ويكيبيديا

    "ve aynı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • نفس
        
    • ونفس
        
    • وبنفس
        
    • نفسه
        
    • وأيضًا
        
    • بنفس
        
    • وكذلك
        
    • ذاته
        
    • والمخلّصة ومِن
        
    • ونعمل سوية
        
    Mesaj yazıyordu ve aynı anda hem mesaj yazıp hem de yürüyemiyordu. TED كان يرسل باستخدام هاتفه, ولم يستطع الكتابة و المشي في نفس الوقت.
    Gezegenimize ve ekonomimize olan riski azaltarak sigorta yaratıyoruz ve aynı zamanda da kısa vadede performanstan fedakârlık etmiyoruz. TED نخلق نوعا من التأمين، نقلص من مخاطر المحدقة بكوكبنا واقتصادنا، وفي نفس الوقت، على المدى القصير، لا نضحي بأدائنا.
    Tamam ama aynı motosikleti istiyorum, aynı renk, ve aynı adam getirmeli. Open Subtitles جيد، لكني أريد نفس الدراجة بنفس اللون ونفس الرجل الذي جلبها لك
    Yoga öğretmenlerimden birinin, bir zamanlar söylediği gibi Sevgi Dikkattir, ve elbette, büyükannemden öğrendiğim gibi Sevgi ile Dikkat birdir ve aynı şeydir. TED وقال أحد مدربي اليوغا لي مرة أن الحب هو الاهتمام، وقطعا من جدتي، الحب والاهتمام من واحد ونفس الشيء.
    Ayrımcılığın ne olduğunu gün geçtikçe daha fazla öğreniyordum ve aynı derecede önemli olan, kendi avukatım olmam gerektiğini öğreniyordum. TED كنت أتعلم أكثر وأكثر عن معنى التمييز، وبنفس المقدار من الأهمية، كنت أتعلم أنني بحاجة إلى أن أكون مُدافعي الخاص.
    ve aynı zamanda dışarıya da gidip evrendeki en iyi gösterinin keyfini çıkarabilirsiniz, ki bu da tabi ki, evrenin kendisidir. TED ويمكنك أيضاً الخروج والاستمتاع بأكبر عرض في المجرة الذي هو ، بطبيعة الحال ،الكون نفسه.
    Bir bilim insanı olarak ve aynı zamanda bir insan olarak, kendimi harikalara karşı duyarlı yapmaya çalışıyorum. TED كعالمة وأيضًا كإنسانة كنت أحاول أن أجعل نفسي عرضة للتساؤل والدهشة.
    Bugün büyük veri yaklaşımı ekonomimizin büyük sektörlerini dönüştürüyor ve aynı şeyi biyoloji ve tıp alanında da yapabilir. TED اليوم، أساليب البيانات الضخمة تحول حتى أكبر القطاعات في اقتصادنا، ويمكنها عمل نفس الشيء في علم الأحياء والطب كذلك.
    ve aynı zamanda, özellikle Ruanda'da bu ticaret yerli parekende sanayiye çökertti. TED وفي نفس الوقت، بالتحديد في رواندا، فانها دمرت قطاع تجارة التجزئة المحلي.
    aslında düşük teknoloji ürünü ve aynı zamanda yüksek teknoloji ürünü TED انه تقنية منخفضة .. وفي نفس الوقت .. تقنية مرتفعة جداً
    - Dün sis varken. - ve aynı şeyi söyledi? Open Subtitles ـ بالأمس وسط الضباب ـ و أسمعكِ نفس الكلام ؟
    ve aynı zamanda, baban da Hong Kong' a gitmişti. Open Subtitles وفي نفس الوقت تقريبا, ذهب أبوك إلى هونج كونج أيضًا
    Dikkatli bir şekilde mutlu. Rahatlamış ve aynı zamanda endişeli. Open Subtitles نوع ما من السعاده الحزره مرتاحه وقلقه في نفس الوقت
    Yakıt, hesaplamalar ve aynı radyo frekansları hakkında doğru anlamışlar mı? TED هل يفهمون عن الوقود والخدمات اللوجستية ونفس ترددات الراديو؟
    Herkes aynı hayal ürününe inandığı sürece herkes aynı kurallara uyar ve itaat eder, aynı kalıplar ve aynı değerlere. TED وطالما آمن كل واحدٍ بنفس الخيال، فكل واحدٍ عندها سيذعن ويتبع نفس الأحكام، نفس السنن، ونفس القيم.
    Ancak bilgisayarın tüm bu uygulamalar için aynı durağan fiziksel formu ve aynı durağan arayüz ögeleri bulunmaktadır. TED مع ذلك، لدى الحواسيب نفس الشكل المادي الثابت لجميع هذه التطبيقات المختلفة ونفس عناصر الواجهة الثابتة كذلك.
    İkinci olarak ve aynı derecede önemli olan şey ise, Yenilik her zaman düşünürlerden beslenir. TED ثانيا وبنفس الاهمية تغذيه الابتكار كانت دائما من خلال العمال غير المهرة
    ve başarılı oldular. ve aynı düşünceyle çoğu YZ araştırmacısı ölümcül özerk silahları kınayıp yasaklamak istiyor. TED وبنفس الفكر، يريد باحثو الذكاء الاصطناعي إدانة وحظر الأسلحة القاتلة الذاتية.
    Son bir kaç yılımı genelde çok zor ve aynı zamanda bir bakıma tehlikeli durumlara sokarak geçirdim. TED لقد قضيت السنوات القليلة الماضية أضع نفسي في مواقف التي عادة ما تكون صعبة للغاية وفي الوقت نفسه خطيرةٌ لحد ما.
    ve aynı zamanda yemeği de kurtardı, ki görünüşe göre sizin endişe ettiğiniz tek şey o. Open Subtitles وأيضًا قام بحفظ هذا الطعَام. والذي يبدو، أنك أكثر قلقًا عليّه.
    Üstteki grafik, maaşın büyüklüğe göre fonksiyonu, ve aynı şekilde çizilmiş. TED التمثيل البياني أعلاه يستدخم للدلالة على الحجم وتم تنقيطها بنفس الطريقة
    Kızkardeşinin inceliğinden dolayı o bunu gönderdi ve aynı zamanda daha önceki mektupları. Open Subtitles وشكرا لأختها ,فقد ارسلت الىّ هذا الخطاب وكذلك بعض الخطابات السابقة لأقارنه به
    Dokuzuncu sınıfa geldim ve aynı şeyi yapmaya karar verdim. Open Subtitles وهكذا أصبحت في الصف الثامن وقررت أن أفعل الشيء ذاته
    Sanki beni de tanıyordu. Sen şerifsin, Kurtarıcı'sın ve aynı zamanda kraliyettensin. Bence neredeyse Stroybrooke'taki herkes senin kim olduğunu biliyor. Open Subtitles أنتِ المأمور والمخلّصة ومِن العائلة الملكيّة حتماً كلّ مَنْ في "ستوري بروك" يعرفونك
    Biz bir takımız ve aynı takım için çalışıyoruz. Anlıyorum. Open Subtitles نحن فريق، ونعمل سوية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد