Ve herhangi bir kaza yada suç olduğuna dair kanıt bulunana kadar, onun iyi olduğunu varsayıyoruz, ve aranmamasını istyebilirsiniz. | Open Subtitles | و ان لم يكن هناك دليل عن حادث او جريمة نحن نفترض انه بخير و ربما يرغب بان يبقى مفقودا |
Birileri bizimle fikir anlaşmazlığı yaşadığında ilk olarak onların cahil olduğunu varsayıyoruz. | TED | الاولى انه عندما يعارض احدٌ ما شيئاً قمنا به فنحن نفترض بداية .. انهم جاهلون |
Farkında olmadan adalet, güzellik, naziklik gibi değerlerin uzunluk, kütle, ağırlık gibi bilimsel niceliklere benzer olduğunu varsayıyoruz. | TED | نحن نفترض دون قصد منا بأن القيم كالعدالة والجمال والحنان مجانسة للكميات العلمية، كالطول والكتلة والوزن. |
- Hâlâ hayatta olduğunu varsayıyoruz. | Open Subtitles | على افتراض أنّها ما تزال على قيد الحياة. |
varsayıyoruz ki tekrar epeydir kaybettiğimiz neşeli hayatımıza geri döneceğiz Yeniden oynayacağız | Open Subtitles | نحن شباب ثانية و نحن بنات ثانية سنفترض إننا فقدنا طويلا ثم عدنا |
Gittiklerinde sinyalin durduğunu varsayıyoruz. | Open Subtitles | نحن نفترض أن الأشارة توقفت عندما غادروا ستار جيت |
Bu şeyin arkasındakini teşhis edinceye kadar, bulaşıcı bir ajan olduğunu varsayıyoruz, muhtemelen hava yoluyla, muhtemelen virüsle ilgili. | Open Subtitles | فإننا نفترض أنه مرض معدي وعلى الأرجح أنه فيروس وينقل بالجو هل سنقوم بإعلان أي تحذير صحي عام؟ |
Ama hâlâ Wraithlerin onun içine bir tane daha koyduklarını varsayıyoruz. | Open Subtitles | لكنا مازلنا نفترض أن الريث وضعو جهاز آخر به |
Ama, parmak izleriniz eldivende kalan parmak izi ile eşleştiği için öğreneli çok olmadığını varsayıyoruz. | Open Subtitles | لكن بما أن بصماتك مطابقة بالتي وجدناها من الكف المطاطي نفترض أنه كان قبل أن تعرفي بوقت طويل |
Ama doktorlar, hemşireler ve postacılar... ölmediklerine göre... nanitlerin bir şekilde sadece hedeflerine... saldırdıklarını varsayıyoruz. | Open Subtitles | نحن نفترض أن النانويتس مبرمجة بطريقة ما كي تهاجم هدفهم فقط |
Neden yalan söyleyenin kadın değil de adam olduğunu varsayıyoruz? | Open Subtitles | لماذا نفترض أنّه يكذب وأنّها تقول الحقيقة؟ |
O halde bütün bu zaman boyunca güvenliğinden ötürü korku içinde olduğunuzu varsayıyoruz. | Open Subtitles | وعلينا أن نفترض أنكِ كنتِ خائفة على سلامتكِ طوال تلك المدة؟ |
Takas tutanaklarını, teknik programları ve yüksek yerlerdeki muhbirlerimizi öğrendiğini varsayıyoruz. | Open Subtitles | يمكننا أن نفترض أنه مطلع على إجراءات تسليم المبلغ, البرامج التقنية, المخبرين رفيعي المستوى |
Silahı bitiriş için kullandığını varsayıyoruz ama psikolojik işkencesinin bir parçası da olabilir. | Open Subtitles | نحن نفترض أنه يستخدم المسدس كي ينهي الامور لكن قد يكون جزءا من التعذيب النفسي |
Şu ana dek bir ceset bulamadık ama en kötüsünü varsayıyoruz. | Open Subtitles | لم نجد أي جثة إلى الآن ولكننا نفترض الأسوء |
Bu silahta o potansiyelin olduğunu varsayıyoruz. | Open Subtitles | علينا ان نفترض أن هذ السلاح بإمكانه فعل ذلك. |
FBI'ın yarın sabah erkenden burada olacağını varsayıyoruz. | Open Subtitles | يجب أن نفترض أن الفيدراليين سيكونوا هُنا باكراً في صباح الغد |
Bot ordu malı, bu bağlamda bacağın da öyle olduğunu varsayıyoruz. | Open Subtitles | ,الحذاء من إصدار البحرية لذلك نحن نعمل على افتراض أنّ القدم كذلك من إصدارها |
Kötü adam olmayan herkesin oradan ayrıldığını veya saklandığını varsayıyoruz. | Open Subtitles | من الواضح، أننا نواصل على افتراض أنّ أي أحد ليس بشخصٍ سيء قد .تحرك أو على الأقل قد احتمى بشيء |
Orada ne işi vardı en ufak bir fikrimiz yok ama aksi kanıtlanana kadar, Rain'in diğer takım için çalıştığını varsayıyoruz. | Open Subtitles | ليست لدي فكرة لماذا فتحوا طرق أخرى، سنفترض بأنه أعيد للعمل للفريق الآخر. |
Hücrelerin saldırı için hazır olduklarını varsayıyoruz,.... ...saldırıların fitili ateşlenmiş bile olabilir. | Open Subtitles | علينا الإفتراض بأن الخلايا جاهزة للإنطلاق الهجمات قد تكون جارية بالفعل |
Hiç para alınmadığı için, dükkândaki bir şeyin peşinde olduklarını varsayıyoruz. | Open Subtitles | و بما أنهُ لم تؤخذ أي أموال ، أفترضنا بأنهم كانوا يبحثون عن شيء في المحل |