| Demek ki senin için uzun ve acı dolu bir gece olacak. | Open Subtitles | ستكون إذن ليلة طويلة ومؤلمة بالنسبة إليكَ |
| Bu bebeğin çok kısa ve acı dolu bir hayatı olacak. | Open Subtitles | هذا الطفل سيحظى بحياة قصيرة للغاية ومؤلمة |
| Umarım uzun ve acı dolu bir ölüm olmuştur. | Open Subtitles | آمل أنها كانت ميتة طويلة ومؤلمة وسقيمة. |
| Fazladan kredi çalışması nedir bilmiyorum, ama zaman öldüren ve acı dolu bir şeydir herhalde. | Open Subtitles | ليساعدها في التعويض عن الإختبار المفوت لهذا اليوم الآن, لست متأكدا ماهو العمل الأضافي لحد الآن لكن من المحتمل أن يكون مضيعة للوقت ومؤلم جدا |
| Birincisi hızlı ve kolay, diğeri ise yavaş ve acı dolu. | Open Subtitles | أحدهم سريعٌ وسهل والاَخر بطىءٌ ومؤلم |
| Bir çocuğun görebileceği en yalnız ve acı dolu yıllardı. | Open Subtitles | كانت أكثر سنوات إيلاماً و وحده لأي طفل |
| Bir çocuğun görebileceği en yalnız ve acı dolu yıllardı. | Open Subtitles | كانت أكثر سنوات إيلاماً و وحده لأي طفل |
| Hüzün ve acı dolu bir şarkı. | Open Subtitles | أغنية حزينة ومؤلمة |
| - Kısa ve acı dolu olacak. | Open Subtitles | .سوف تكون سريعة ومؤلمة |
| Amansız... yavaş ve acı dolu. | Open Subtitles | جرعة مرّة بطيئة ومؤلمة |
| Ya yarın kazığa bağlanıp yakılırsın, ki bu zahmetli ve acı dolu olsa da gayet eğlenceli olur ya da bu hapları yutup uykuya dalıverirsin. | Open Subtitles | يمكن أن تُحرقي غداً على الوتد وذلك سيكون قذر ومؤلم وأيضاً مسلي جداً ... أو |
| Yavaş ve acı dolu bir ölümü hak ediyor. | Open Subtitles | تستحق موت بطيئ ومؤلم. |