Doğru uzunluğu belirtmek için kutucuğun boyutunu kullanıyoruz ve paylaşmayı teşvik etmek için komutlarla yol gösteriyoruz. | TED | نحن نستخدم حجم الصندوق لنقترح الطول المناسب، ونحن نوجههم لنشجعهم على التشارك. |
uzunluğu 32 bitten 448 bite kadar değişebiliyor. | Open Subtitles | إنه يستعمل مفاتيح متغيرة الطول من 32 إلى 448 بايتا |
Yolun uzunluğu önemli değil, çünkü yol uzadıkça, biyoyakıt ekim alanı da artar. | TED | طول الطريق غير مهم، لأنه كلما طال الطريق، كلما زادت زراعة الوقود الحيوي |
Normalde namlu uzunluğu 75 santimdir. Benimki 10 santim daha uzundur. | Open Subtitles | في العادة طول السبطانة ـ30ـ إنش لكن هذه أطول بأربع إنشات |
uzunluğu, 8851 KİLOMETRENİN ÜSTÜNDE VE YAPIMI 1700 YIL SÜRDÜ | Open Subtitles | يبلغ طوله 5500 ميلاً واستغرق أكثر من 1700 عام لتشيده |
-Altı kahrolası araba uzunluğu. - Bu da 106 kahrolası feet eder. | Open Subtitles | المسافة تقدر بطول ست سيارات وهو ما يساوي 106 قدم يا سيدي |
Yani konu hakkında birşeyler biliyor, uzunluğu biliyor. | TED | لذلك فهو يدرك شيئا عن الموضوع ، ويعرف طولها. |
Metal sopanın uzunluğu ve kalınlığı bulduğumuz savunma yaralarıyla uyumlu olacaktır. | Open Subtitles | عمود معدني بذلك الطول والقطر سيكون ملائماً مع الإصابات الدفاعية التي وجدناها |
Sesten, uzunluğu yankıyla fiziksel yapıyı, yaşı da önseziyle söyleyebiliyorum. | Open Subtitles | يمكننى معرفة الطول من صوتك وللياقة البدنية عن طريق الصدى والعمر عن طريق الحدس |
Yani omurganın toplam uzunluğu saat tıklamasının ne kadar hızlı olduğuna bağlıdır. | Open Subtitles | لذا فإن الطول الكلي للعمود الفقري يعتمد على مدى سرعة حركة عقارب الساعة |
Evet, uzunluğu ve yönü püskürtme ile yapılmışa benziyor. | Open Subtitles | نعم , الطول والاتجاة يشير الى انه خرج كرذاذ |
Eminim uzunluğu konusunda da bir şeyler yapılabilir. | Open Subtitles | وأنا متأكدة أنه يمكننا فعل شيء بشأن الطول |
Fetal biparyetal çap, kafa çevresi, karın çevresi ve kaval kemiği uzunluğu ölçüleri 20 haftalık gebelikte olması gerektiği gibi. | Open Subtitles | ,قياسات الجنين بينا الجداريين ,محيط الرأس ومحيط البطن طول عظام الفخذ كل هذه الاطوال تتضح فى الاسبوع 20 من الحمل |
uzunluğu 1.6 metre, ve ağırlığı sadece 450 gram. | TED | طول متر واحد وستة، والوزن ، ليس سوى 450 غراما. |
Ama kaçınmanın faydası ömür uzunluğu cinsinden. | TED | و لكن كما تعلمون فالجنس مفيد من ناحية طول العمر في المستقبل |
uzunluğu sadece 140 km. idi ve İngiliz kanalıyla arasında daha 400 km. vardı. | Open Subtitles | فقد كان طوله 140 كيلومتر و ينتهى على بعد 400 كيلومتر من القنال الأنجليزى |
Bir keresinde uzunluğu buradan Madonna dei Prati'ye kadar olan bir tren gördüm. | Open Subtitles | رأيت مرة قطاراً طوله من هنا حتى مادونا دي براتى |
Görünüşte, uzunluğu ve genişliği arasında zarif bir denge vardır. | Open Subtitles | بالمشاهدة البصرية فهناك موازنة رشيقة بين طوله وعرضه |
Öte yandan, lifin uzunluğu, yumuşaklığını büyük ölçüde etkiler, bu da birincil duvar katmanının yeniden yapılandırılmasıyla bağlantılıdır. | TED | من ناحيةٍ أخرى، تتأثر نعومتها بطول الليف بشكل كبير، الذي يتحدد خلال إعادة تشكيل طبقة الجدار الأساسي. |
Tek yol olan boğazın üzerindeki köprünün uzunluğu 25 metre. | Open Subtitles | الطريقه الوحيده لعبور ذلك الممر هو جسر ضيق بطول 75 قدم |
Bir adamı saç uzunluğu ya da müzikal zevki ile yargılamam. | Open Subtitles | أنا لا أحكم على رجل بطول شعره أو ذوقه الموسيقي |
Başka bir deneyde, uzunluğu esasen bu pencerenin genişliğinden büyük olan askıdaki yükünü kontrol etmek için uçuşunu nasıl ayarladığını size göstermek istiyorum. | TED | في تجربة أخرى، أريد أن أريكم كيف يكيف الربوت تحليقه ليتحكم في حمولته المتدلية التي طولها أكبر من عرض النافذة |
uzunluğu 23 metre, genişliği 19 metre. | TED | يبلغ طولهُ سبعة وخمسون قدما، وعرضهُ ستين قدما. |
Gözenekler, kırışıklıklar, yağdokusu, burun ve kulakların uzunluğu için FBI algoritmalarını kullandım. | Open Subtitles | استخدمت لوغاريثمات المباحث الفيدرالية في أنواع البحث حجم الثقوب، التجاعيد، الأنسجة الدهنية وطول الأنف والأذن |