Sovyet büyükelçisi, Birleşik Devletler büyükelçisi... ve birçok yabancı misafir. | Open Subtitles | سفير الاتحاد السوفياتي، سفير الولايات المتحدة والعديد من الضيوف الأجانب. |
ve birçok bilim insanı bunun insanın yüz yüze kaldığı en ciddi sorun olduğuna inanıyor. | TED | والعديد من العلماء موقنون اننا نواجه مشكلة عويصة ان انقرضت هذه الكائنات |
Birçok zor kişisel kararla ve birçok belirsizlikle uğraştığım zamanlarda bana bir rutin ve istikrar sağlayan yine işim olacaktı. | TED | وبأن وظيفتي هي التي ستعطيني الروتين والاستقرار في حين كنت أتعامل مع الكثير من القرارات الشخصية الصعبة والكثير من الشك. |
Bu olay duyulursa, çabuk yayılacaktır ve birçok Wesen deliye dönecektir. | Open Subtitles | عندما يُكشف الأمر فسوف ينتشر بسرعة، والكثير من المخلوقات ستصاب بالذعر. |
ve birçok altyapı şeyleri var ve genel insan kaynakları orada. | TED | و هناك العديد من عوامل البنية التحتية و الموارد البشرية العامة. |
ve birçok kez, bu korteksi bırakırlar, çünkü bunu kullanıyorsanız, kendinizi kesmeyeceksiniz. | Open Subtitles | ومعظم الوقت يبقون على هذا التسطيح لأنك عندما تستخدمها، فلن تؤذي نفسك |
Çok gençsiniz ve birçok madalyanız var. Gurur duyuyor olmalısınız. | Open Subtitles | صغير جدا مع عديد من الميداليات لابد أنك فخوراً |
Deneysel bir şey. Noel'le ve birçok şeyle ilgili. | Open Subtitles | الأمر تجريبي له علاقة بعيد الميلاد وكثير من الأمور. |
Üzerinden bunca yıl geçmesine karşın büyük bir kısmı belirsizliğini koruyor ve birçok soru da cevapsız kalmış durumda. | Open Subtitles | و بعد كل هذه السنين جزء كبير منها لا زال غامضاً و الكثير من الأسئلة لا زالت بلا إجابة |
Biz aslında çok şanslıydık ve birçok hedef gerçekleşti ya da şu anda gerçekleşmekte. | TED | كنا في الواقع محظوظين جدا والعديد من تلك الأهداف قد تحققت أو في طور التحقق. |
Bu problemler şu anda Washington ve birçok başkentin bir "yaratıcılık krizi" içinde olmasından kaynaklanıyor. | TED | وتنبثق المشاكل الأخرى حالياً من حقيقة أنه في واشنطون والعديد من العواصم ، نعيش في أزمة إبداعٍ. |
Karmaşık matematik problemlerini çözmek, yaratıcılık gerektirir ve birçok canlı sanat eserinde de karmaşık mantıksal çerçeveler vardır. | TED | إنّ حل المسائل الرياضية المعقدة يتطلب إبداعاً خلّاقاً والعديد من الأعمال الفنية الهامة تملك بنية منطقية معقدة. |
İşte UNICEF ve birçok resmi ve özel ortağımızın yeni bir küresel hareket başlatmasının sebebi bu. | TED | وهذا ما دعا اليونسيف والعديد من شركائنا في القطاع العام والخاص أن يطلقوا مبادرة عالمية جديدة. |
ve birçok ülke, politik araçlarından savaşı çıkardılar. | TED | والعديد من البلدان أخرجت الحرب بشكل أساسي من أدواتهم السياسية. |
Genomik düzenlemede ve birçok alanda kullandığımız teknikler, fajların çalışma prensibini anlayış şeklimize dayanıyor. | TED | والعديد من التقنيات الحديثة تعود إلى فهمنا لكيفية عمل العاثيات في ميدان التعديل الجيني، وأيضًا في مجالات أخرى. |
ve birçok insan deniz kulağı kabukları gibi yapıları tebeşir gibi kullanabilirler. | TED | والكثير من الناس قد يستخدمون بنيات مثل صدفة أذن البحر، كطبشور. |
Birçok insan komünizm uğruna hayatını feda etti, ve birçok insan kapitalizm uğruna hayatını feda etti. | TED | الكثير من الناس ضحوا من أجل الشيوعية، والكثير من الناس ضحوا من أجل الرأسمالية. |
Beş yıldır bu organizasyonu yönetiyorum, 50 bin kayıtlı üyesi ve birçok isimsiz aktivist vardı. | TED | لقد قدت هذه المنظمة لخمس سنوات، وكان هناك 50.000 عضو مسجل بها والكثير من النشطاء المجهولين. |
Çok fazla içerdi ve birçok emlakçı gibi kurnaz tilkinin tekiydi. | Open Subtitles | كان يشرب كثيرا ومثل العديد من وكلاء العقارات قد يكون ماكرا |
ve birçok Google servisi böyle doğmuştur. örneğin Orkut ve Google Haberler (Google News) gibi. | TED | والعديد، العديد من الأشياء في قوقل جاءت من تلك الفكرة، مثل أوركيت وايضاً أخبار قوقل. |
Birçok cümle ve birçok yıldız var ve hepsini sese çevirdiğimizde, ortaya bu çıkıyor. | TED | إذن هناك العديد من الجمل بالتّالي العديد من النّجوم، وفي النهاية، هذا ما نحصل عليه. |
ve birçok insan, tartıştığı kişi tarafından öldürülür. | Open Subtitles | ومعظم الناس يموتون على أيدي من يمارسون معهم الجنس |
Çok gençsiniz ve birçok madalyanız var. Gurur duyuyor olmalısınız. | Open Subtitles | صغير جدا مع عديد من الميداليات لابد أنك فخوراً |
Dört yıl önce evini dekore etmiş, bodrumu boşaltmış ve birçok eşya ikinci el dükkanına götürülmüş. | Open Subtitles | قبل أربع سنوات قامت بتجديد منزلها وأفرغت المرآب وكثير من الأشياء بيعت إلى محلات البضائع المستعملة |
Belki Ellen ve birçok avcı da. | Open Subtitles | (مات (آش) و ربما (إيلين و الكثير من الصيادين |
Teşekkür etmene gerek yok. Onu sevdim ve birçok ortak noktamız var. | Open Subtitles | إنها تعجبني, وهناك الكثير من الأشياء المشتركة بيننا. |