Böylece Varolmayan Ülke'nin gerçekte ne kadar muhteşem olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | و حينها سترى كم يمكن لـ "نفرلاند" أنْ تكون رائعة |
Seni tanıyorum. Varolmayan Ülke'ye yanında o olmadan gelmeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرفك، و أعرف أنّك ما كنتَ لتقطع كلّ هذه المسافة إلى "نفرلاند" بدونه |
Demek istediğimi anladın mı? Seni için asıl problem Varolmayan Ülke'den çıkış olmaması. | Open Subtitles | لا يا صغيري، مشكلتك الحقيقيّة هي أنّه لا مفرّ مِنْ "نفرلاند" |
Kendime onun Varolmayan Ülke'ye gittiğini söylerdim. | Open Subtitles | أنا كنت أقول لنفسي أنه يذهب إلى نيفرلاند |
Şey, hep Varolmayan Ülke'ye gitmek istedim. | Open Subtitles | حسنا أردت دائما أن أذهب إلى نيفيرلاند |
Varolmayan Ülke eskiden rüyaların gerçeğe dönüştüğü yer olarak bilinirdi. | Open Subtitles | كانت "نفرلاند" مقرّاً لولادة الأحلام الجديدة |
Çünkü onunla daha önce de başa çıktım. Çocukken beni Varolmayan Ülke'ye götüren oydu. | Open Subtitles | لأنّي تعاملت معه سابقاً و هو الذي أخذني إلى "نفرلاند" في صِغري |
Hepsi bu. Oradan sonrası bende. Varolmayan Ülke'ye gidecek olan kişi benim. | Open Subtitles | لا أكثر و سأتولّى الأمر حينها فأنا مَنْ سيذهب إلى "نفرلاند"، لا هو |
Burası Varolmayan Ülke ve sende gerçek inananın kalbi var. | Open Subtitles | -هذه "نفرلاند " و لديك القلب الأكثر إيماناً |
Varolmayan Ülke'de bir postane olduğunu sanmıyorum. Ne öneriyorsun? | Open Subtitles | لأنّي لمْ أرَ مكتب بريد في "نفرلاند" ماذا تقترحين؟ |
Yani bu suyu bir kez içersen Varolmayan Ülke'den asla ayrılamazsın. | Open Subtitles | حالما تشرب هذا الماء لن تستطيع مغادرة "نفرلاند" أبداً |
Bu sudan bir kez içersen, Varolmayan Ülke'den asla ayrılamazsın. | Open Subtitles | حالما تشرب هذا الماء لن تستطيع مغادرة "نفرلاند" أبداً |
Varolmayan Ülke imkansızın gerçekleştiği yerdir. Tabii inanırsan... | Open Subtitles | في "نفرلاند" يصبح المستحيل ممكناً إذا آمنت به |
Varolmayan Ülke'deki tüm sihri çekebilmesi için gerçek inananın kalbine ihtiyacı var. | Open Subtitles | يحتاج القلب الأكثر إيماناً لامتصاص كلّ السحر في "نفرلاند" |
Çünkü Varolmayan Ülke'nin sihrinin doğduğu yer tam da burası. | Open Subtitles | لأنّه الموقع الذي ينبثق منه سحر "نفرلاند" |
Büyü Varolmayan Ülke'yi terk etmeden önce ne kadar zamanımız kaldığını gösteriyor. | Open Subtitles | تشير للوقت المتبقّي حتّى ينفد سحر "نفرلاند" |
Varolmayan Ülke'de tek yapman gereken bir şeye sahip olduğunu düşünmen. | Open Subtitles | ما عليك في "نفرلاند" إلّا التفكير بشيء للحصول عليه |
Varolmayan Ülke çocukların rüyalarında ziyaret etmeleri için oluşmuş bir yer. Yaşayacakları bir yer değil. | Open Subtitles | "نفرلاند" مكانٌ ليزوره الأطفال في أحلامهم و ليست للمكوث هنا |
- Evet. Eşyalar kaybolur ve zaman zaman Varolmayan Ülke kıyılarına vururlar. | Open Subtitles | يضيع الاشياء ويغسل ما يصل على نيفرلاند من وقت لآخر. |
Varolmayan Ülke'de bir çok yıl geçirdim. Kayıp çocukların yuvası. | Open Subtitles | ''أمضيتُ سنواتٍ عديدة في ''نيفرلاند موطن الأولاد الضائعين |
Varolmayan Ülke'de zaman farklı şekilde ilerliyor. | Open Subtitles | لأنّ الوقت يختلف في ''نيفرلاند'' |
Şey, her zaman Varolmayan Ülke'ye gitmek isterdim. | Open Subtitles | حسنا أردت دائما أن أذهب إلى نيفيرلاند |
Varolmayan Ülke asla uyanmayacağın bir rüya gibidir. | Open Subtitles | أرض الأبدية حُلم لن تستيقظ منه أبداً |