Ve her sabah Beatrix Kiddo olarak uyanacaktın. | Open Subtitles | وكل صباح تستيقظين فيه فأنت لا تزالين بياتركس كيدو |
Ve her sabah uyandığımda, aklıma gelen ilk şey sensin. | Open Subtitles | وكل صباح عندما استيقظ الشيء الاول الذي افكر فيه هو انتّ |
"Ve her sabah kalbimde mutluluk ile uyanırdım. | Open Subtitles | "وكل صباح استيقظ بفرحة شديدة في قلبي. |
Ve her sabah ilk işimiz yeni bir günlük parola seçmekti. | Open Subtitles | "و كانت مهمّتنا الأولى كلّ صباح أختيار كلمة سر يومية جديده" |
Ufukta bir nokta seçin Ve her sabah ona göre dümen tutun. | Open Subtitles | أبحثي عن بقعة في الأفق كلّ صباح وإتجهي نحوها |
Ve her sabah uyandığımda tüm bunları tekrardan kabullenmem gerekiyor. | Open Subtitles | و كل صباح أستيقظ و يتوجب على تقبل الأمر مجددا |
Vergi ödenmemesi Ve her sabah 11.00'den önce bedava simit verilmesi taraftarı. | Open Subtitles | هو مؤيد لرفع الضرائب وايضا تقديم مشروب مجاني كل صباح قبل 11 |
Her gece... Ve her sabah, | Open Subtitles | كل ليل وكل صباح |
Her gece... Ve her sabah, | Open Subtitles | كل ليل وكل صباح |
Ve her sabah erik yiyorum. | Open Subtitles | وكل صباح أتناول برقوقة. |
Her gece benimle öl Ve her sabah benimle yeniden doğ.. | Open Subtitles | شاركني العشاء كلّ ليلة، وستولد من جديد كلّ صباح. |
Bu grafik sıkıcı görünüyor, ama beni heyecanlandıran Ve her sabah uyanmamı sağlayan neden bu grafik. | TED | الرسم يبدو مملا لكن هذا الرسم هو ما يجعلني متحمسا وأستيقظ في كل صباح |
Kabul ettiler Ve her sabah antrenmanlarda yer aldım. | TED | أقروا بذلك، واستمريتُ في ظهوري كل صباح للتدريب. |
Oturma odalarına çok büyük bir ekran kurmuşlardı. Ve her sabah nineleriyle birlikte kahvaltı yapıyorlardı. | TED | لقد وضعوا شاشة عرض كبيرة في غرفة معيشتهم. ويتناولون الإفطار كل صباح مع جدودهم. |
İşte burada, görüyorsunuz, Kuzet Afganistan'daki bir sağlık tesisi bu, Ve her sabah etraf buna benziyor. | TED | وهنا كما ترون عيادة صحية في شمال أفغانستان وهي كل صباح هكذا تبدو |