت نائماً |
Aslında bir nevi tanıştık sayılır. Siz uyurken, sizi seyretmiştim. | Open Subtitles | لقد كُتب لي ملاقاتك، أعني بأنني كنتُ أُراقبك أثناء نومك. |
Bir gece sen uyurken o silahı sobaya atacağım. | Open Subtitles | عندما تنام في احد الايام سأتخلص من السلاح |
Bir kısmı uyurken bir kısmı devriye geziyor. | Open Subtitles | بعضهم فى دورية حراسة بينما الأخرون نائمون. |
Siz uyurken bütün ayarlamaları yaptım. | Open Subtitles | لقد عملت الترتيبات اللازمة بينما كنتم نائمين. |
Bu avcıları uzak tutar ve uyurken ona bir ev sağlar. | Open Subtitles | الذي يبقي الحيوانات المفترسة بعيدا، كما يوفر له منزله عندما ينام. |
Farkındasın, değil mi? Herkes uyurken burada olman biraz garip. | Open Subtitles | اتعلم, انه لمن المضحك ان نكون هنا بينما الجميع نيام |
Senin anahtarlar hakkında hayatın boyunca öğreneceğinden fazlasını ben bu gece uyurken unuturum. | Open Subtitles | سأنسى المزيد عن المفاتيح الليلة أثناء نومي أكثر مما ستتعلمه في حياتك كلها |
Bir gece o uyurken elini tuttum ve kendimi çizdim. | Open Subtitles | لذا ذات يوم, و أثناء نومه أخذت يده وخدشت نفسي |
Sen uyurken odana neden bakıyorsam ondan. | Open Subtitles | لنفس السبب الذى اتفقد فيه غرفتك عندما تنامين. |
uyurken kaçırılan Daisy Armstrong'un aranması | Open Subtitles | البحث فى إتجاه الشرق عن إبنة أرمسترونج إختطفت أثناء نومها فى منزل العائله |
Spence, Hanna'yı dinlemen gerekiyor. O gece otelde sen uyurken odadan çıktım. | Open Subtitles | سبينس عليك الاستماع الى هاتا في تلك الليلة بالفندق عندما كنتي نائمه |
Ve rüyalar olmadan, onlar uyurken insanlar yoluyla sorunları çalışamaz. | Open Subtitles | و بدون الأحلام الناس لن يتعاملوا مع مشاكلهم أثناء نومهم |
Bazen ben uyurken parmaklarını saçımda gezdirir ve benim farkında olmadığımı zanneder. | Open Subtitles | أحياناً وأنا نائمة يمرر أصابعه عبر شعري. يظنني لا ألاحظ ولكني ألاحظ. |