Dün gece o uzun saçlı aptalların bu ülkeyi rezil etmesini seyretmek iğrençti. | Open Subtitles | ليلة البارحة كانت مقززة، نرى أصحاب الشعر الطويل المغفلين يلحقون العار بهذا البلد. |
Ve, biliyor musunuz, gençler... uzun saçlı olanlar. | Open Subtitles | وهل تعلم ؟ لو أن شابة فعلتها فهي صحبة الشعر الطويل |
Eğer uzun saçlı olsaydım, bir rock grubunda baş şarkıcı olabilirdim. | Open Subtitles | أتوقع لو كان لدي شعر طويل لكنت رئيس فرقة غناء صاخبة |
Özellikle sen! Ekibimde daha önce uzun saçlı kimse olmadı. | Open Subtitles | خاصة انتِ انا لم ادرب مطلقا موظف ذو شعر طويل |
Girişin yanında. Tabancası var. Beyaz erkek. 30 yaşlarında, uzun saçlı. | Open Subtitles | بالقرب من المدخل ، معه بندقية ذكر أبيض ، في الثلاثينات ، طويل الشعر |
uzun saçlı hipinin teki. Dr. Dopler silahlı ve tehlikeli. | Open Subtitles | انه خنفوس بشعر طويل دكتور دوبلر محسوب مسلح وفى منتهى الخطوره |
Lise bittiğinde uzun saçlı hippi bir tiptim. | Open Subtitles | كان عندي مدرس اللغة الانجليزية فى المدرسة الثانوية كان شعره طويل كرجال الهيب هوب |
O uzun saçlı boşboğaz sözünü tutsaydı... işimizi huzurla yapıyor olacaktık. | Open Subtitles | لكن لو تأخر قدوم ذي الشعر الطويل لكنا نعمل في هدوء تام |
uzun saçlı Galyalılar ve mavi suratlı Keltler. | Open Subtitles | الجوليون ذوو الشعر الطويل و الكيلتيون ذوو الوجوه الزرقاء |
Oh evet bundan önce renkli çocuk için ve uzun saçlı çocuk için de bunu söylemiştin. | Open Subtitles | حقاً، وذلك ما قلته عن ذلك الفتى ذو الشعر الطويل وذلك ما قلته عن الولد الملون قبل ذلك |
uzun saçlı ve kemik çerçeveli gözlüğü olan esmerlere bayılırım. | Open Subtitles | أحب السمراوات ذات الشعر الطويل مع نظارات بإطارت مصنوعة من القرون |
Biliyor musun? Galiba o uzun saçlı adama aşık. | Open Subtitles | اعتقد انها مغرمة بالشاب صاحب الشعر الطويل |
Koyu tenli, uzun saçlı, korkunç görünümlü Yeri aksanı ile konuşan. | Open Subtitles | بشرة داكنة ,شعر طويل, ذو هيئة مخيفة, يتحدث بلهجة هندية ؟ |
uzun saçlı ve kısa etekli, çizmeli, büyük göğüslü, neşeli ve zeki sarışınları. | Open Subtitles | شقراء مع شعر طويل و جيبة قصيرة و حزاء بوت و وسط كبير و لامعة و بارعة |
uzun saçlı, ağzı süt kokan, saçları yüzüne düşen, gözlüklü ve hep hapşıran adamı arıyorum. | Open Subtitles | يرتدى ستره لديه شعر طويل لديه فوق عيونه يرتدى نظاره و يعطس |
Sonra o uzun saçlı adam plakayı istedi. | Open Subtitles | . بعدها رجل ذو شعر طويل سألني أن أعطيه إياها |
Muhteşem falan değildi o! uzun saçlı ibnenin tekiydi. | Open Subtitles | لم يكن رجلاً رائعاً كان سافلاً طويل الشعر |
Çünkü ikiniz de uzun boylu, soluk tenli, uzun saçlı ve hafiften lavanta kokulu bir türle yakın temasa geçmişsiniz. | Open Subtitles | لان كلاكما كانت تجربتكما حميمية مع كائن طويل شاحب طويل الشعر له رائحة غامضة من الخزامي |
uzun saçlı versiyonu yapılmadan önce saçları afroydu. | Open Subtitles | قبل أن يجعلوها بشعر طويل عندما كانت بالتسريحه الأفريقيه |
Şimdi bu uzun saçlı bir rakçı, değil mi? Bir rakçı değil bu... | Open Subtitles | هذه شخص موسيقي شعره طويل أليس كذلك؟ |
Evet, evet, evet. Seyirciler bir avuç uzun saçlı yarış motoru kullananları görmek istiyorsa tamam ama... ..ben ağır motorlardan bahsediyorum. | Open Subtitles | هل تريد لجمهورك ان يشاهد مجموعة من طوال الشعر يركبون العجلات |
uzun saçlı uzun elbiseli... ..bir kadın var ve kadının tırnakları her yerimde. | Open Subtitles | هناك تلك المرأة شعرها طويل, ترتدي فستان حفل ممزق وهي فوقي |
Bu Curtis şu uzun saçlı çocuk, değil mi? | Open Subtitles | ذلك ولدِ كيرتيس الواحد بالشَعرِ الطويلِ , ؟ |
Bu arkadaşların, küçük ve uzun saçlı mı? | Open Subtitles | -هل أصدقاؤكِ صغار الحجم و يملكون شعراً طويلاً ؟ |
uzun saçlı bir adam, zayıf bir kız ve kırmızı tişörtlü bir adam. | Open Subtitles | الرجل بالشعر الطويل والفتاة النحيلة، والرجل بالبلوزة الحمراء. |
O sadece uzun saçlı bir delikanlıymış. | Open Subtitles | اتّضح أنّه مراهقٌ لديه شعرٌ طويل. |
Asker traşlı birkaç beyaz adam. Biri de uzun saçlı. | Open Subtitles | رجال بيض، حليقي الرأس وواحدٌ ذو شعرٍ طويل |