Tamamen. Herif öldü ve kör olasıca vasiyetinde bana yılda 4.000 pound bıraktı. | Open Subtitles | مات الرجل الكبير وترك لي أربعة آلاف جنيه في وصيته |
vasiyetinde bu törene yalnızca saygı duyduğu kişilerin katılımını istemiş. | Open Subtitles | في وصيته طلب أن حفل تأبينه يحضره فقط الأشخاص الذين يحترمهم |
vasiyetinde tüm servetini size bıraktığını belirtmiş. | Open Subtitles | لقد ذكر في وصيته ، أنه يوصي لكِ بكامل أمواله |
Saygısızlık yapmış olmayayım bayan, ama çatıya çıkan bir yol daha var. Ben ölsem, Richard'ın vasiyetinde bana kalan paya ne olur? | Open Subtitles | ? لو لم تعتبرينى جريئة يا مدام, هناك طريق آخر الى السطح. لو حدث و توفيت,ماذا سيحدث لنصيبى من وصية ريتشارد ؟ |
Kocanız vasiyetinde malını mülkünü kime bırakıyor? | Open Subtitles | لو تتكرمين وصية زوجك إلى من تؤول تركته ؟ |
Aramız iyiydi aman asla bana vasiyetinde birşeyler bırakacak kadar ileri gideceğini düşünmezdim | Open Subtitles | كنا على وفاق ولم أكن أحلم بأنها ستترك لي شيء في وصيتها |
vasiyetinde, benim bir temsilcimin olabileceğinden bahsetmiş. | Open Subtitles | مكتوب في الوصية بأنه يمكنني أن أرسل شخصاً يمثلني |
Patronuna, Graves Thomas'ın vasiyetinde ona küçük bir şey bıraktığını söyler misin? | Open Subtitles | قولي لرئيسك غريفز توماس ترك له شيء في وصيته |
Detektif, çok iyi bir boşanma yaptım. Ve hala vasiyetinde olduğumdan da şüpheliyim. | Open Subtitles | محقق، جنيتُ أموال كثيرة من الطلاق ولا أظن أنى فى وصيته |
Ölüm sebebi ne kadar doğal görünürse görünsün, çalışma grubundan birilerinin kendisini öldürüp öldürmediğinin özel olarak araştırılmasını istediğini vasiyetinde açıkça belirtmişti. | Open Subtitles | نص في وصيته بأنه مهما بدت ظروف وفاته طبيعية فتحقيق خاص يجب أن يتم إجرائه لتحديد ما إذا كان أحدكم أعضاء مجموعته الدراسية |
Edward arayıp kalbinde ve vasiyetinde hâlâ bir yerim olduğunu temin etti. | Open Subtitles | إدوارد أكد لي بأن لازال لدي مكاناً في قلبه وفي وصيته |
vasiyetinde amcan şöyle bir not bırakmış: "Bir bulmacam var. | TED | تركَ عمكُ هذه الملاحظة في وصيته: "لقد ابتكرت أُحجية. |
vasiyetinde cenaze töreninin akşam yapılmasını istediğini yazmıştı. | Open Subtitles | "في وصيته اشترط أن تكون جنازته في وقت الغسق " |
Bunu istese vasiyetinde yazardı. | Open Subtitles | أعتقد أنه اذا كان يقصد ذلك لقام بكتابته في وصية خاصة |
Sana vasiyetinde yer vermediği sürece benim için sorun yok. | Open Subtitles | أنا لا أكترث لمشاعرك كل ما يهمني هو ألا يكتب وصية لكِ |
Teddy'nin vasiyetinde onay kurulunun şerhi vardı. | Open Subtitles | وصية تيدي مشكوك بها عند اثبات صحة الوصية |
Yeni vasiyetinde 80 bin sterlin civarında bir paranın tek mirasçısı olduğunuzu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل كنت تعلم أن فى وصيتها الجديدة بأنك ستكون المنتفع ب 80000 جنيها ؟ |
- Ölmeden önceki gün mülkiyet avukatıyla randevu ayarlamış. vasiyetinde başka değişiklikler yapacağını söylemiş. | Open Subtitles | قامت بتعيين موعد مع محامي وصيتها، وأخبرته بأنها تريد إجراء المزيد من التعديلات على وصيتها |
vasiyetinde bana ev ve biraz para bırakmış. | Open Subtitles | و قد تركت لي أموال و بيت في وصيتها |
vasiyetinde her şeyini bir arkadaşına bırakmış. Ailesine değil, arkadaşına. | Open Subtitles | لأحد أصدقائها في الوصية لم تعطها لفرد من العائلة بل لصديق |
- O halde bunu vasiyetinde belirtmeliydin. | Open Subtitles | إذاً كان يجب عليك أن تقول هذا في وصيتك |
Kurbanın vasiyetinde, onun da adının geçtiğini biliyor muydun? | Open Subtitles | هل علمتِ بأنّ إسمه أيضاً مذكور بوصية الضحية؟ |