- "Evliliğimizi kurtarmaya çalıştık ama büyük uğraşların ardından artık kurtarılamayacağı sonucuna vardım." | Open Subtitles | حاولنا إنقاذ زواجنا ولكن بعد جهد كبير، توصلت لنتيجة أنه لا يُمكن إنقاذه |
Fakat bu konuşmaların birçoğunda, şöyle bir sonuca vardım: İşletmeler, hiçbir kurum ya da kuruluşun yapamayacağı şeyleri yapabilecek bir pozisyona sahip. | TED | ولكن بعد عدد غير قليل من هذه الخطابات، توصلت إلى نهاية: أنا أؤمن إن العمل يستطيع أن يحقق شيء لا يمكن لكيان آخر تحقيقه. |
Bu yerlerde fotoğraf çekerken, resimlerde bir şeyin eksik olduğunun farkına vardım. | TED | وبعد أن إلتقطت صوراً لهذه المواقع، أدركت بان هنالك شئٌ ما ينقصها. |
1997 Ocak'ında nihayet dünyanın sonuna vardım. | Open Subtitles | في يناير 1997, وصلتُ أخيراً إلى نهاية العالم. |
Çok zayıflamıştı. O otobüs durağında ben de vardım, değil mi? Beni de yanında getirmişti, değil mi? | Open Subtitles | كنت معها عندما أخذتها من محطة الباص، صحيح؟ لقد أحضرتني معها ، صحيح؟ لا ، لقد حضرت لوحدها، عزيزتي |
demiştir Ayrıca, 'Tanrı'yı anlamaya çalışırken, İsa'nın hayatının bizim çaba ve fikirlerimizin odağı olması inancına vardım' demiştir | TED | وقال ايضا في سعينا لمعرفة الله ، توصلت للإيمان بأن حياة المسيح يجب أن تكون محل اهتمامنا |
Ama kendimi hiç de olmadığım bir kalıba sokmaya çalıştığımın farkına vardım. | TED | لكنني توصلت إلى قناعة أنني كنت أحاول وضع نفسي في قالب لا يناسبني |
Baylar, ben şu sonuca vardım: | Open Subtitles | أيها السادة ، لقد توصلت إلى نتيجة ألا و هى |
Son zamanlarda kafamda geliştirdiğim bir fikir vardı bu konuda bir karara vardım ve bunu size anlatmak istiyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر حول هذا الأمر وقد توصلت لقرار أرغب باخباركم إياه الآن |
Bombanın oldukça kirli bir bomba olduğu kanısına vardım. | Open Subtitles | توصلت إلى استنتاج مفاده أن القنبلة كانت قذرة للغاية |
Ve bir şeyin farkına vardım: Marihuana içmediğimde gerçekten çekilmez bir adam oluyordum. | Open Subtitles | و أدركت شيئا أنا كنت رجل عصبي للغاية عندما كنت لا أدخن الماريجوانا |
Kitabınızı okudum ve çok kadının benimle aynı durumda olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | بعد أن قرأت كتابك، أدركت كم كانت نساء أخريات في نفس الوضع |
Çok geç olmadan önce, ben bunun ne kadar yanlış olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | , و قبل أن يفوت الوقت . . انا أدركت كم هو خاطئ |
Şafak vakti Atina'ya vardım ve kızıma Alba demeye karar verdim. | Open Subtitles | وصلتُ إلى أثينا عند بزوغ الفجر لذا قررت تسميتها ألبا |
32 senelik yoğun çalışmalarımdan sonra talihsiz ama şaşırtıcı olmayan bir sonuca vardım. | Open Subtitles | بعد 32 سنة بدلاً من الممارسة المكرسة, لقد وصلتُ لسوء الحظ, إذا لم يكن ككل استنتاج مفاجئ |
Ve o diyor ki "Suriye'ye umut dolu bir şekilde vardım. Fakat bir anda iki değerli eşyama el konuldu: pasaportum ve cep telefonum." | TED | ويقول: "وصلتُ إلى سوريا وكلي أمل، وفي الحال، صودر اثنين من ممتلكاتي الثمينة جواز سفري وهاتفي الجوال." |
Tapınakta Beş'in gördüğünde yanında ben vardım. | Open Subtitles | لقد كنت معها بالمعبد عندما واجهت رؤية الخمسة .. |
Neredeyse vardım, bir saate kadar inmiş oluruz. | Open Subtitles | لقد شارفت على الوصول يجب أن أهبط في غضون ساعة |
Fakat nihayetinde bazı sistematik nedenlerden ötürü bunun işe yaramadığı sonucuna vardım. | TED | ولكن وصلت في النهاية إلى استنتاج أنها لم تنجح فقط لأسباب منهجية. |
Dört yıl önce Brookings Enstitüsü'nde birkaç kişiyle beraber bir sonuca vardım. | TED | قبل أربعة أعوام، اشتغلت مع عدد قليل من الناس في معهد بروكينغز، ووصلت إلى استنتاج. |
Benim için evsiz olmanın evde olmaktan daha güvenli olduğu kanısına vardım. | TED | لقد استنتجت أن التشرد أكثر أمانًا لي من البقاء في البيت. |