ويكيبيديا

    "varsayımı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الافتراض
        
    • افتراض
        
    • إفتراض
        
    • سنفترض
        
    Bu varsayımı kullanarak, ışığın bazı özelliklerini açıklayabilmişti. TED و باستخدام هذا الافتراض كان قادراً على شرح بعض خصائص الضوء.
    Hadi bu varsayımı Doğu Avrupa'ya giderek test edelim. TED وقد قمنا بفحص هذا الافتراض وتوجهنا الى اوروبا الشرقية
    Evet, ve Ruslar az önce bize, bu varsayımı destekleyen bazı istihbarat bilgileri gönderdi. Open Subtitles والروس ارسلوا لنا بعض المعلومات للتو تدعّم هذا الافتراض
    Bunun tam tersini düşünen başka bir gelenek de var ancak en kötü varsayımı kabul ediyor. TED هناك إرث آخر يُعتقد أنه عكس ما سبق لكنه يحمل أسوء افتراض
    Nükleer savaş başlığını bulmamıza yardım edebileceği varsayımı üzerine bu adamı kaçırarak ne kadar büyük bir risk aldığımızı söylememe gerek yok. Open Subtitles لابد أنك تعرف أننا قمنا بمخاطرة كبيرة في إخراج هذا الشخص .تحت افتراض أنه سيساعدنا في العثور على الصاروخ النووي
    Ama yine de yalan söylediği varsayımı üzerinden devam etmeliyim. Open Subtitles ولكن لا يزال عليّ العمل تحت إفتراض أنّها تكذب
    Yapmamız gereken tek bir basit varsayımı uygulamak. Open Subtitles كل ما كان علينا فعله هو تعديل إفتراض واحد أساسي في القضية
    Takımın orada Kayıp Şehir'i bulup bir üs kurdukları varsayımı üzerine gideceğiz. Open Subtitles سنفترض أن الفريق وجد المدينة الضائعة وأقام قاعدة
    Bu varsayımı sizin için saklayabiliriz. Open Subtitles نحن يمكننا ان نكون كتمانك, لهذا الافتراض.
    Ama itiraf etmeliyim ki böyle bir varsayımı sadece bunlarla yapamam. Open Subtitles لكن يجب أن أعترف ، أن هذا الافتراض لم يكن مستنداً على ذلك فقط
    Plan işe yaramadığında, o insanların da bizimle aynı bilgilere sahip olduğu ve buna rağmen bizimle aynı fikirde olmadığı ortaya çıktığında, bir başka varsayıma sığınırız: onların ahmak olduğu varsayımı. TED وعندما لا ينجح ذلك ونرى ان هؤلاء الاشخاص قد خبروا تلك المعلومات التي نملكها ومازالوا معارضون لما نقوم به ننتقل الى الافتراض الثاني والذي هو انهم لامحالة اغبياء
    Bunu daha fazla seçimin her zaman daha iyi olduğu varsayımı ile birleştirirsek, ortaya en ufak bir farkın bile önemli olduğunu düşünen bir grup insan elde ederiz. TED بالاضافة الى الافتراض الموجود الذي يقول ان كلما كثرت الخيارات كلما كان الامر افضل وان الامريكين هم الذين يعطون للاختلافات الصغيرة اهتمامات كبيرة لذا فكل خيار يهم جداً
    Zombi olmadığı varsayımı güçlü sanırım. Open Subtitles اعتقد انة يمكننا الافتراض انة غير عادى
    Şu an için bu varsayımı yapmalıyız. Open Subtitles لابد أن نأخذ بهذا الافتراض الان
    Bunu dur durak bilmeden yapacağımın varsayımı. Open Subtitles ...إنه الافتراض المتواصل أنني سأفعل ذلك دائماً
    Suçsuzluk varsayımı yok kanıtlama zorunluluğu yok, akranlarından oluşan bir jüri ve temyiz yok. Open Subtitles لا يوجد افتراض براءة، لا يوجد قرار إثبات، لا توجد هيئة محلفين من نظرائك ولا استئناف.
    Sabit bir kara deliğin etrafındaki akresyon analitik olarak sadece küresel simetrinin varsayımı altında çözülmüştür. Open Subtitles لقد تم حل مشكلة الثقب الأسود من الناحية التحليلية فقط تحت افتراض التناظر الكروي
    O senin bazı kriterleri sağladığın varsayımı ile biçtiğimiz yıllık primdi. Open Subtitles هذي مكأفأه السنه الواحده على افتراض أنك لبيتي المعايير المعينه
    Sizlerin de onlar gibi... tüm zencilerin yalan söylediği... tüm zencilerin esas olarak ahlaksız yaratıklar olduğu... kadınlarımız söz konusu olduğunda hiçbir zenci erkeğe güvenilemeyeceği... varsayımını... bu iğrenç varsayımı benimseyeceğinizden emindiler. Open Subtitles أن شهادتهم لا شك بها واثقون بأنكم أيها السادة ... ستتفقوا معهم على إفتراض
    Sizlerin de onlar gibi... tüm zencilerin yalan söylediği... tüm zencilerin esas olarak ahlaksız yaratıklar olduğu... kadınlarımız söz konusu olduğunda hiçbir zenci erkeğe güvenilemeyeceği... varsayımını... bu iğrenç varsayımı benimseyeceğinizden emindiler. Open Subtitles أن شهادتهم لا شك بها واثقون بأنكم أيها السادة ... ستتفقوا معهم على إفتراض

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد