ويكيبيديا

    "vardım" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • توصلت
        
    • أدركت
        
    • وصلتُ
        
    • كنت معها
        
    • على الوصول
        
    • وصلت
        
    • ووصلت
        
    • استنتجت
        
    • إلى نتيجة
        
    - "Evliliğimizi kurtarmaya çalıştık ama büyük uğraşların ardından artık kurtarılamayacağı sonucuna vardım." Open Subtitles حاولنا إنقاذ زواجنا ولكن بعد جهد كبير، توصلت لنتيجة أنه لا يُمكن إنقاذه
    Fakat bu konuşmaların birçoğunda, şöyle bir sonuca vardım: İşletmeler, hiçbir kurum ya da kuruluşun yapamayacağı şeyleri yapabilecek bir pozisyona sahip. TED ولكن بعد عدد غير قليل من هذه الخطابات، توصلت إلى نهاية: أنا أؤمن إن العمل يستطيع أن يحقق شيء لا يمكن لكيان آخر تحقيقه.
    Bu yerlerde fotoğraf çekerken, resimlerde bir şeyin eksik olduğunun farkına vardım. TED وبعد أن إلتقطت صوراً لهذه المواقع، أدركت بان هنالك شئٌ ما ينقصها.
    1997 Ocak'ında nihayet dünyanın sonuna vardım. Open Subtitles في يناير 1997, وصلتُ أخيراً إلى نهاية العالم.
    Çok zayıflamıştı. O otobüs durağında ben de vardım, değil mi? Beni de yanında getirmişti, değil mi? Open Subtitles كنت معها عندما أخذتها من محطة الباص، صحيح؟ لقد أحضرتني معها ، صحيح؟ لا ، لقد حضرت لوحدها، عزيزتي
    demiştir Ayrıca, 'Tanrı'yı anlamaya çalışırken, İsa'nın hayatının bizim çaba ve fikirlerimizin odağı olması inancına vardım' demiştir TED وقال ايضا في سعينا لمعرفة الله ، توصلت للإيمان بأن حياة المسيح يجب أن تكون محل اهتمامنا
    Ama kendimi hiç de olmadığım bir kalıba sokmaya çalıştığımın farkına vardım. TED لكنني توصلت إلى قناعة أنني كنت أحاول وضع نفسي في قالب لا يناسبني
    Baylar, ben şu sonuca vardım: Open Subtitles أيها السادة ، لقد توصلت إلى نتيجة ألا و هى
    Son zamanlarda kafamda geliştirdiğim bir fikir vardı bu konuda bir karara vardım ve bunu size anlatmak istiyorum. Open Subtitles لقد كنت أفكر حول هذا الأمر وقد توصلت لقرار أرغب باخباركم إياه الآن
    Bombanın oldukça kirli bir bomba olduğu kanısına vardım. Open Subtitles توصلت إلى استنتاج مفاده أن القنبلة كانت قذرة للغاية
    Ve bir şeyin farkına vardım: Marihuana içmediğimde gerçekten çekilmez bir adam oluyordum. Open Subtitles و أدركت شيئا أنا كنت رجل عصبي للغاية عندما كنت لا أدخن الماريجوانا
    Kitabınızı okudum ve çok kadının benimle aynı durumda olduğunun farkına vardım. Open Subtitles بعد أن قرأت كتابك، أدركت كم كانت نساء أخريات في نفس الوضع
    Çok geç olmadan önce, ben bunun ne kadar yanlış olduğunun farkına vardım. Open Subtitles , و قبل أن يفوت الوقت . . انا أدركت كم هو خاطئ
    Şafak vakti Atina'ya vardım ve kızıma Alba demeye karar verdim. Open Subtitles وصلتُ إلى أثينا عند بزوغ الفجر لذا قررت تسميتها ألبا
    32 senelik yoğun çalışmalarımdan sonra talihsiz ama şaşırtıcı olmayan bir sonuca vardım. Open Subtitles بعد 32 سنة بدلاً من الممارسة المكرسة, لقد وصلتُ لسوء الحظ, إذا لم يكن ككل استنتاج مفاجئ
    Ve o diyor ki "Suriye'ye umut dolu bir şekilde vardım. Fakat bir anda iki değerli eşyama el konuldu: pasaportum ve cep telefonum." TED ويقول: "وصلتُ إلى سوريا وكلي أمل، وفي الحال، صودر اثنين من ممتلكاتي الثمينة جواز سفري وهاتفي الجوال."
    Tapınakta Beş'in gördüğünde yanında ben vardım. Open Subtitles لقد كنت معها بالمعبد عندما واجهت رؤية الخمسة ..
    Neredeyse vardım, bir saate kadar inmiş oluruz. Open Subtitles لقد شارفت على الوصول يجب أن أهبط في غضون ساعة
    Fakat nihayetinde bazı sistematik nedenlerden ötürü bunun işe yaramadığı sonucuna vardım. TED ولكن وصلت في النهاية إلى استنتاج أنها لم تنجح فقط لأسباب منهجية.
    Dört yıl önce Brookings Enstitüsü'nde birkaç kişiyle beraber bir sonuca vardım. TED قبل أربعة أعوام، اشتغلت مع عدد قليل من الناس في معهد بروكينغز، ووصلت إلى استنتاج.
    Benim için evsiz olmanın evde olmaktan daha güvenli olduğu kanısına vardım. TED لقد استنتجت أن التشرد أكثر أمانًا لي من البقاء في البيت.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد