Havadaki oksijenin çoğunluğunu üreten varlıklar. | TED | وهي الكائنات التي توفر معظم الأكسجين المتواجد في الجو. |
Dünya üzerinde seven ve yas tutan tek varlıklar olmadığımızı bilmekte samimi bir teselli buluyorum. | TED | وقد وجدت الأمر مريحًا حقًا، ووجدته عزاءً، أن أعلم أننا لسنا الكائنات الوحيدة على هذه الأرض التي تشعر بالحب والحزن. |
Öyleyse en sağlam varlıklar dilencilerimiz. Krallar, kahramanlar da dilencilerin gölgeleri! | Open Subtitles | هم الكائنات الحقة اما اصحاب الطموح من ملوك وابطال فما هم سوى ظلال العامة |
Aşağıdaki şu insanların dışında, tüm dünyada yaşayan tek canlı varlıklar biz olmalıyız. | Open Subtitles | ,إلا بالنسبة لأولئك الناس هناك ونحن قد نكون المخلوقات الحية فقط .في العالم كله |
Anlıyorum, ama şuna bakın, altyapı yok, değiştirilebilir varlıklar yok.. yani.. | Open Subtitles | وتحضر لنا أرض فضاء دون بنية أساسية أو أصول ثابته, ما أعنيه |
Ev ve babanıza ait olan tüm varlıklar, banka kredisine karşı teminat olarak kullanılmış. Size yanıldığınızı söylüyorum. | Open Subtitles | المنزل وكل الأصول بما فيها عيادة والدك ملك للبنك فى حالة التخلف عن سداد القرض |
Köle ya da mal değil sizleri üretenlerle aynı haklara sahip yaşayan varlıklar. | Open Subtitles | لستم بعبيد أو ملكيه خاصه ولكن كائنات حيه بنفس الحقوق مثل من صنعوكم |
Biz tanrısal varlıklar biraz tutucuyuzdur. | Open Subtitles | نحن الكائنات الملائكية نميل عادة لنكون محافظين |
Öyle var sayıyorsun, onlar en sabırlı varlıklar değiller, sen ne umuyordun? | Open Subtitles | بالتأكيد إنهم ليسوا أكثر الكائنات صبراً ماذا توقعت ؟ |
varlıklar, onları durdurmak için uyguladığımız her yoldan birşeyler öğrendiler. | Open Subtitles | لقد تعلمت الكائنات من نفس الوسائل التى خصصت لتدميرها |
Ona göre sosyal varlıklar bir şeye ait olmak için çabalar. | Open Subtitles | افتراضه الأساسي أن الكائنات الاجتماعية تسعى للانتماء |
Ancak uzay boşluğunun ötesinde gelişmiş, soğuk ve düşman, zeki varlıklar imrenerek gezegenimize bakıyordu. | Open Subtitles | و لكن، عبر هذا الفضاء الفسيح قامت الكائنات الذكية الكبيرة العدد الباردة و الغير متعاطفة بمراقبة كوكبنا بعيون حاسدة |
Şüphesiz bir şeyleri hareket ettiren önemli bir şey var, fakat bize benzeyen ve işlerimize karışan bir varlıklar topluluğu mu? | Open Subtitles | هناك بالتأكيد محرك للكون بشكل ما لكن مجموعة من الكائنات التي تبدو مثلنا و تتدخل في شئوننا؟ |
Ama hep söylendiği gibi, kimse mükemmel değildir yükselmiş varlıklar bile. | Open Subtitles | لكن كما يقول القدماء , لا يوجد أحد كامل حتى نحن الكائنات الأعلى |
Bu varlıklar her yerde olabilirler. Yalnızca onların farkında değiliz. | Open Subtitles | هذه المخلوقات يمكن أن تتواجد في أي مكان لكن نحن لم نكن منتبهين لها |
Bildiğim yükselmiş varlıklar, Tanrı kılığına girmiyorlardı. | Open Subtitles | نفس المخلوقات التي أعرفها لا يقدمون أنفسهم كآلهة |
Ve o dediğin yükselmiş varlıklar, sana rehberlik etmiyor ve kendilerine tapılmasını istemiyorlar. | Open Subtitles | ألا ترشدكم تلك المخلوقات المرتقية وتطلب منكم عبادتها؟ |
Temel varlıklar offshore hesaplarda, dokunulmaz. | Open Subtitles | بصدق؟ أصول القاعدة في الخارج، غير ممسوسة. |
O sıralarda, 80'lerde, toplam varlıklar, likit ve maddi ve kilisenin mal mülkleri çeyreği ediyordu. | Open Subtitles | وجميع الأصول, والأموال السائلة والأجهزة والمُمتلكات الخاصة بالكنيسة, لم تكن تتعدّى رُبع هذا المبلغ بأسعار الثمانينيات. |
- En yüksek seviyedeki melekler. Altı kanatlı kutsal varlıklar. | Open Subtitles | أعلى رتبة في الجند السماوي كائنات سماوية تملك 6 أجنحة |
Unutmayın ki işletmeler insanlardan oluşur. İşletmeler sihirli bir şekilde hiç bir sonucu olmadan belirip kaybolan varlıklar değiller. | TED | يجب أن نتذكر أن الأعمال مكونة من الناس، الأعمال ليست كيانات تظهر وتختفي بشكل ساحر بدون نتلئج لذلك. |
İnsansı varlıklar II'deki gibi, uzaylı bir zombisin. | Open Subtitles | أنت مجرّد دخيل منوّم 'كفيلم "هومانياكس 2 |
varlıklar sizde mi Bayan Lambert? - Bir dakika.! | Open Subtitles | "هل لديكِ ما هو مطلوب يا سيده"لامبرت - ... انتظر لحظه - |
Tabii şimdi siz, böcekler oldukça basit varlıklar, memeliler böyle değil diyebilirsiniz. | TED | و قد يقال إن الخنافس فعلا مخلوقات بسيطة ولكنها بالتأكيد ليست ثديية |
Toplumsal varlıklar olarak birbirimiz için veya birbirimize karşı ilk defa iyi şeyler yapmıyoruz. Bunu her zaman yapıyoruz. | TED | تلك ليست المرة الأولى التي نفعل فيها أشياء جيدة من أجل أو لبعضنا البعض، ككائنات إجتماعية. نحن نفعلها طوال الوقت. |
Genel finansal durum, varlıklar, borçlar, gelirin kanıtı, vergi kayıtları-- ...bunun gibi şeyler. | Open Subtitles | البيانات العامه , الاصول , والخصوم إثبات الدخل , سجلات الضرائب . شيء من هذا القبيل |