Ay'a bakmak için dünyanın ilk teleskopunu kullanan ve Ay hakkında bildiklerimizi değiştiren | TED | وسوف أبدأ مع جاليليو والذي استخدم التلسكوب الاول من اجل النظر الى القمر |
Biliyoruz ki Mars'ta ve Ay'da bu yapılardan çok fazla miktarda bulunuyor. | TED | ونحن نعلم أن في المريخ وفي القمر هناك أطنان من تلك التشكلات. |
Ayin için Drusilla'nın efendisi ve Ay hilal halindeyken bir kilisede yapılması gerekiyor. | Open Subtitles | الطقوس تتطلب وجود مولاها وأن يكون ذلك في كنيسة في ليلة القمر الجديد |
Ama okyanus ve Ay bu dünyaya gelmek için ölümsüzlüklerini terkettiler. | Open Subtitles | ولكن القمر والمحيط تخلو عن خلودهما ليكونوا جزء من هذا العالم |
Siz gelmeden hemen önce hiperuzaydan çıktı ve Ay'ın çevresinde yörüngeye girdi. | Open Subtitles | لقد خرجت من الفضاء الفوقي وأخذت مدار ثابت حول القمر قبل وصولك |
Bu kulağıma hoş gelmişti ve Ay topluluğuna sıvı florürlü bir reaktörle enerji sağlama potensiyeli beni heyecanlandırmıştı. | TED | بدا هذا الأمر جيداً جداً بالنسبة لي وكنت متحمساً حول إمكانية استخدام مفاعل الفلوريد لإمداد مجتمع القمر بالطاقة. |
ve Ay'ın ve Ay'ın yansımasının kalbinizde sıkı bir yeri olurdu. | TED | والقمر وانعكاس القمر سوف يكون له مكانة امنة في قلبك |
Teori, Mars boyutunda bir cismin yeni Dünya'ya çarptığını ve Ay'ın, gezegen etrafındaki yıkıntı disklerden oluştuğunu ifade ediyor. | TED | تنص هذه النظرية على أن جسمًا بحجم كوكب المريخ اصطدم بكوكب الأرض اليافع، وتشكل القمر من قرص الحطام حول هذا الكوكب. |
Belki de Dünya'nın daha hızlı dönmesini sağlamak, daha çok materyali karıştırabilir ve Ay'ı açıklayabilirdi. | TED | ربما يمكن لدوران الأرض بسرعة أكبر، دمج عناصر أكثر مما يفسر نشأة القمر. |
Dev çarpışma teorisinin başı hala dertteydi ve Ay'ı nasıl yapacağımızı hâlâ çözmeye çalışıyorduk. | TED | كانت نظرية الاصطدام العملاق لا تزال مهددة، وكنا نحاول إيجاد طريقة لتكوين القمر. |
Köpük banyoları, hayat dolu sabahlar ve Ay ışığı içeride ise, buz gibi bir soğuk! | Open Subtitles | فقاعات الحمام, الصباح الندىّ وضوء القمر وداخلهن برود قاسى ازرق |
Güneş, Dünya ve Ay. Ay, Dünya'nın etrafında döner. | Open Subtitles | الشمس, الأرض والقمر القمر يدور حول الأرض |
Ay yüzeyinden bakıldığında, tepelerinde yavaşça dönen Dünya'ya bakan uzay gezginlerini ve Ay'a bir yolculuğu düşledi. | Open Subtitles | لقد تخيل رحلة إلى القمر مع المسافرين فى الفضاء وأن يقف على سطح القمر ليشاهد الدوران البطئ |
Sonra, farkediyor ki ben yalnızca miyadı dolmuş, yaşlı bir gevezeyim, ...o ise taze, parlak ve Ay ışığında çok şey vadeden bir martini gibi. | Open Subtitles | و عندها تدرك أني مجرد عجوز ثرثار و أنها شابة و مشرقة و مليئة بالوعود ككأس من المارتيني في ضوء القمر |
Ayın gölgesine girdiğinde... ve Ay seninle güneş arasında iken, yıldızları dünyada en açık gecede ... her zaman gördüğünden çok daha parlak görürsün. | Open Subtitles | عندما تدخل في ظل القمر و يصبح القمر بينك و بين الشمس ترى نجوما أكثر لمعانا من اي شيء رأيته من قبل |
Sular yükselince kıyıya gelir ve Ay ışığında yumurta bırakır. | Open Subtitles | يكون على الضفة من وقتً إلى آخر أثناء المياة الجارية العالية ويضع بيضة في ضوء القمر |
Bu sözlerin, şovdaki her köle kızıyla ve Ay prensesiyle yatan kişiden gelmesi çok komik. | Open Subtitles | التحكم الذاتى هذا شىء مضحك من شخص كان يُعربد مع كل نساء تريكيا وأميرة القمر فى العرض |
Sabah ona yedirmelisiniz ve Ay en tepede olduğu zaman bu işi bitirmelisiniz. | Open Subtitles | يجب عليك إطعام عليه لها في الصباح، ومن ثم إنهاء المهمة عندما يرتفع القمر في السماء ليلا. |
O anda bulutlar dağıldı ve Ay ışığı kapladı etrafı. | Open Subtitles | وبينما هي متوقفة، الغيوم تفرقت و تركة ضوء القمر ينساب من خلالها. |
Tabii, Güneş ve Ay kaçmaya çalışmış. | Open Subtitles | وبينما فتاة الشمس وولد القمر حاولوا الهرب |