Önceki deneyimime bakarsak pek de mantıksız bir varsayım sayılmaz. | Open Subtitles | بالرجوع لخبرتي السابقة من الصعب ان يكون افتراض غير مقبول |
Kate'e ne olduğu konusunda sadece bir varsayımda bulundu. Sezgilerinden oluşan bir varsayım, şahsi önyargı, ego. | Open Subtitles | لقد خمن لما حدث تخمين مبني على الغرور , الانحياز الشخصي |
İşleyen hukuki yaptırım bizim için tam bir varsayım. | TED | تطبيق القانون بالنسبة لنا هو عبارة عن إفتراض بديهي. |
Bir varsayım adamımızın nasıl öldüğü ve Kocaayak olmadığı hakkında. | Open Subtitles | فرضية لطريقة موت الرجل و لم يكن هذا بسبب أي حيوان |
Bence sorunu ortaya çıkaran değer hakkında yaptığımız düşüncesizce bir varsayım. | TED | أعتقد أن اللغز يظهر بسبب الافتراض المتسرع الذي نصنعه عن القيمة. |
Tanığın cevaplamasına izin verilmeli ve avukat bunun bir varsayım olduğunu biliyor. | Open Subtitles | ينبغي أن يسمح للشاهد بالإجابة ويعرف المحامي هذا حدس |
Peki bizi, beyinleri anlamaktan alıkoyan sezgisel, ama yanlış varsayım nedir? | TED | إذاً ما هو الإفتراض البديهي, لكن غير الصحيح الذي منعنا من فهم الأدمغة؟ |
Bu varsayım modernliğin rekabet, piyasa ve teknolojinin ürünü olduğuna dayanıyor. | TED | إن افتراض ان الحداثة يتم تشكليها فحسب من خلال المنافسة والاسواق والتكنولوجيا هو افتراض خاطىء |
İnsanları oyun oynayarak daha çok zaman geçirmeye cesaretlendirmeyi alışkanlık haline getirdiğim düşünülürse bu kesinlikle mantıklı bir varsayım olur. | TED | الآن هذا افتراض معقول تماما، بالنظر إلى أنه من عادتي تشجيع الناس لقضاء وقت أطول في اللعب. |
CA: Yani bu Goldilocks gezegenleri arama takıntısı, su ve diğer şeyler için tam doğru konum yani, oldukça dar bir varsayım o hâlde. | TED | ك.أ: هذا الهوس بالبحث عن كواكب ذات درجة حرارة معتدلة يكون موقعها مناسباً مع توافر الماء وكل شيء آخر، هذا افتراض ضئيل الاحتمال ربما. |
# Her şey bir varsayım # # Yok kesin olan bir şey # | Open Subtitles | كل شيء ما هو إلا تخمين ولا شيء حتمي قطعاً |
Bunun üzerine oynayamam. Sadece varsayım. | Open Subtitles | لا أستطيع التصرّف على ذلك إنّه مُجرّد تخمين |
Tüm bunların varsayım olması çok kötü. Hiçbir şey kanıtlayamayız. | Open Subtitles | مؤسف جداً أن كل هذا تخمين لا يمكننا إثبات أي شيء |
Onların düzeyinden beklenen... ve, Baylar, aslında yalan olan bir varsayım. | Open Subtitles | إفتراض يقول أن تفكيرهم متشابة والذى يعتبر أساساً أيها السادة , كذبة |
Onların düzeyinden beklenen... ve, Baylar, aslında yalan olan bir varsayım. | Open Subtitles | إفتراض يقول أن تفكيرهم متشابة والذى يعتبر أساساً أيها السادة , كذبة |
Ayrıca, örgütün düşüncesi bir varsayım da olsa bizden kurtulmaktı. | Open Subtitles | إضافة إلى ذلك ، الفكرة التي تقول أن المنظمة تحاول التخلص منا هي فقط فرضية |
İkinci bir varsayım ise tek partili bir ülkede, güç birkaç insanın elinde toplanmaktadır, ve bunu kötü bir hükümet ve yolsuzluk takip eder. | TED | الافتراض الثاني هو أنه في الدولة ذات الحزب الواحد، تتمركز السلطة في أيدي قلة من الناس، ويتبع ذلك سوء الإدارة والفساد. |
Ama bu sadece varsayım olurdu, ispat değil. | Open Subtitles | و لكنه سيكون مجرد حدس ، لا برهان |
ama zaten olay bu. Sonra diğer varsayım hakkında neden yanıldığınızla ilgili bir argüman geliştirmem gerekecek. | TED | و هذا هو الهدف, صحيح؟ ثم سأقوم بمناقشة لماذا أنتم خطأ في الإفتراض الآخر. |
varsayım değil bence. Bir araştırma yapılmıştı. | Open Subtitles | لا أظن بان هذه كانت إفتراضية, كانت هناك دراسات |
Birbiriniz hakkında daha fazla varsayım yapıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تقومون بأي إفتراضات تجاه بعضكما؟ |
Söylediğim gibi, bunların hepsi varsayım. | Open Subtitles | كما قلت سابقا هذا الأمر كله إفتراضي |
Tam olarak varsayım değil aslında diğer takıma sayı kazandırdım. | Open Subtitles | هي ليست كليّاً فرضيات. أنا أحرزت هـدف للفريق الآخر. |
Mantıklı bir varsayım. | Open Subtitles | هذا أفتراض منتطقي |
Ama şeker artık haber başlıklarını ele geçirmiş durumda ve konu üzerinde o kadar çok tartışma ve varsayım bulunuyor ki neye inanacağını bilmek çok güç. | Open Subtitles | لكن, السكر الآن مهيمن على الخطوط العريضة بالصحف و الكثير من الجدال و التخمين بخصوص الموضوع مما جعل الأمر صعب للتصديق |
Ne yazık ki laboratuvar işini bitirdiğinde önyargı ya da varsayım olmadan jürinin önünde bir katilin suçluluğu gerçek anlamda kanıtlanacak. | Open Subtitles | ومن سوء حظكِ عندما يتم عمل المختبر بشكل صحيح من دون انحياز من دون افتراضات |
Bu bir varsayım değil. | Open Subtitles | انها ليست افتراضية |