ويكيبيديا

    "ve dua" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • والصلاة
        
    • وصلى
        
    • وأدعو
        
    • و تمنوا
        
    • وتصلي
        
    • وأصلي
        
    • ويصلون
        
    • ويصلي
        
    • وللصلاة
        
    • لتلاوة صلاة الطعام
        
    • الصلاة
        
    Acı çekerek ve dua ederek hak etmen gerektiğine inanırlar aynı senin dün gece başardığın gibi. Open Subtitles وبأنك يجب أن تكتسب روحك من خلال المعاناة والصلاة كما عملت ليلة أمس
    Başarının çalışmaktan önce geldiği tek yer sözlüktür o yüzden bir şey istiyorsan olsun diye dilemeyi, ummayı ve dua etmeyi bırakmalısın. Open Subtitles النجاح الوحيد الذي يتحقق قبل العمل تجدينه فقط في قاموس المرادفات إذا كنت تريدين الحصول على شيء توقفي عن التأمل والصلاة
    Herkes gibi Avrupa'daki savaş bittiğinde ağladı ve dua etti. Open Subtitles شأنه شأن الجميع، في يوم النصر على التحالف الأوروبي خشع وصلى
    Umalım ve dua edelim de baban 1980'de onu düşürsün. Open Subtitles أتمنى وأدعو أن يفوز ابوك عليه في انتخابات 1980
    Bu yüzden, cinsel yolla bulaşan hastalık ilaçlarından verin ve dua edin de test sonuçları hatalı olsun. Open Subtitles لذا فاعطوه أدوية الأمراض التناسلية و تمنوا أن تكون الفحوصات خاطئة
    Annem her zaman gün batımını izler ve dua ederdi. Open Subtitles كانت أمي دائماً تقابل جهة .شروق الشمس وتصلي
    İblisle savaş ve dua et Open Subtitles ♪أحارب الشيطان وأصلي♪ ♪أحارب الشيطان وأصلي♪
    Diz çöken ve dua eden bir sürü adam gördüm. Open Subtitles رايت كثيرا من الرجال يركعون ويصلون
    Hatice ve ailesini huzur bulmak ve dua etmek için Mekke'nin yüksek kesimindeki dağlara götürürdü. Open Subtitles إلى اعلى الجبال فوق مكة للحصول على السلام والهدوء ويصلي
    Aziz Katherine, sohbet ve dua edilen bir yerdir.. Open Subtitles معبد كاثرين مكان لعامة الناس وللصلاة
    El ele tutuşun ve dua edin. Open Subtitles تشابكا بالأيدي لتلاوة صلاة الطعام.
    Tonla kitap okudum, ders çalıştım ve dua ettim ve vardığım birkaç sonucu sizinle paylaşmak istiyorum. Open Subtitles أنت تعلم،أقوم بالكثير من القراءة و الدراسة و الصلاة و قد خرجت بالقليل من الاستنتاجات أريد مشاركتها
    O kadar iriydiler ki vücudum onları zar zor tutabiliyordu!" Ona zarar verme istekleri dinene kadar adamları şarkı ve dua ile sakinleştirdi. TED وأنها كانت عظيمة فلم يستطع جسدي حملها!" هدأت الناس بالغناء والصلاة حتى هدأت رغبتهم في إيذائها.
    Tüm yaptıkları... iş ve dua dua ve iş, iş ve dua... Open Subtitles كل ما يفعلونه هو الصلاة والعمل ...والعمل والصلاة
    Japonya'daki savaş bitince de ağladı ve dua etti. Open Subtitles في يوم النصر على التحالف الياباني خشع وصلى ثانيةً
    Herkes gibi Avrupa'daki savaş bittiğinde ağladı ve dua etti. Open Subtitles شأنه شأن الجميع، في يوم النصر على التحالف الأوروبي خشع وصلى
    28 yıl geçti ama bir odaya girdiğimde onu görmeyi ummadan ve dua etmeden geçen bir günüm yok. Open Subtitles ، لقد مر 28 عام ولا يمر يوم حيثُ لا أسير إلى غرفة آمل وأدعو أن يتواجد بها
    Hergün buraya gelip camdan baktığımda umuyorum ve dua ediyorum, onu sadece bebeğimi kaybettiğimin hatırlatıcısı olması yerine bir ağaç olarak görebilmeği. Open Subtitles كل يوم آتي لهنا وأنظر عبر هذه النافذة, وأتمنى.. وأدعو انني سأرى مجرد شجرة بدلاً من تذكير بأنني خسرت طفلتي
    Vorikonazol vermeye başlayın, ve dua edin de aspergilus olsun. Open Subtitles و اعطوها الفوريكونازول و تمنوا أنه الأسبيرجيلاس
    Bir yabancı için oruç tutuyor ve dua ediyor. Open Subtitles إنها كانت تصوم وتصلي لشخص غريب
    Tam böylelerini. Bekliyorum. ve dua ediyorum. Open Subtitles كنت أنتظر هذه النداءات كنت أنتظر وأصلي
    Devamlı orada durdu ve dua etti. Open Subtitles كانوا دائما يقفون حولى ويصلون
    John da vaaz vermeyi ve dua etmeyi öğrenmek için Oxford'a gitti. Open Subtitles جون" ذهب إلى "أوكسفورد" ليتعلم كيف يعظ ويصلي"
    Huzur içinde düşünüp taşınabileceğim ve dua edebileceğim bir yer arıyordum. Open Subtitles أبحث عن مكان للتفكير وللصلاة في سلام
    Başlarınızı eğin ve dua edin. Open Subtitles تشابكا بالأيدي لتلاوة صلاة الطعام.
    -Ölücem ve dua etmeliyim Open Subtitles لدي الحق في الصلاة إذا كنت سأموت إبدا في سرقة المكان لأنك ستفعل على كل الأحوال

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد