Bir yıl boyunca komada kaldım ve neredeyse kafayı yiyordum. | Open Subtitles | أجل لقد كنت في غيبوبة مدة عام وكدت أفقد عقلي |
Merdivenlerden çıkıyordum ve trabzandaki büyük noktayı gördüm ve neredeyse... | Open Subtitles | أو بقع صغيرة كنت صاعد ورأيت على السلالم , بقعة دماء كبيرة على الـ درابزين وكدت |
Şimdiye kadar zamanda yolculuk yaptım uçan uzaylılarla dövüştüm ve neredeyse biri kafamı kesecekti. | Open Subtitles | لحدّ الآن هذا اليوم، سافرت عبر الزّمن، قاتلت فضائياً طائراً، وكادت رأسي تقطع. |
DC'de 8000 kayıtlı kullanıcımız var ve neredeyse 200 başarılı evlilik öyküsü. | Open Subtitles | لدينا 8000 شخص مسجل في منطقة العاصمة وتقريبا 200 قصة زواج ناجحة |
JB: Evet öyle fakat bu uzun zaman, sabır ve neredeyse profesyonel bir takım gerektiriyor, biliyorsun. | TED | جوسلين: نعم إنه كذلك، لكن يستغرق ذلك وقتاً طويلاً والكثير من الصبر وتقريباً فريقاً من المحترفين للقيام بذلك كما تعلم؟ |
Bir kere senin öldüğünü sandım, ve neredeyse ben de ölüyordum. | Open Subtitles | لقد أعتقدت مره أنك مت و تقريبا هذا دمرنى |
Annenden para çaldı ve neredeyse arkadaşlığımızı mahvetti. | Open Subtitles | لقد سرق بعض المال من والدتك . و كاد يخرّب صداقتنا |
Aşırı buharlaşma nedeniyle, deniz suyundan daha tuzludur ve neredeyse hayat yok. | TED | إنها أكثر ملوحة من مياه البحر بسبب التبخر الشديد، وبلا حياة تقريباً. |
Ailemi yokettim, en iyi arkadaşımdan tekmeyi yedim, eski erkek arkadaşımı evsiz bıraktım ve neredeyse dairemi yakıyordum. | Open Subtitles | وطرت من قبل صديقتي العزيزة وجعلت صديقي السابق مشرد وكدت احرق شقتي |
Doğrudan verdiğim emirlere, üçüncü kere itaatsizlik ettin ve neredeyse iki adam daha ölecekti bu yüzden. | Open Subtitles | هذه المرة الثالثة التي ،تخالف بها أوامري المباشرة وكدت تتسبب بمقتل رجلين آخرين بسبب ذلك |
10 dakikadan daha az bir süre seninle kaldım ve neredeyse başparmağını kaybediyordun. | Open Subtitles | كنت معك لأقلّ من عشرة دقائق وكدت تفقد إبهامك خلالها |
Doktorundan uzaklaştırdım ve neredeyse, bir hafta sonunda seni öldürüyordum. | Open Subtitles | ,لقد أبعدت طبيبتك وكدت أقتلك في اسبوعٍ واحد |
Bak, Dan, Jenny'nin yıl dönümüne gelmesini istediğimizi biliyorum ama, geçen hafta geldiğinde tekrar kavga etti ve neredeyse tüm bildiklerini unuttu. | Open Subtitles | انظر, دان, اعلم اننا نريد لجيني ان تاتي بالذكرى السنويه, ولكن حاربت الاسبوع المااضي وكادت ان تخسر |
Bu ne demek ve köşeye yönelmiştim sonra başka bir araba trafik işaretini ezdi ve neredeyse bana çarpıyordu. | Open Subtitles | ماهذا بحق الجحيم إسكتي كنت مقابل الزاوية ومن ثم اممم سيارة تحركت وتوقفت بسرعة وكادت تضرب سيارتي |
Oğluma, onu mudürün odasına yollayan ve neredeyse fen laboratuvarında ölümcül bir patlamaya sebep olabilecek bir tavsiye verdin. | Open Subtitles | لقد أعطيط ابني نصيحة أدخلته إلى غرفة المدير وكادت تسبب انفجاراً قاتلاً |
Annem öldüğünden beri, babam yatağından hiç çıkmadı... sürekli afyon çeker ve neredeyse hiçbir şey yemez. | Open Subtitles | منذ وفاة والدتي عاش والدي على سريره لا يترك ابدا أفيون غليونه وتقريبا لا يأكل بعد ذلك |
- Neredeyse evleniyordum ve neredeyse F HAT'de broker olacaktım. | Open Subtitles | ــ كدت أتزوجها ــ وتقريبا ُ إنتهت علاقتنا في المطار ــ ماذا قلت ؟ |
ve neredeyse hepsi - Almanlar, Avusturyalılar, mülteci Yahudiler, ikincil kanat sürgünler - bitli geçiş kamplarından geçtiler, ve yargılanmadan göz altına alındılar | Open Subtitles | وتقريباً جميعهم، ألمان، نمساويين لاجئـيـن يـهود، يساريـون منفيـون تم إرسالهم إلى معسكرات العزل الجماعيه دون محاكمه |
Maden damarı 300 metreden uzun ve neredeyse saf. | Open Subtitles | المساحه أكثر من 300 متر في الطول وتقريباً خام بالكامل |
Unvanın başhekim olduğundan başhekim gibi görünme arzunu tamamen anlıyorum ve neredeyse saygı duyuyorum diğer taraftan da ciddi misin? | Open Subtitles | افهم كليا و تقريبا احترم رغبتك بان تظهر وكأنك عميد الطب |
Sana uzun zamandır tutunuyordum ve neredeyse ölecektim. Artık yapamıyorum. Hayatım bu artık. | Open Subtitles | تمسّكت بك طويلا و كاد ذلك أن يقتلني، لكن ليس بعد الآن |
İşsizim ve neredeyse çulsuzum, oda arkadaşım taşınıyor ve kira ücreti de artıyor. | TED | كنت عاطلاً عن العمل، ومفلساً تقريباً انتقل شركائي في السكن، و لم يعد بإمكاني تغطية الأجرة |
82 yaşında ve neredeyse hiç uyumadı. | TED | وهو في الثانية والثمانين من عمره، وبالكاد نام. |
Babam mesaj attı ve neredeyse burada olacakmış. | Open Subtitles | راسلني أبي للتو و أوشك على الوصول |
Banyoda bayılmışım ve neredeyse boğuluyordum. | Open Subtitles | لقد فقدت الوعي وأوشكت على الغرق. |
Geçen ay üç adamımı kaybettim ve neredeyse diğerleri de ölüyordu. | Open Subtitles | لقد فقدتُ ثلاثة رجال الشهر الماضي وأوشكتُ على التسبّب في قتل بقيّتنا |
Şu ana kadar saldırıya uğradım, tehdit edildim kaçırıldım ve neredeyse tecavüze uğruyordum. | Open Subtitles | حتى وقتنا هذا، تعرضت للإعتداء والتهديد الخطف، وتقريبًا الإغتصاب |
Ryan Chappell'in ve neredeyse binlerce sivilin ölümünden sorumlu olan daha milyonlarcasını da öldürmeye niyetli olan bir adamın kaçmasına yardım ettin. | Open Subtitles | لم تكن هذه نيتى يسّرت هروب رجل كان مسؤولاً عن (موت (ريان شابيل وحوالى ألف مدنى |
ve neredeyse bu akşamki partiye gelemiyordum bile ama geldiğim için o kadar mutluyum ki. | Open Subtitles | و كدت لا آتي للحفل الليلة لكنني سعيد جداً أنني فعلت |
Yolculuğumuz otobüsle 1 hafta sürdü ve neredeyse birkaç defa yakalanıyorduk. | TED | إستغرقت الرحلة أسبوعاً بالحافلة وكاد أن يتم القبض علينا عدة مرات |