İki elinle yap ve hızlı. Evet, güzel, güzel. | TED | افعلي بكلتا يديك وبسرعة, نعم, جيد, جيد. |
Kalkanlar gemiyi korumaya yardım etmeli, ama dışarıda yakalanan herkes hemen bir korunma bulmalı ve hızlı olmalı. | Open Subtitles | الدرع سيساعد على حماية السفينة أي واحد في الخارج يجب أن يجد غطاء وبسرعة |
Tüm bunları durdurmak için kararlı ve hızlı hareket etmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تتصرف بشكلٍ حاسم وسريع لتضع حدًا لكل هذا. |
Bir CD ROM sürücüsünün kullanışlı olabilmesi için, taşınabilir ve hızlı olması gerekir... | Open Subtitles | يجب أن يكون مثل هذا القارئ المحمولة وسريع. |
Rakiplerden yüksek ve hızlı uçarsan... belki kısmetine bir bakire çıkar. | Open Subtitles | حلّق أعلا وأسرع من المنافسين، بهذا فقط قد تفوز بأنثى عذراء |
Bunun yerine zayıf anımızı kollar hayvanlar gibi karanlıklarda gizlenip sert ve hızlı bir şekilde saldırırlar, sonra yine karanlıklara geri dönerler. | Open Subtitles | بدلاً من ذلك يستهدفون جراحنا حتى ننزف. يختبئون في الظلام كالحيوانات، يهاجمون بضراوة وسرعة ثم يتراجعون نحو الليل. |
Yapamıyorsanız, oldukça sert ve hızlı vurursunuz. | Open Subtitles | وعندما لا تستطيع التمويه فعليك أن تهجم مباشرةً وبسرعة |
Kapıyı mı çalarsınız, pencereden mi girersiniz sikimde değil. Hemen ve hızlı bir şekilde halledin. | Open Subtitles | حتى إذا اضطررت للدخول من النافذة لا أهتم, أفعلها الآن وبسرعة |
Esas olay, dostlarım, kaçmak ve hızlı olmakta. | Open Subtitles | خلاصة الموضوع , يا صديقي , ان تهرب وبسرعة |
Böyle herifler sadece cezadan anlarlar, sert ve hızlı. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي يفهمه هذا الشخص هوالعقاب, قاسي وسريع |
Çok iyi ve hızlı. Onları heyecanlandırmıyor. | Open Subtitles | إنه جيد وسريع أيضاً لماذا لا تحضره فى جميع أعمالنا؟ |
Çok istekliyim ve hızlı öğrenirim. Gece-gündüz, hafta sonları çalışırım, fazla mesai için fazla para istemem. | Open Subtitles | أنا متحمس جدا وسريع التعلم وسوف أعمل ليلا ونهارا وأثناء العطل الأسبوعية والعمل الإضافي الذي تريدينة مني دون مقابل |
Her ameliyatta bugünkü gibi bir işlem yapmasına izin verilirse üzerinde baskı olmadan ve daha az risk alarak, daha çok ve hızlı öğrenecektir. | Open Subtitles | إن كان من المسموح له القيام بما فعله اليوم في كل جراحة ، كان ليتعلم بشكل أكثر وأسرع مع إحساس بالضغط أقل وخطورة أدنى |
"Bilimsel olarak, bir cesedi saklamanın en iyi ve hızlı yolu nedir? Bu soruyu hemen çözebilir misin?" | TED | مثلًا كتب لي شخص ما يقول، علميًا، ماهي أفضل وأسرع طريقة لإخفاء جثة؟ |
Temizlenmenin en güvenli ve hızlı yolu... oruç tutmaktır. | Open Subtitles | ولذلك أفضل وأسرع طريقة لتعقيم أجسادنا هو الصوم |
Bir adamın üzerine yeterince sert ve hızlı şekilde gidersen diğerlerini düşünecek zamanı yoktur, kendini düşünmeye başlar. | Open Subtitles | إذا هاجمت رجلاً واحداً بثبات وسرعة كافيين، لا يجد الوقت ليفكر في عدد الذين معه وإنما يفكر في نفسه وحسب. |
Kızların içkilerini güzelce ve hızlı bir şekilde ama belli etmeden iki içki daha ısmarlarız. | Open Subtitles | على الإطلاق حسنا، بعدما نحضر مشاريب البنات و بسرعة ولكن ليس بوضوح شديد نطلب مشاريب أخرى مرتين |
Belki de hatırladığın kadar aldırışsız ve hızlı değilimdir. | Open Subtitles | رُبما لست مُتهوراً وسريعاً كما كُنت تتذكر |
Çince öğrenmenin yeni ve hızlı bir yönteminin nasıl kullanışlı olabileceğini düşünmeye başladım. | TED | بدأت أفكر في الكيفية التي يمكن من خلالها لطريقة جديدة وسريعة أن تفيد في تعليم اللغة الصينية. |
İzi sürülemez ve hızlı bir şey istediğini söylediler. | Open Subtitles | قيل لي أنك تريد شيء لا يمكن تعقبه و سريع |
Dünyadaki bütün romanları alsanda hiçbirisi hisleri bunlar kadar iyi ve hızlı iletemez: | Open Subtitles | يمكنكما أخذ كل الروايات التي بالعالم، ولا واحدة منها ستشعركم بالجمال والسرعة مثل: |
Pekala. Bakın beyler, koşmam gerek, tamam mı? Alçakta kalın ve hızlı olun, anlaştık mı? | Open Subtitles | حسنا ,شباب , مضطرين أن نركض ابقوا منخفضين وسريعين , مفهوم ؟ |
ve hızlı öğrenirim, hiçbir şey beni ürkütemez. Ölmekten korkmam. | Open Subtitles | أنا أتعلم بسرعة و لا أخشى شيئاً لا أخشى الموت |
Teorik ve hızlı işlem konusunda. | Open Subtitles | النظريات والرياضيات السريعة. |
Bu dudakları birbirine dikmekten daha kolay, ve hızlı. | Open Subtitles | هكذا أسهل بكثير، و أسرع بكثير من خياطة الشفاه معاً. |
Yani, dişi en yüksek sesli ve hızlı bağıranı seçerken aynı zamanda yavrularına baba olarak en güçlü ve dayanıklı erkeği seçmektedir. | Open Subtitles | وفى إلتقاط الصوت الأعلى والأسرع تختار الأنثـى أيضاً الذكـر الأصلح والأكثر نشاط لأن يكون أبً لنسلها |
Bu daha büyük ve hızlı gemiyi kovalamak gurur meselesi gibi oldu. | Open Subtitles | و مطاردة هذة السفينة الأضخم و الأسرع بمدافعها ذات المدى الطويل قد يكون بداية النهاية لكبريائك |